Kaybetti перевод на английский
7,786 параллельный перевод
Oxman hariç konutlandırma davasında merkez olan herkes kaybetti.
Christ, except for Oxman, everyone who was even moderate on the housing got knocked off.
Bebeğini kaybetti.
she's lost the baby.
Guadalcanal muharebesinde kardeşini kaybetti.
She lost a brother at guadalcanal.
İki gün önce, Dokuzlar klanından biri, Lahanis,... beklenmedik şekilde son üyesini de kaybetti.
Two days ago, one of our nine clans, the Lahanis, unexpectedly lost the last of their line.
O zaman neden işini kaybetti
Then why did he lose his job?
Tamam bak bıçak belki gücünü kaybetti ama mühür değil ve ben de elimden geleni yapıp sakin kalmaya çalışıyorum.
The Blade might be powered down, but the Mark is not, and I'm doing everything I can to keep it together.
Bir adam hayatını kaybetti.
A man is dead. Um...
I onun izini kaybetti.
I lost track of her.
Eğer bir baba kaybetti.
You lost a father...
I bir kardeş kaybetti.
While I lost a brother.
Birçok insan hayatını kaybetti, birçok insanın hayatı da tehlikeye atıldı.
Many lives have been lost, others endangered.
Lawton Senatör Joseph Cray'i de içeren rehineleri öldürmek amacıyla patlatılan bomba sonucu hayatını kaybetti.
Lawton died as a result of an explosion intended for a group of hostages, including senator Joseph Cray.
Çatışmalarda yaklaşık yüz bin insan hayatını kaybetti.
An estimated 100,000 people have died in this conflict.
Kendini tamamen kaybetti.
He's completely losing it.
Son 4 ayda 36 sivil hayatını kaybetti ve.. .. bu saçmalık durmalı diyorum.
I'm saying I've lost 36 civilians in the last 4 months and this bullshit has got to stop.
Vicente Cruz kızını kaybetti, hatırlıyor musun?
Vicente Cruz lost a daughter, you remember?
Verdiği kararlarla işini ve kocasını kaybetti...
Choices that have cost her her career, her husband...
Dr. Prince aklını kaybetti.
Dr. Prince has lost his mind.
Chad, köprüyü geçti ve Calvin'in çiftliğini kaybetti.
So Chad crossed the bridge and lost Calvin's farm.
İmam, kendi konutunda hayatını kaybetti. Dua etmek için büyük bir kalabalık toplandı.
At the imam's place of residence, a huge crowd has gathered to pray.
- Ne kadar kan kaybetti?
How much blood did he lose?
Genç adamlarından bazıları kendini kaybetti.
Couple young bangers got carried away.
- Numaramı kaybetti herhalde.
Must have lost my number.
Yüzbaşı mevkisini senin yüzünden kaybetti.
You know the captain lost his position because of you.
Ana suç ortağı Dr. Lemay kellesini kaybetti.
Her key accomplice, Dr Lemay, lost his head.
Tabii o, Kore'de penisini kaybetti.
Of course, he lost his wang in Korea.
Kurbanlardan bir kadın, on yedi bin dolarını kaybetti...
- Ohh. - One of them lost $ 17, 000 when she bought...
Otobanda beni kaybetti.
He lost me on the Interstate.
Uzun zaman önce ailesini bir kazada kaybetti.
His family got killed in an accident a long time ago.
Kraliçemiz iyi değildi, efendim, ve kan kaybetti ama bunu rahatlıkla söyleyebilirim ki şu an ki durumu iyiye gidiyor.
Her Majesty was unwell, Sire and bled, but her condition looks as though it will improve.
Babam kaybetti, Nerdeyse herşeyi.
My dad would lose his shit, over anything.
Bilincini kaybetti. Tansiyonu fırladı.
Is that it?
Kusmaktan dolayı su kaybetti elektrolit dengesizliği de V-fib'i tetikledi ve sonra nabzı durdu. - Ne yapacaksın...
He's dehydrated from vomiting, electrolyte imbalance triggered V-fib, and he lost his pulse.
benimle aynı yaşta... Dün gece hayatını kaybetti.
Oren, uh, same age as me... he just, uh, passed away last night.
Halk her şeyini kaybetti.
Those people out there lost everything.
Sevdiğim kız gemiden ayrılmak isteyince işini kaybetti.
The girl I am in love with has lost her job, asked to get off the ship...
Üzgünüm, Bayan White, ancak cazibeniz... benim üzerimde etkisini kaybetti artık.
* I'm sorry, Ms. White, but your... charms no longer hold sway over me.
Hayır, hayatını onun için kaybetti.
No, he traded his life for hers!
- Orada kimseyi kaybetti mi?
- Did she lose anyone in there?
Kalbi hastanenin hatası yüzünden kaybetti.
He only lost it because of hospital mistake.
Geçen sene kaybetti.
We lost her last year.
1 litreye yakın kan kaybetti.
She lost about a liter of blood.
Şey, iş arkadaşlarımdan biri bugün hayatını kaybetti. Tanrım, Peg, bu çok kötü.
Uh, it's just that... one of my co-workers died today.
Bilincini kaybetti ve sonra da... Bilmiyorum, makine ötmeye başladı.
He lost consciousness and then, I don't know, the machine started beeping and...
- Evet muhtemelen ama Falcone güç kaybetti bile.
Yeah, probably, but Falcone already lost control.
Üzgünüm. O geçen hafta hayatını kaybetti.
I'm sorry, he-he died last week.
Mulan mülkleri geçen iki yılda 100 milyonun üzerinde para kaybetti.
Mulan Properties has lost over a hundred million dollars in the last two years.
Sheikh Hakam yolunu kaybetti.
Sheikh Hakam has lost his way.
Dengesini kaybetti!
It lost balance!
Bir adam hayatını kaybetti.
A man is dead.
Hayır ama patronum bugün işini kaybetti ve ben de işten atıldım.
Are you in the market?
kaybettim 177
kaybettik 72
kaybettin 183
kaybettiniz 25
kaybetmek 19
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybedersem 24
kaybedersin 42
kaybettik 72
kaybettin 183
kaybettiniz 25
kaybetmek 19
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybedersem 24
kaybedersin 42