Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ K ] / Knocks

Knocks перевод на английский

1,058 параллельный перевод
Kapıyı kıracakmış gibi çalan da kim?
Who is he that knocks as he would beat down the door?
- Eğer kapı çalınırsa, açma.
- If anyone knocks, don't answer.
Bu kasabada bir adam, bir kızı hamile bırakırsa çaresine bakmak için için nereye gider?
If a guy knocks up a girl in this town, where can he go for help?
Dileyen, elde eder. Arayan, bulur. Kim kapıya vurursa, onu açar.
Because who seeks shall find and who knocks shall be opened unto.
# # He took a lot of knocks to ring that bell
# # He took a lot of knocks to ring that bell
- Umarım seni şişko poponun üzerine oturtur!
- I hope he knocks you on your fat prat! - Take it easy, Jeannie.
Ya ders almam gereken sıkıntılar ve yenilgiler?
And the hard knocks, the setbacks you're supposed to learn from?
Stonehenge'deki kayalar gibisin. Hiçbir şey seni yerle yeksan edemez.
You're like the rocks at stonehenge... nothing knocks you down.
Birisi kapıyı çalıyor.
One knocks.
Ve sonra erkek kızın evine gelir ve kapıyı çalar ve "seni sinemaya götürmeye geldim" der.
And then the boy goes over to the girl's house and knocks on the door and he says to her, "I've come to take you to a movie."
3 ay sonra polis kapınızı çaldı.
Three months later the police knocks at your door.
Bir vuruş evet, iki vuruş hayır.
One knock for yes, and two knocks for no.
Eğer gece kapınız çalınırsa, sakın açmayın.
Tonight, if anyone knocks on your door, don't open it.
Sanırım sorgu hakimlerinin kullandığı yöntem bu konuyla alakasız bir sohbet başlatmak sorguya çekilen kişinin dikkatini dağıtmak ve sonrasında ölümcül sorularla onu serseme çevirip dengesini bozmak.
I think there is a method with investigators, to begin with irrelevant conversation Iulling the questioned person's vigilance, and then ask him the fatal question that knocks him off his balance.
Hava kuvvetleri gündüz yıkıyor, Almanlar da gece yeniden yapıyorlar.
The Air Corps knocks them out by day and the Germans rebuild them by night.
Albay vagona girmenizi, kapıyı çalana kadar içeride kalmanızı söyledi.
The Colonel says for you to get in that car and stay there until he knocks on the door.
Kavga falan edemez o. Kıl herif gelip de elimden sandviçimi düşürdü.
That creep goes around, knocks my sandwich outta my hand.
Bu kapı çalmasının yıllar boyu sürecek davaların başlangıcı olacağını hayal bile edemezdim. Benim Boşanma Yasası Kurumu toplantısında kekelemeden kürsüde konuşma yapmamı sağlayacak dört uzun yıl.
I could never imagine those knocks on the door would be the beginning of years of persecution, four long years that would bring me to addressing in a meeting fon..
Kim bu manastırın kapısını çalan?
Who knocks at the door of this convent?
Ona rakip olmak isteyen 20 kuruş ödeyecek... ama eğer yenebilirse, 20 Dolar kazanacak!
Each challenger has to pay 20 cents Whoever knocks him down Can get 20 dollars
Bu beni çarptı.
This stuff just knocks me out.
Bu aşırı acil ve önemli.
( Man ) A matter of the greatest urgency and importance! ( Knocks on door )
Yani, bu avlanma işi yattı.
Well, that knocks the hell out of hunting.
Darbeleri aynı yerlere... almaya devam et, daha fazla acıtmayana kadar.
Keep gettin'knocked around... in the same places till the knocks don't hurt anymore.
Yanında hiç eter yoktu bu yüzden rom döktü.
He doesn't have any ether so he knocks me out with rum.
- Afalladım.
- Knocks me out.
Ve Gorile ne yaparlar? Onu alırlar. Adam her zaman yaptığı gibi ağaca çıkar.
And what they do with the gorilla is they take it... the guy goes up the tree, like he always does... knocks the gorilla off the tree, and he falls down.
Alınacak ne kadar darbe varsa, hepsini alır.
If there are any knocks coming, he gets them.
Evet?
- ( knocks ) - Yeah?
Umarım yarım saat sonra Kaliforniya'yı okyanusa gömecek bir deprem olsa hissetmeyeceğim.
In another half-hour, I won't feel the one that knocks California into the ocean.
Kötü bir sevgili olduğunuzu biliyordum ama bu beni çok şaşırttı.
I knew you were a hell of a lover, but this really knocks me out.
Beni de çok şaşırttı bayım.
Knocks me out too, señor.
İlişki yürümez bununla, lda.
No gay knocks for me, Ida.
Bu bellek hücrelerini yok eden habis bir bellek hastalığıdır.
That is a progressive memory disease that knocks out the memory cells.
Arabacı durup arabasından indi yere kamçısıyla vurarak dedi ki :
A coachman stops and gets down from his coach he knocks down on the ground with his whip and says :
14 Eylül 1923. Ve aynı gece Firpo da. Dempsey'yi ringin dışına attı.
September 14, 1923, and it was the same night that Firpo knocks Dempsey out of the ring.
Darbelere Birkaç Bazı sebze. Sen, Finley yorgun görünüyorsun.
Couple of knocks some of the vegetables.
Girin.
- [Knocks ] - [ Laughs] Okay : Come in :
Saxewar, sen de şunu bil ki baobab ağacını deviren rüzgar, buğday dalını en fazla büker.
Saxewar... should know that... the wind which knocks down the baobab tree, only bends the stem of the wheat.
Saxewar'a bu sabah dedim ki baobab ağacını deviren rüzgar, buğday dalını en fazla büker.
I said to Saxewar this morning : the wind which knocks down the baobab tree, only bends the stem of the wheat.
"Ardıç kuşu gagalarken gri taşın yanında dur batan güneşin son ışığıyla anahtar deliğinde parlayacaktır."
"Stand by the grey stone when the thrush knocks,... and the last light of the setting sun will shine upon the keyhole."
"Ardıç kuşu gagalarken gri taşın yanında dur, batan güneşin son ışığıyla anahtar deliğinde parlayacaktır."
"Stand by the grey stone when the thrush knocks,... and the last light of the setting sun will shine upon the keyhole."
Fırçala, fırçala, fırçala Mikropların hakkından gelir
Brush-a, brush-a, brush-a Knocks out decay germs fast
Hepsini yere serdi.
It knocks hell out of them.
Nefesinizi keser.
Knocks the wind out of you.
Beni bir kenara, karımı da duvara fırlattı.
He pushes me aside, and then he knocks my wife into a wall...
Kafalarımız şiddetli darbeler için yapılmış.
Our heads were made for hard knocks.
Fırsat bir kez karşına çıkar Elimizi uzatıp tutalım
I Opportunity knocks once. let's reach out and grab it - Yeah!
Ama içtiği zaman gerçekten kendini kaybediyor. Onu bir yerlerde bulacağımı biliyordum.
But when he does drink, he really knocks it back, and I know I'll find him somewhere.
Kimse sabahın üçünde kapı çalmaz!
Nobody knocks on a door at 3 : 00 in the morning!
Amma da yorulmuşum.
Certainly knocks you out though.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]