Kalktı перевод на английский
7,379 параллельный перевод
Kalktın mı?
Are you up yet?
Sabah kalktığında kendini manşetlerde bulsun.
He wakes up in the morning, and it's all over the front page.
Onu tek hamlede yere sereceğini söylemiştin ancak yine ayağa kalktı.
You said that you'd take him down with one blow, and then he got back up.
Bak, geç kalktım kahvemi henüz içmedim konu her ne ise sonra konuşabilir miyiz?
Listen, I was up late, I haven't had my coffee, so can we talk about whatever this is in, like, an hour?
- Kalktığını bilmiyordum.
I didn't know you were up already.
Ters tarafından mı kalktın?
Did we get off on the wrong foot?
Gecenin bir yarısı kalktım ve gittim, "Biliyorsun ki, bu sadece eşya, değil mi?"
I just got up in the middle of the night, and I went, "You know, it's just stuff, right?"
Özgürlük aşıkların beni linç etmeye kalktı.
Your freedom lovers tried to lynch me.
Kubbe Koca Jim onu asmaya kalktığında çılgına dönmüştü.
It went crazy when Big Jim tried to hang him, right?
Jim hıncını Rebecca'dan çıkartmaya kalktı.
Jim went after Rebecca.
Projektör kalktıktan hemen sonra terk etti.
Um, he left right after the launch of the Beamer.
Şey... Ben Netero... Başkan, böyle bir işin altından kalktığın için minnettarım.
I am Netero... thank you for a job well done.
Kar yolumuzdan kalktıysa,... oraya neden ulaşamıyoruz?
If it could move the snow out of the way, how come we couldn't get there?
Uçak kalktığında inanırım ancak. Sen konuyu takip et tamam mı?
I'll believe it when they're in the air.
Sonra kalktı.
Then he got up.
Okula gitmek için sabah kalktığımda kıpırdayamadım.
And when I got up to go to school this morning... I couldn't move.
Geç kalktın.
- You're up late.
Tamam, lor peynirli pankeklere kalktım.
Okay, it was the ricotta pancakes.
Gerçekten, uçağın kalktığını gördüm.
I saw it take off, for real.
Her adımın bedeli bir piyon ve bu piyon karına tecavüz etmeye kalktı.
Every move costs a piece and this piece tried to rape your wife.
Hava gemisi Bosco'dan kalktı bile birkaç saate kadar burada olur.
THE AIRSHIP ALREADY LEFT FORT BOSCO AND SHOULD BE ARRIVING IN A FEW HOURS.
Abbudin Saray Muhafızları ile dolu bir uçak kalktıktan sonra yere çakılmış.
Elite Guard officers just crashed after takeoff.
Üzgünüm o gemi çoktan kalktı.
I'm afraid that ship has sailed.
Bir gün, kalktı ve orayı terk etti.
One day, he up and walks away.
Millie, ayağa çok hızlı kalktım sadece.
Millie, I just stood up too fast.
Çabucak kalktım ayağa.
I stood up too fast.
böylece artık Kola ortadan kalktı.
so they don't have Coke.
Tüm gece boyunca oradan oraya döndüm ve çok erken kalktım ve kalkar kalkmaz canım şeker istiyordu.
And I just tossed and turned all night and then woke up very early, and as soon as I was awake I kind of was craving sugar.
Üstümden yük kalktı.
That's a weight off.
Önemli olan nasıl kalktığımızdır.
It's about how we get up.
Çinlilerin güç noktası ortadan kalktı ama sokaklarda hâlâ çok elemanları var.
The Chinese power base is gone but they still have a lot of players on the street.
Coulomb Kuvveti ortadan kalktığında atomu bir arada tutan tek şey nükleer kuvvet olacağından sonuç... yüksek kütleli gezegenlerin gravitasyonel kuvvetlerinin ortadan kalkması olacaktır.
Don't forget that. They weren't just playing around without thinking. They took the fate of three million Imanity on their shoulders... and I didn't even realize it.
Kalktığında boka sallarlar.
Shocks the shit out of them when they pull up.
İlk defa babasıyla tanıştı ve adam kardeşini öldürmeye kalktı.
She meets her dad for the first time, and he tries to kill her brother.
Kim kalktı yatağından?
Who is out of bed?
Birisi imparatoru öldürmeye kalktı.
Someone tried to kill the Emperor.
Sabah kalktığımda ilk gördüğüm şey o oluyor ve ben de eskileri hatırlayıp ölmek istiyorum.
It's the first thing I see every fucking morning, and it all comes rushing back, and I want to die.
Gecenin bir yarısı sırılsıklam terlemiş halde kalktım ve karanlığın üzerime doğru geldiğini hissettim.
Wake up in the middle of the night, and I'd be sweating, and I would just feel that darkness bearing down on me, and I would...
- Perde henüz kalktı mı? Tamam.
Has the veil lifted yet?
Birisi David Clarke'ı ezmeye kalktı.
Reporter : Someone just tried to run over David Clarke.
- Sırp başkanı kalktığı zaman size haber yollarız.
You'll get word when the Serbian President - is wheels-up.
Yani sen ayağa kalktığın zaman.
You know, when you get back up on your feet.
Sınırı geçtiği anda etki altında kalma durumu da ortadan kalktı.
Her compulsion went away as soon as she Crossed the border.
- Kalktın mı Nora?
Hey, Nora, you up?
- Erken kalktım bugün.
I got up early today.
Sen kalktın bana "Duygu öldü." diyorsun.
And all you can say is Duygu died.
Demek sen kendini öldürmeye kalktın?
So you tried to kill yourself?
Meşhur şarkımı yazdığım zaman sekiz kere falan yatıp kalktık.
I mean, we had a, roughly, eight-night stand back when I wrote my platinum hit single.
Hemen de ayağa kalktı.
Standing up.
14. gün yatağımdan kalktım ve kapının çalındığını duydum.
So...
Sırp Başbakan'ının uçağı kalktı.
The Serbian President's plane is wheels up. Report to your motorcade positions immediately.