Kale перевод на английский
3,541 параллельный перевод
Ding'in kale hapishanesi.
Ding's prison castle.
İyi numara, hayalet kale.
Well played, ghost castle.
O kale en az 25 km uzaklıkta.
That citadel is easily 25 kilometers away.
Aslan, kale ve gemi...
A lion... a castle... A ship.
Bugün başka bir kumdan kale yapabilir miyiz?
Can we build another sandcastle today?
Kale, tüm tahtayı boydan boya gezebilir.
The rook, he patrols the entire board.
Korkarım ki kale tehlike altında olabilir.
I-I fear the castle may be under threat.
Önemsediğim tek yeşil artık lahana, artık büyüyorum.
The only green I care about now is the kale I'm growing.
Lahanayı severim. *
I love kale.
Ve sen onun sıska küçük kıçını yüz üstü bırakmadın.
And you didn't even rat out his little kale-eating scrawny ass.
Öncelikle demek istiyorum ki, kale E-8'e.
First, I would like to say, rook to E-8.
Ve benim de en sevdiğim yemek tabii ki ; limon ve adaçayı ile marine edilmiş tavuk ve haşlanmış patates ile yanında da kısık ateşte pişirilmiş lahana.
And my favorite food, of course, is lemon sage chicken and Yukon gold potatoes with braised kale.
Kale ve at.
Rook and knight.
Tam bütün umutlar tükenmişken yakışıklı prens kale duvarlarını tırmanıp kuleye vardı ve kötü kalpli ejderhayı öldürdü.
Just when it looked like all hope was lost, the handsome prince scaled the castle walls and climbed the tower to slay the evil dragon.
Megatron yüce ve güçlü kalesi Kara Kale'den Dünya'yı rehin tuttuğu sürece olmaz.
Not with Megatron holding our planet hostage from his high and mighty perch at Darkmount.
Ev yapımı lahana, ızgara pirzola.
House special kale and fried ribs.
Evladım yıllar boyunca bu daire benim Barneylik Kale'm oldu. Ama artık bunu devretme zamanım geldi.
My son, for many years... this apartment has been my Fortress of Barnitude... but now the time has come for me to pass it on.
Çok yakında burası senin YalnızTedlik Kale'n olacak.
Soon, this place will become... your Fortress of Soli-Ted.
Kale biraz soğudu tabii. Büzüştüğü için...
Now it's a little cold here in the Fortress, so don't judge...
Ne yazık ki, görünüşe göre kale izinsiz ışınlanma köprülerine karşı sıkı şekilde korunuyor.
Unfortunately, it seems the fortress is heavily shielded against unauthorized groundbridges.
Eski kale Delhi'de ve...
The old fort is in Delhi and...
Lakin ordu, toplar ve kale benim elimde. Ve sizin aksine Borgia Papasına olan düşmanlığım zaten aleni. Herkes biliyor.
But I have the arms, the cannon, and the castle and, unlike you my hatred of the Borgia Pope is public already.
Zindanı bir kale olabilir daha fazlasını hak etmiyor.
Her prison can become her castle. She deserves nothing less.
İçinde karalahana, ginkgo balboa falan var.
They got kale, Gingko Balboa.
Onların bize söyledikleri kelimeler zihinlerinin kumsallarından toplanmış birer kum taneleri gibidir ve o kumları toplamalarına ve düşüncelerden asla aşınmayacak bir kale inşa etmelerine yardım etmek bizim görevimizdir.
The words they tell us are like grains of sand gathered from the beaches of their mind and it is our job to help them collect that sand and build castles of thought which can never be washed away.
Bu çiftlik evi daha çok bir kale gibi.
This farm house is more like a fortress.
Hayatımda düşüncelerini kale aldığım tek bir kadın var. Annem.
But there's really only one girl whose opinion matters to me.
- Bir dahakine sen dene o zaman.
( laughs ) You try making noodles out of kale.
Kale orada.
The castle's over there.
Belki bir çeşit fetiş malzemesidir... gelinlik, kale.
Maybe there's some kind of fetish thing - the wedding dresses, the castle.
- Ama orası kale değil.
- But that's not a castle.
Tabiki beş yaşındayken onları kale yapmak için kullanırdım fakat büyüdükçe...
I used them to make a castle out of them, But when I got older...
- Ya da şişme kale...
- or a bouncy castle- -
Bu kale Karanlık Olan'a ait.
This castle belongs to The Dark One.
Bu kale yüzyıllar öncesinde yapılmış.
This castle's been built over centuries.
Açık büfede kimsenin almadığı salata malzemesiydi şimdi havalı yiyecek olmuş.
- It's kale. It's that thing on the salad bar that nobody used to eat, but now it's the cool food.
- Hayır, lahanadan uzak duruyorum.
No, I'm abstaining from kale.
Seni burada yalnız bırakmak istemiyorum lahananla birlikte.
I don't wannajust leave you here alone with your kale.
Lahana yiyorsun.
- You're eating kale.
Lahanayla oynuyorum.
- I'm playing with kale.
- Lahananı ye.
- Eat your kale.
Kale çizgisine giderken Bay Go'ya Weiwei eşlik ediyor.
Rather than going to the plate Mr. Go is following Weiwei
Dört kale de tamam!
All bases loaded
3. kale çizgisi tamam!
To the 3rd base!
Kim topu kale dışına gönderiyor.
Kim directs the ball away from the plate
Şimdi dört kale de dolu!
The bases are loaded now!
Dört kale de dolduğuna göre az sonra Bay Go devreye girecek.
With the bases loaded Mr. Go is coming out now
3 out ve 4 kale de doluyken maçın kaderi 8. devreye bağlı.
Bottom of the 8th Tied at 31 out Bases full and pinch hitter Mr. Go is coming out!
2. kale'den 1. kaleye!
2nd base to 1st!
7. devre sonundayız, 2 kale de dolu ve henüz hiç out yok.
Bottom of the 7th Runner on 2nd No outs
Kale gibi korunuyor.
Place is like Fort Knox.