Kokusunu alabiliyorum перевод на английский
595 параллельный перевод
- Şimdiden hayaletlerin kokusunu alabiliyorum.
- I can smell the ghosts already.
Kokusunu alabiliyorum.
( WHISPERING ) 1 can smell itj
kokusunu alabiliyorum. haydi.
I can smell it. Come on.
Kokusunu alabiliyorum.
I can smell it.
Her şeyi unuttuğumu düşünürken... ve hiç bir neden yokken patlamayı duyabiliyorum... kokusunu alabiliyorum... ellerim titremeye başlıyor ve El Alameyn'deki yanan tanka dönüyorum.
I think I've forgotten all about it and then no reason at all I can hear the explosion... I can smell the smoke... my hands start to shake and I'm back in a burning tank at El Alamein.
Şimdiden altının kokusunu alabiliyorum.
I can smell the gold already
Hissedip kokusunu alabiliyorum.
I can feel it and smell it.
Zeytinlerin kokusunu alabiliyorum.
I can smell the olives.
Kokusunu alabiliyorum.Biliyorum.
I can smell it, I know.
Yani, şurada bulunan kabuklardan kokusunu alabiliyorum.
I mean, you can smell it all over the cuffs here.
Kürar zehirinin kokusunu alabiliyorum.
I can smell curare.
Duyabiliyorum, görebiliyorum kokusunu alabiliyorum.
I can hear it and I can see it, I can smell it.
Etinin kokusunu alabiliyorum.
I can smell flesh.
Onları sürdüğümüzde, Mekke yi de yanlarında götürdüklerini anlayamamışız. - Pişirdikleri ekmeğin kokusunu alabiliyorum.
When we drove them out of Mecca, I did not know that he carried Mecca with him we can smell the bread they are baking
- Her tarafına sinmiş, kokusunu alabiliyorum.
You have been drinking, I can smell it.
Senin açgözlülüğünün ve hırsının kokusunu alabiliyorum Ve bu iğrenç ihanetinin kokusunu alabiliyorum.
I can smell your greed and ambition, and something disgusting like betrayal.
Kokusunu alabiliyorum.
I can smell him.
Yakınlarda, kokusunu alabiliyorum.
He's close by, I can smell him.
Jeanne'deyim ama fazla kalamayacağım, çünkü Rosen'in gelişinin kokusunu alabiliyorum.
I'm at Jeanne's, but I won't be for much longer,'cause I can smell Rosen's arrival.
Düşüncelerinin kokusunu alabiliyorum.
I smell their thoughts
Köpek gibi kokusunu alabiliyorum.
I can smell it like a dog.
Buradan kokusunu alabiliyorum.
I can smell it from here.
- Sende kokusunu alabiliyorum.
- I can smell it in ya.
Onların kokusunu alabiliyorum, ama onları anlayamıyorum.
I can smell'em, but I can't understand'em.
Ve buradasınız biliyorum çünkü beyninizin kokusunu alabiliyorum.
And I know you're here because I can smell your brains.
Geliyor, kokusunu alabiliyorum.
Oh, shh! I think I smell him coming.
Babanın kokusunu alabiliyorum.
I can smell your father.
Çünkü zencinin kokusunu alabiliyorum.
'Cause I can smell the nigger.
"Şeyinin kokusunu alabiliyorum" dedi.
He said "I can smell your cunt."
Cebinizdekilerin kokusunu alabiliyorum.
I can smell them in your pocket.
Biri parfüm sıkmış. Kokusunu alabiliyorum.
But someone is using perfume, it smells me.
Ama hala kokusunu alabiliyorum.
Oh, but I still smell her.
Paranın kokusunu alabiliyorum.
I do detect the smell of cash.
Kasabanın her yerinde kokusunu alabiliyorum.
You can smell it all over town.
Hala kokusunu alabiliyorum.
I can still smell him.
- Kokusunu alabiliyorum.
- l can smell them.
Üzerindeki kokusunu alabiliyorum.
I can smell her on you.
Bu yaptığı son şey. Ama ellerini o kadar iyi yıkıyor ki, kokusunu alabiliyorum.
That's the last thing he does... but he scrubs his hands so raw I could smell them.
- Yaklaştım, kokusunu alabiliyorum.
- It's close, I can smell it.
Onun kokusunu alabiliyorum tekrardan.
I can smell him again!
- Kokusunu şimdiden alabiliyorum.
- I can smell it now.
Paranın kokusunu şimdiden alabiliyorum.
I can smell the money already.
Buradan kokusunu alabiliyorum.
I know from the smell.
Hayat güzel dünya güzel mi güzel. Pablo, şimdiden altının kokusunu alabiliyorum.
... Life is beautiful the world is beautiful, beautiful.
Allah'ım, kokusunu buradan alabiliyorum.
God, I can smell them from here.
Sos karışımının kokusunu buradan alabiliyorum.
From here I can smell the gravy setting.
Bak Domdom, kokusunu ta buradan alabiliyorum.
Look, I can smell that liverwurst from over there.
Paranın kokusunu alabiliyorum.
I can smell prosperity in the air.
- Kokusunu ve sesini alabiliyorum.
"Yes, You see, I can smell it" "I can hear it, too"
50 adımdan sigara kokusunu alabiliyorum.
No, no. I can smell tobacco from 50 paces.
Korkunun ve heyecanının kokusunu kandan dökülen yağ gibi her yerinden alabiliyorum.
I can smell fear and excitement dripping from your every pour.