Kleinman перевод на английский
122 параллельный перевод
Çok önemli biri olduğundan,... ne tür bir zehir aldığını da bilmiyordum, fakat Doktor Kleinmann denilen adamla temas kurmak zorunda kaldım.
I didn't know what sort of poison he took, but I had, again, a connection to a man called Dr. Kleinman.
Kleinmann Hirsch'i muayene etti ve kendini yüksek miktarda yatıştırıcı ile zehirlediği sonucuna vardı.
And Kleinman inspected Fredy Hirsch, and he said that he thinks that he poisoned himself with a big dose of barbiturates, that it might be perhaps possible to save his life,
Hayatını kurtarmak mümkün olabilirdi fakat uzun süre ayağa kalkamayacaktı ve 48 saat içinde gaz odasına gönderilecekti.
but he won't be on his feet for a long time to come, and he is going to be gassed within the next 48 hours, and he thinks... Kleinman said it would be better to leave things as they are and to do nothing.
Kleinman, kapıyı aç!
Kleinman! Kleinman, open up.
Kleinman!
- Kleinman! - You bastard!
Hadi, Kleinman!
Come on, Kleinman.
Kleinman!
- Kleinman! - Kleinman, come on.
- Tanrı aşkına, Kleinman.
- What? - For God's sake, Kleinman, are you deaf?
Kleinman.
How can I be of help?
Kleinman.
Kleinman.
Gir, gir, gir!
Kleinman.
Kleinman, al.
Kleinman, here.
- Biraz erkek ol, Kleinman.
Be a man, Kleinman.
- Ne istiyorsun, Kleinman?
Oh, Doctor.
Kleinman, gitsen iyi olur.
Kleinman, you'd better go.
- Bu kadar kaygılanma, Kleinman.
Don't look so apprehensive, Kleinman.
- Kleinman, bu cinayetler yüzünden..... üzerimde büyük bir baskı var. Kaygılanmıyorsun, değil mi?
Kleinman, there's pressure on me to get to the bottom of these killings.
- Sanırım başımın çaresine bakabilirim.
I think I could handle myself. Kleinman!
Yemin ederim, biri ölür ya da yaralanırsa bu senin beceriksizliğin yüzünden olacak.
Kleinman, I swear, if anyone is killed or hurt as a result of your incompetence.
Devam et, Kleinman.
Go on, Kleinman.
Ne zamandır düşünüyorsun sen?
Since when do you think, Kleinman?
Seni kontrol etmesi için Kleinman'ı göndermiştim.
You gave us quite a scare. I sent Kleinman round here to check you out.
- Sen Kleinman mısın?
Are you Kleinman?
- Kleinman, sana kelepçe takayım mı?
Kleinman, you want me to take you in?
Benim, Kleinman.
It's Kleinman.
- Kleinman, sen içtin mi?
Kleinman, have you been drinking?
Kleinman, bu saatte dışarıda ne yapıyorsun?
Kleinman, what are you doing out at this hour?
Evine git, Kleinman.
Go home, Kleinman.
Bana ders verme, Kleinman!
Don't lecture me, Kleinman!
İyi dinle, Kleinman.
Now listen, Kleinman.
Kleinman, seni zorlamasına izin verme.
Kleinman, don't take this from him.
Demek buradasın, Kleinman.
There you are, Kleinman.
- Kleinman, bizim gruba katıldı.
Kleinman's joined our faction.
- Bu doğru mu, Kleinman?
Is that true, Kleinman?
- Hadi, Kleinman.
Come on, Kleinman, come on.
- Korktun mu?
Frightened, Kleinman?
Kleinman, kendi haklarını savunsana!
Kleinman, stand up for your rights.
Bunu neden yaptın?
Why'd you do it, Kleinman?
- Ve Kleinman her zaman mantıklıydı.
And Kleinman's always so damn logical.
Kleinman, savunsana kendini!
Kleinman, defend yourself.
- Kendini nasıl savunacaksın, Kleinman?
I didn't do anything. - How do you plead, Kleinman?
Kleinman burada!
Kleinman's here!
Kleinman burada!
- Shh! Kleinman's here!
Doktor Kleinmann tıbbi ehliyeti olan Polonya kökenli bir Fransız Yahudisiydi.
This Dr. Kleinman was of Polish origin and a French Jew and medically qualified.
Acilen Hirsch'in yanına çağırdım ve ne yapabileceğini sordum çünkü Hirsch önemli bir adamdı.
And I called Dr. Kleinman immediately to Hirsch and asked Kleinman to do what he can because this is an important man.
- Kleinman!
- Kleinman!
Aptal numarası yapma.
Don't play dumb, Kleinman.
- Sen bizden birisin, öyle değil mi?
You're one of us, aren't you, Kleinman?
- Rahatsız ettiğim için üzgünüm.
What do you want, Kleinman?
Kleinman!
Kleinman!
- Şuraya bakan oldu mu?
Kleinman. Did anybody look down there?