Kalına перевод на английский
3,714 параллельный перевод
Dr. Carruthers'ın cinayetine dair Freddie Lounds'un haberinde titizlikle anlattığı her detay aslına sadık kalınarak gerçekleştirilmiş. Bu hariç.
Every detail of Dr. Carruthers'murder as described meticulously in Freddie Lounds'article has been faithfully reproduced except... for one.
Bence sen, ben ve dostların bir tekneye binip... her gün balık avına çıkalım.
So I say you, me and your friends we take the boat. We can go fishing every day.
Baba, balık avına çıkalım.
Dad, let's go fishing.
Khayelitsha Kasabası'na girilirken geriye dokuz yarışçımız kalıyor.
Nine remain, as we enter Khayelitsha Township.
- İlk aşamanın son etabına girilirken.. ... geriye yedi sürücü kalıyor.
- Seven drivers remain, as they enter the last leg of stage one.
Erkek arkadaşına hoşça kal de tatlım.
Say bye to your boyfriend, honey.
20 yıl önce Clifton Forge mezarlığına taşındıklarında en eski, en küçük kalıntılar yakınları tarafından istenmedi.
Twenty years ago, when they moved to Clifton Forge cemetery. Some of the oldest, smallest remains, were not claimed by the relatives.
Greg kitaplarına dokunmamam için bana para veriyor çünkü bir denetim durumunda benim başıma kalır.
Greg pays me in cash to keep me off their books because if there is ever an audit, I am a liability.
Tanrı aşkına kal!
Stay for fuck's sake!
Ailem bu yörede yaşardı ve Bill de Knatton Hall'a amcasının yanına gelip, kalırdı.
My family used to live in this part of the world and Bill would come to stay with his uncle at Knatton Hall.
Ama nihayet çaresiz kalınca Batı tıbbına döndü.
But finally, out of desperation, he turned to Western medicine.
Bir dakikalığına üst kata çıkalım.
Why don't we go upstairs for a minute?
Ama uzun vadede genç neslin tamamı Batman'in bu patolojik hüsnü kuruntu kalıbına girmeye meyledecektir.
But in the long term a whole generation of young people will be bent to the matrix of Batman's pathological self-delusion.
Yüksekbahçe de, Joffrey ile Margaery'nin çocuklarına kalır..
And Highgarden will go to the children of Joffrey and Margaery.
Bulunduğun yerde kal.Yanına geliyorum.
Stay where you're at. I am coming to you.
- Sen yüzme hocasına gidiyorsun, sen benimle kalıyorsun.
You go to the swim instructor, and you stay with mummy.
Ama bir daha bana ya da başkasına saygısızlık edersen seni bulurum ve unufak ederim, geriye dövmelerin kokan nefesin ve sırt sivilcelerin kalır.
I will hunt you down, and I will slap you into a pile of tattoos, bad breath and back zits.
Boynunun kalınlığına göre değişir.
It depends on your collar size.
Bir evvelkinden bu yana başardıklarına ya da başaramadıklarına bakmak zorunda kalırsın.
You're forced to look at everything you have or haven't accomplished since the last one.
Eğer buraya yeniden gelmek zorunda kalırsak seni huzuru bozmaktan dolayı gözaltına alırız.
If we have to come back, we're gonna cite you for disturbing the peace, you understand that?
Tamam, indirin şu siktiğimin uçağını. fakat kız giderse, siktiğimin müzikalini tek başına yapmak zorunda kalırsın, seni götü kalkık havuç kafa.
Okay, land this fucking plane, but if she goes, I go, and you can finish your fucking musical by yourself, you spoiled ginger.
Bana kalırsa alışılmışın dışına çıkmak istiyorsun.
Because you want to get close to the edge.
Wyatt, evinizde altı tane yatak odası olmasına rağmen neden Toby ile aynı odada kalıyordunuz?
Wyatt, you have six bedrooms in your house, and you and Toby share a room.
Clara, ben gelene kadar hayatta kal ve kimsenin bu gezegeni havaya uçurmasına izin verme.
Clara, stay alive until I get back, and don't let anyone blow up this planet.
" Eski insanlar, Portallar Ahenk Birleşmesi süresince kapalı kalırsa Vaatu'nun hapisten kurtulamayacağına ve iyilikle kötülük arasındaki savaşın bir daha gerçekleşmeyeceğine inanıyorlardı.
"The elders believed that as long as the portals " are closed during the harmonic convergence, " Vaatu will remain imprisoned
İyi, tek başına burada kal.
Fine, you stay here alone.
- Tanrı aşkına bunun için iyi kal.
- Then for fuck's sake stay good for that.
Buz kalıbına çevireceğim onu!
I would change into a black tick!
- Yaptığı yanına nasıl kar kalır?
How could he get away with that? It's all in the bylaws.
Ofis içi flört insan kalıntılarına saygısızlık iş arkadaşını boğazlamak. - Erkek striptizciliği.
Interoffice dating, desecration of human remains, choking a fellow officer.
Abraham Lincoln her zamanki gibi tek başına atıyla bakanlık binasından askeri yurda gidiyor. Sıcak yaz aylarında ailecek orada kalıyorlar.
Abraham Lincoln is riding alone, as is his custom, from the War Department to the Soldiers'Home where the family stays during the hot summer months.
Aramızda kalır. Onun kulağına gitmesine engel oluruz.
Between the two of us, we'll keep the scribblers from her door.
Ee Qohen burada tek başına kalıyorsun ve şeyi bekliyorsun...
So here you are, qohen, locked up all alone and waiting for...
Edo yerini Meiji Çağı'na bırakırken samurayların da sonu gelmek üzereydi. Yeni hükümet Ezo'daki Özel Yönetim'in kalıntılarının peşine düşüp yok ederken mağlûplar için bakîr kuzeyde bile saklanacak yer kalmamıştı.
As Edo gave way to the Meiji era, the end of the samurai was nigh and the new government hunted down remnants of the Shogunate into Ezo, the untamed north... and the defeated had nowhere to hide.
Eğer ki anomali kapansaydı adamların diğer tarafta tek başlarına kalırdı.
If an anomaly would have closed, your men would have been marooned on the other side.
Koloni'nin kalıntılarında tuhaf ses kayıtlarına ulaşıldı.
Strange recordings appeared in the rubble of the Colony
Aileler, kelimenin tam anlamıyla 30 yıl birisi ölene kadar bu sırrı halının altına süpürebilir ama sonra bunun bedelini ödemek zorunda kalırsınız.
Families, for literally 30 years, Can sweep that secret under the rug until someone dies, And then you have to really face the music.
Güneş, nisan ayının sonunda 4 aylığına kalıcı olarak batar. Işıksız bir dünyada yaşamaya alıştığınızı düşünün.
Guess you start to get used to living in a world without light.
Sonunda oluyor ve amına koduğumun asansöründe kalıyorum sizinle.
It finally happens and I'm stuck in a fucking elevator... with you.
Yaptıklarının ne kadarı yanlarına kalır görmek için. Bu yüzden bir süreliğine hayır de.
So just say no for a while.
"Bu âlemin kalıplarına kendinizi uydurmaktan vazgeçin, ama, aklınızı yeniliyerek kendinizi geliştirin."
"Do not conform any longer to the pattern of this world, but be transformed by the renewing of your mind."
Yeraltının en derinlerinde, bu topraklarda yaşamış insanların ilk kalıntılarına rastlıyoruz.
The deepest levels under the ground, we find the earliest remains of the people who lived in this land.
Kovalamaca esnasında şüpheli silahına davranınca ateş ederek onu öldürmek zorunda kalır.
In the foot chase that followed, he was forced to shoot and kill the suspect when the suspect pulled a gun.
Ya da kız burada kalır, işini bitirirsin ve sonrasında ikiniz gün batımına araba sürersiniz.
Or the girl stay here, you know, uh, you finish the job, and then both of you drive to the sunset.
* Kalın, tüylü kazaklara rüya gibidir dokunması *
♪'Cause, baby, I can't talk it ♪ ♪ Warm and fuzzy sweaters ♪ ♪ Na, na, na ♪ ♪ Too magical to touch ♪
Bu okuldaki hiçbir çocuk mezun olmalarına bir hafta kalıncaya kadar hangi üniversiteyi istediğini düşünmüyor gibi duruyor.
The kids at this school don't seem to even think about what college they want to go to until about a week before graduation.
Ve daha sonra altı haftalık bir bezdirme programına katlanmak zorunda kalırdınız.
Then you'd have to go through a six-week hazing program.
Bütün bu mal mülk babasına kalınca, Elizabeth ortada kalacak.
When all this has gone to her father, there'll be nothing left for her.
ya burda kalır ya da babasının yanına gider Brüksel'e ben burdayken gelmez
She stays here or goes to Brussels to her father She won't come back while I'm here
Sürekli, "Bu senin sahne ismin mi?" sorularına maruz kalıyorum.
People always ask "Is it a stage name?"
Git de memeleri tıkalı kadınlarına söyle.
Go and tell your engorged ladies that.