Karşı перевод на английский
221,389 параллельный перевод
Kafan nasıl olur da benimkiyle karşılaştırılabilir?
How come your head can be compared with mine?
O yüzden devam et bize karşı cinayet davası aç.
So go ahead, file murder charges against us.
Kurumsallaşma karşıtı direniş... Bu güzel bir ortak alan.
Resistance on the anti-institution, it's a beutiful symbiosis.
Müthiş gözlüklü beyefendiye gidiyor. Şimdi de dünyada en gıpta edilen soprano karşınızda!
Gone to the man in the fine spectacles and now to the most coveted soprano in the world!
Artık birbirimizi böyle mi karşılıyoruz?
Is this how we're greeting each other now?
Bir insanın karşısındakinin sikinde sekiz saat tepinmesiydi sadece.
Just one person fucking the other person's dick off for eight hours.
Yüzüne karşı her şeyi anlatmak istiyordum.
I've been wanting to tell him everything to his face.
İlk sürprizim için... Merak etme hayatım, devamı da var. Karşınızda, Nils Michelson!
For my first surprise, and don't worry, honey, because I've got a few, let me introduce Nils Michelson.
Gayet olgun ve iyi niyetle karşıladı.
You had no choice. She handled it with such grace... and faith.
Bay Henderson, jüri karşısında savunmanızı değiştirmeye hazır mısınız?
Mr. Henderson, are you prepared to change your plea in front of the jury?
Ve tek karşımıza çıkabildiği konular asılsız, değersiz spekülasyonlardan ibaretti.
And all she could come up with was baseless, worthless speculation.
Ve karşı taraf onu soğuk ve mesafeli olarak tasvir ederken..... sadece katlanılması zor acıyla böyle başa çıktığını görmediler.
And while the prosecution has painted him as cold and detached, that's just his way of coping with unbearable pain.
Sona, karşılaştığımıza çok sevindim.
Well, Sona... It's so great to see you.
Savaşa başlamadan önce şarkı söyleyen askerlerle karşılaşırdım.
I keep coming across soldiers who'd sing before going into battle.
Ve karşılığında?
And in return?
Evet. "Kürtaş" karşıtıyım.
Yeah. I'm anti-bortion.
Vay, Walmart görevlisi bile beni daha sıcak karşıladı.
I got a warmer welcome from the Walmart greeter. No.
Onunla karşılaşmak istemezdim.
Yeah. Not my first choice, running into him here.
Bir keresinde ben de Chili's'te Alex Trebek'le karşılaşmamıştım.
You know, I once, uh, didn't meet Alex Trebek in a Chili's.
6000'in altında bir tane bulursam paramın karşılığını alırım.
If I can snag one for under six grand, I'll get my money's worth.
Buna karşı çıkmamı mı bekliyorsun?
- You waiting'for me to argue with you? - I just...
Nasıl karşıladı?
Well, how'd she take it?
Karşılık vermedi.
Nothin'.
Ama parasını Neumann's Hill ödemez, kendi cebinden karşılarsın.
Yeah, thing is, Neumann's Hill's not gonna pay for it, so that's comin'out of your pocket.
Hank tek başına faturaları karşılıyor.
Hank alone covers the utilities.
Barda kiminle karşılaştım, bil.
Oh, hey, guess who I ran into at the bar?
Çiftçiliğe karşı tutku duyuyorsun.
You have a passion for ranching.
Faturaları ödemeye karşı da tutku duyuyorum.
I also have a passion to pay my phone bill.
Tüm doktor faturalarını karşılar.
Should cover all the doctor's bills.
Değiştirir yerine Her simge Karşılıklı harfle yazarsanız çevirinizdir.
You replace each symbol with the correlating letter, and you have the translation.
"E" nin karşılık gelen bir karesi var.
"E" has a corresponding square.
Hikayelerini dinler gibi yapıyorum ve satış kredisi karşılığında düğün hediyesini iade ediyorum.
Pretending to listen to their story and returning this pizza stone for store credit.
Umarım senin çocuğunun benimkine karşı önceliği olduğuna düşünmen için iyi bir sebebin vardır. Biraz önce söylediklerine göre epey iyi bir sebep olduğunu kabul edeyim ama olsun!
I hope whatever reason you had to prioritize your child over mine was a good one, and now that I hear it, it's pretty close,
Sense bunca çabama bir tır durağında rezervasyon yaptırıp Tom Sawyer gibi giyinerek karşılık verdin.
You repaid the effort by making a reservation at a truck stop and dressing up like Tom Sawyer.
Eoferwi'deki Sakson halkı istilacıları Erik ve Sigefrid kardeşlere karşı ayaklandı.
In Eoferwic, the Saxon people rose up against their invaders, the brothers Erik and Sigefrid.
Kral Guthred, Kjartan'a karşıysa o zaman biz de yanındayız.
If King Guthred is against Kjartan, then we're with him.
- Hayata karşılık hayat, öyle mi?
A life for a life, is it?
- Kılıcım karşılığında hayatım.
My life for my sword.
Barış karşılığında, Eoferwic'in kaybını telafi etmesi için size Dunholm'daki kaleyi teklif ediyorum.
In exchange for peace, in compensation for the loss of Eoferwic, I will offer you a fortress, at Dunholm.
Kral Guthred, Kjartan'a karşı bir ordu meydana getiriyorsa o orduya destek vermek için hazırlanmalıyım.
If King Guthred were to raise an army against Kjartan, I would be prepared to add to that army.
Karşılık olarak Osbert'in kafasını istiyorum.
In return, I shall require the head of Osbert.
Çekicilik, karşılık bulmuş sanırım.
The attraction, it is reciprocated, I expect?
Ben onlara karşı dövüştüm, sen dövüşmedin.
I've fought against them, you haven't.
Ordunun masraflarını kim karşıladı Piç Egil?
Who paid for your army, egil the bastard?
Ona dedik ki filonun ve saldırının masraflarını kimin karşıladığını bize söylersen canını bağışlayacağız.
We have told her that if you tell us who paid for your fleet and attack then we will spare your life.
Karşımda Joe "Punkee" Larot,
It's Joe "Punkee" Larot,
Sana karşı bir şeyler hissediyorum.
I do feel something for you.
Muhtemelen karşılık verirdim.
Well, probably I would have kissed you back.
Karşınızda BFFs.
This is BFFs.
Evet, Jeff bana karşı tuhaftı.
Yeah. Jeff was being a little weird with me.
Çoğu çocuğu ite kaka dolaba tıkarsın. O hemen kıvrılıp giriverirdi.
Most kids you had to shove into a locker, but he'd just fold right up.