Kafam karışık перевод на английский
923 параллельный перевод
Hayır, ne düşündüğümü bilmiyorum. Kafam karışık. Beni suçlayabilir misin?
They do things that seem silly to your mighty mind but they're clever and restless, and refuse to be humdrum and dull.
Şu an kafam karışık bir durumda olmasaydım o cesaret ettiğiniz şeylere ilgi gösterip size "baba" dedirttirirdim.
If I weren't a little bit mixed up at the moment... I'd take you up on a few of your dares and make you say "papa."
Kimseyle dertleşmediğim için kafam karışık olabilir.
I wanted to talk. Maybe that's why I'm all mixed up, because I've never told anybody.
- Benim kafam karışık değil.
- But I'm not mixed up.
Sarhoş oldum, çünkü kafam karışık.
I got drunk because I am confused.
Artık kafam karışık değil.
I'm not confused any longer.
Kafam karışık.
I'm so confused.
Kafam karışık.
It rocks me.
Biraz kafam karışık.
I'm just a little bit fuzzy.
Kafam karışık...
Head...
Eğer bir gün olsun... kafam karışık olmasaydı... ve her şeyden utanmasaydım...
If I had one day... when I didn't have to be all confused... and I didn't have to feel that I was ashamed of everything...
Sadece kafam karışık.
Just confused.
Biraz kafam karışık.
- Yes. I have a problem...
Kafam karışık.
Confused.
Kafam karışık.
I feel confused.
Lütfen bağışlayın. İspanyolca bilmem ve kafam karışık.
I don't speak Spanish, and I'm a little confused.
Bu kadar kafam karışık konuştuğum için bağışlayın ama bütün bunlar birden beni çarptı.
Forgive me for talking in such a confused manner but all this suddenly hit me.
Senin için her şey basit ve kolay, ancak benim kafam karışık.
For you it's all so clear and simple, but I'm confused
Kafam karışık.
I'm confused, I tell you.
Birisinin iyi birşey yapacağı ya da hiçbir şey yapmayacağı konusunda kafam karışık
One should either do something well, or don't do it at all.
Sanırım o. Ama kafam karışık.
Yeah, I think so, but it's kind of confusing.
Açıkçası şerif kafam karışık. Bu tür bir yıkıma tek şey neden olabilir. Kılıç dişli bir kaplan.
Well, frankly, sheriff, off the top of my head, the only thing that could have caused this sort of destruction would have been a - a saber-toothed tiger.
Kafam biraz karışık.
Well, I'm a little confused.
Babamın ve Dudley'nin ölümünden dolayı kafam çok karışık.
It's just that I'm so all at sea with Father and Dudley gone.
Kafam çok karışık. - Phil, perşembe günü yemeğe çıkıyor muyuz?
I think most women's hats are designed by men who want men to hate women.
Benim kafam hâlâ biraz karışık.
I am still completely mystified.
Özür dilerim, şu sıralar kafam oldukça karışık, fakat onu korursan, bundan sonra sadece iyi şeyler yapavağım.
Forgive me, for I'm very confused... but if you take care of him, I'll do whatever is right.
Kafam hala çok karışık.
I'm still too confused.
Kafam çok karışık.
I'm all confused.
Kafam tamamen karışık.
I'm all in a muddle.
Sufle olmadan da kafam yeterince karışık.
I've got enough on my mind without a soufflé.
Kafam çok karışık.
I am puzzled.
Kafam çok karışık.
I have a lot on my mind.
Bu gece biraz fazla hareketli oldu, kafam öyle karışık ki!
We've had so much excitement, I am boxed out of my mind.
Baba, kafam çok karışık.
Dad, I'm so mixed up.
Kusura bakmayın, kafam çok karışık.
- OH, I BEG YOUR PARDON. I'M SO CONFUSED.
Kafam çok karışık.
I'm so confused.
Kafam çok karışık.
I'm really confused.
Çok korkuyorum ve kafam çok karışık.
I'm so frightened and confused.
Kafam karma karışık.
I'm confused...
Kafam çok karışık.
I'm totally lost.
Ama, benim kafam çok karışık.
But meanwhile... I'm all at sea.
Teşekkür ederim. Kafam karışık.
I'm terribly confused.
Kafam biraz karışık da.
My mind was elsewhere.
Hem de memnuniyetle, ama kafam biraz karışık, anlıyor musunuz?
I was glad to do it. But I have some things on my mind. Do you understand?
Muzzy, kafam o kadar karışık ki.
Muzzy, I'm so mixed up.
Kafam çok karışık sadece, o kadar.
I'm just so confused by this whole thing.
Kafamı karıştıran unsur, çalışmanıza koyduğunuz başlık oldu - "Kaçış".
What puzzled me was the fact you'd given it a title - "Escape".
- Ama kafam karışık.
About what?
Kafam çok karışık.
I am confused by shadows.
- Bilmem. Kafam çok karışık.
Oh, I don't know, I'm all confused.