Jägermeister перевод на английский
44 параллельный перевод
Araba kullanırken uyuyakalmasaydım 20 dakika boyunca. Bir şişe içkiyi mideye indirmeseydim. O orospuyu öldürmemiş olsaydım...
If I hadn't fallen asleep while driving for that exact 20 minutes, if I hadn't drank that exact whole bottle of Jägermeister, if I hadn't raped and mutilated that exact mulatto hitchhiker...
- Jägermeister ve Cristal.
- Jägermeister and Cristal.
Hey, Jägermeister kaldı mı?
Hey, any more Jägermeister around?
Son yılımızdı. Örgülerine Jagermeister bulaşmasını istemedim.
I didn't want you to get Jägermeister in your cornrows.
- Jägermeister mi kokuyor?
- Is that J? Germeister I smell?
Geçen hafta bir güvercin yakaladım, o sayılmaz mı?
We killed a bottle of Jägermeister. Does that counts?
Evet, eskiden Jägermeister likörüne de bayılırdım.
Yeah, well, I used to pound Jägermeister.
Bazen Tanrı'nın işi diyorum. Jägermeister'ı içip karıştırıcının üstünde uyumamı o istemiş gibi.
You know, sometimes I think it was God made me drink that Jägermeister, stick my arm in that concrete mixer.
Alman Kanyagi.
- Right? - A little Jägermeister.
Dün gece çatidayken, disari çikmadan önce Alman Kanyagi'nin içine bir seyler karistirdim.
Last night on the roof, before we went out I slipped something in our Jägermeister.
Bir şey içer misin? Konyak, Rom ya da başka bir şey?
Cognac, Gin, Jägermeister?
Hayatım, ağzını likörle yıkarım senin.
I should wash your mouth out with Jägermeister.
- Bir tek Jägermeister ister misin?
- Do you wanna do a shot of Jaeger?
- Daniel von Jägermeister.
- Daniel von... Jaermeister.
Baba Jagermeister ne?
What's Jägermeister?
Jagermeister.
Jägermeister.
Jagermeister hava gösterisi gibiydi.
It's like the Jägermeister air show all over again.
Bir sigaradan sonra bir de bakmışsın bilardo masasına çıkmış Jägermeister'ları kafaya dikiyorum.
I mean, I have one cigarette, and the next thing you know, I'm dancing on the pool table, doing jager shots.
Jägermeister likörüne hayır demem ama.
I would not say no to some Jagermeister.
Viski, cin, Alman likörü var...
( Lionel ) There's Scotch, gin, Jägermeister...
- Jägermeister mı?
- Jagermeister?
Bu gördüğün acınası şey Jägermeister ve Dubstep seven * bir başkomiserin güvenini kazanmaya çalışmanın bedeli.
This pathetic thing you see before you is the price of cultivating a C.I. who likes Jagermeister and Dubstep.
Likör, cin ve daha bir sürü şeyin karışımı.
White and brown schnapps, OJ and Jägermeister.
Jç'² germeister de olabilir?
Jagermeister, maybe?
Jç'² germeister de olabilir?
Jagermeister, maybe? - ( CHUCKLING )
- İşte başka bir Yoga Ustası.
Another Jagermeister.
Ben ve bir şişe Jagermeister.
Me and a bottle of Jagermeister.
Arka tarafta içki kasalarını indiriyordum, Sonra o geldi ve direk olarak şöminenin yanındaki masaya yöneldi.
I was unloading a case of Jagermeister back here, he comes in and heads right for the table by the fireplace.
Bir kadeh Jagermeister'la başladın ve sloe cin eklersin...
You start with a splash of Jagermeister... - then add sloe gin... - Got that.
Izgaramızda dana sırtından, turplu... hardallı ve fıstık ezmeli pirzola var. Bitkisel likör ve Antemis yaprağı ilaveli... Ayrıca yanında pilav üzeri karahindiba salatası da veriyoruz
For a limited time only, we are proud to present to you our barbeque, baby back, horseradish, mustard and peanut butter-encrusted ribs with a slight Jagermeister infusion sprinkled with chamomile leaves with a horseradish and dandelion salad on a bed of rice.
İçinde Jagermeister var.
It's made out of Jagermeister...
Bir bira az içseydim doğru olanıyla işi pişirmiş olabilirdim.
- Oh. - One less Jagermeister, I might have ended up with the one I wanted.
Pembe limonatanın içine bir damla Jagermeister damlatıyorum, bir dilim dudak koruyucusu ekliyorum, adına Aşk Tanrısı'nın ölümsüzlük içkisi diyorum ve parayı cukka ediyorum.
Stir a drop of Jagermeister into some pink lemonade, slice in some strawberry ChapStick, call it Cupid's ambrosia, and you can charge up to the wazoo.
Jagermeister iyice çeneni açtı, farkındasın herhâlde.
You know that Jagermeister really makes you chatty.
Bira, ve Jagermister şatı kimindi?
Who had the beer, and who had the shot of Jagermeister?
Jagermeister.
JAGERMEISTER.
Ona biraz üzüm, kepekli çörek, bir bardak erik suyu ve Jagermeister hazırladım.
I got him some grapefruit, a grandpa bran muffin, and a shot of prune juice and Jagermeister.
Belki de biraz Jagermeister almalıyız.
Maybe we should get some Jagermeister!
Gencecik bağırlarının tatlılığı Jagermeister ile ve şehrin nemiyle karışır. Karşılıksız sallanırlar.
Sweat of their young bosom mixing with Jagermeister and the humidity of the bayou, jiggling for fool's gold.
Cam masamı bir şişe Jagermeister ile parçaladılar.
They smashed my glass tabletop with a bottle of Jagermeister.
Bu durumda bende Tekilla uzmanıyım.
In that case I'm almost expert Jagermeister bottles.
Jagermeister bitti mi?
They run out of Jagermeister?
Christopher, bırak o Jagermeister şişesini elinden.
Christopher, put down the Jagermeister...