Knee перевод на английский
4,322 параллельный перевод
- Diziniz nasıl? - Şimdi iyileşti.
How's the knee?
Tamam, şey... Dizlikler soyunma odasında durur.
Okay, well, the... the knee braces are in the locker room.
Dizini kır, ama aklın kılıcında olsun.
Bend the knee, but think always of the sword.
Felix'in dizindeki iki çizik, bir milimetre aralıkta ve bu çizikler milimetrik şekilde, Jouron'un bastonu ile tamamen uyuşuyor.
The two striations on Felix's knee are one millimeter apart, and they correspond precisely with the millimeter-sized divot at the end of Jouron's baton.
- Castle, dizin de sorun mu var?
Castle, how's the knee?
- Can sıkacak kadar bir şey değil.
It's not the knee so much as the boredom.
Sadece dizi sıyrılmış.
It's just a skinned knee.
Kendi dizinizde beysbol sopası kırdınız.
- Not exactly? You broke a bat over your own knee.
Babam geçen sene diz yenileme ameliyatı oldu. O yüzden çok hızlı değil.
But my dad, he got a knee replacement surgery last year and he ain't too quick.
Suzanne, bu yastığı alıp dizimin altına koyabilir misin acaba?
Suzanne, would you mind taking this pillow and putting it underneath my knee?
Kucağınıza otursun mu?
Would you like to put her on your knee?
Hiçbir erkeğin önünde diz çökmem. İstemediğim sürece.
I bend my knee to no man... unless I choose to.
- Diz çökmem lazım.
- I gotta take a knee.
Yarın bu saatlerde dostum dizlerine kadar Gece Hiddetlerine boğulmuş olacaksın.
By this time tomorrow, bud, you are going to be knee-deep in Night Furies.
İlk İrlandalı - Katolik cevabımı duymak ister misin?
You want my initial knee-jerk Irish-Catholic response?
O şeyi dizinden kesip çıkaracaktım.
I was gonna, you know, cut that thing out of your knee.
Diz çöküp dua etmeye başlasan iyi olur.
Better put a knee down, start praying.
Sanırım, Ulusal Güvenlik ve CIA boğazlarına kadar işin içine battılar ha?
I assume Homeland and CIA are knee-deep in it, huh?
Ters dizli kuşlar gibi.
Like those backwards-knee birds.
İşe bak sen. Ters yöne doru ters dizlerimle bir adım atayım madem.
No, no, I'Il just take a big backward-knee step in the opposite direction.
Diz boyu bir kül yığınının içinde bunları buldum.
Knee-deep in coal ash, found these.
İğne izleri var. Diz ağrısını gidermek için kullanmış olabilirler.
Prior needling, most like for management of this knee's pain.
Morfini dizinin ağrısı için alıyordu. Biraz rahatlıyor, işine gücüne bakıyordu. Tıpkı bu kadını korumak gibi işler.
He may freely take morphine for the pain of that knee, allow himself respite so as to go about his work untroubled, such as protecting this woman from an attacker.
Yoksa dizindeki ağrıyı geçirmek için sana söz mü verdi?
A promised relief to the pain in your knee?
Kalçaya, leğen kemiğine, dizine ve sırtına kadar çürük ve kırık.
Bruising and breakage to the hip, pelvis, knee and back.
O bir dizlik var.
He has a knee brace.
Işe alma Konuşma, özel dizlik bu Greg bizim kurban bulunan o - üretici dedi bir Dylan Trigg tarafından emredildi.
Speaking of getting to work, that custom knee brace that Greg found on our victim- - manufacturer said it was ordered by a Dylan Trigg.
O onun diz dinged burada budur.
That's where he dinged his knee.
Erkek üstte, kadının dizi çenede ve kadın üstte, yüz yüze.
So... Male superior, female knee to chest and female superior rear facing.
- Hayır, diz çenedeydi.
- No, that was knee to chest.
- Hayır, diz çenede ile başladık.
- No, we started with knee to chest.
Bu dizime hiç iyi gelmedi.
Oh, that's not good for my knee.
Dizin incittikten sonra kariyerini bir tarafa bırakıp kuzeni Chin Ho Kelly'nin yolundan giderek polis gücüne katılmış.
Now, when a knee injury sidelined her career, she followed in the footsteps of her cousin, Chin Ho Kelly, and joined the ranks of law enforcement.
Çünkü daha az önce Carter'ı dizinden vurulmuş halde kliniğe bıraktık ve senin oğlun...
'Cause we just dropped Carter off at the clinic with his knee shot out, your son...
Kaldırımdan ineyim derken dizim burkuldu.
I just stepped off a curb and... bam... twisted my knee.
Hafif bir burkulma sadece.
Looks like you only have a sprained knee.
- Hastanın dizi burkulmamış.
Your patient does not have a sprained knee.
Teşekkürler, dizini sikerten adam.
Thank you, guy with the fucked-up knee.
İşte böyle. Diz tekmesi.
That's it A knee kick
Boynumu tut. Diz tekmesi, diz tekmesi.
Jab into it Grab it by the neck knee kick A knee kick
Diz tekmesi.
A knee kick
Diz tekmesi. Takedown.
A knee kick A take-down
Diz tekmesi!
A knee kick
Bir diz tekmesi daha!
Another knee kick
Diz kilidi!
A knee bar
Diziniz mi?
Your knee?
Dizinden de olmayacak.
And not in the knee.
Adamın çok detay bilgileri gizli bilgi. Sanki gizli bilgi istifçisi gibi.
Guy's knee-deep in secure files, like some kind of hoarder of classified information.
Dizlerinin kan içinde olduğunu boş ver.
Never mind the fact that her knee was all bloody.
Dizinden hasarlı eski oyuncuları arayan bir sürü takım vardır.
There's tons of teams looking for an old ballplayer with a bad knee.
- Dizlik arıyordum.
I was looking for a knee brace.