Kurabiye перевод на английский
4,073 параллельный перевод
Önce biraz süt ve kurabiye alabilir miyim?
Can I have some milk and cookies first?
Zencefilli kurabiye.
Gingerbread.
Zencefilli kurabiye dostum, çocukluğumdan beri onlardan yemedim.
Gingerbread man, I haven't had those since I was a kid.
AçIığını bastırmak için bir ordu dolusu zencefilli kurabiye yapabilirsin.
You can make a whole army of gingerbread men, to fight your munchies.
Zencefilli kurabiye bulacağım, dostum.
We'll get gingerbread men.
Zencefilli kurabiye evime dokunayım deme!
Don't touch my gingerbread house.
Kurabiye mi?
Cookies?
Evet, Iütfen. Kurabiye alın.
Here, please, have some cookies.
Ben küçükken komşumuz Renny bize gelirdi ve ben çok kızardım çünkü annem ne zaman kurabiye yapsa, bu Renny isimli çocuk hepsini yerdi.
When I was little, my friend Renny would come over and I'd get really mad because every time my Mom would bake cookies... I knew a kid called Renny he'd eat them all.
Bir de kurabiye.
And cookies.
Kurabiye.
Cookies.
Annem güzel kurabiye yapar.
Maman makes a good cookie.
Peşime düşen herkes talihsiz kurabiye olacak.
Anyone who comes after me is going to be one unfortunate cookie.
Hangi ülke olduğunu tam olarak hatırlayamıyorum. Ama kurabiye falan satardık, evsizlere yemek verirdik falan.
Um, I can't remember exactly which country... but we do bake sales and, like, feeding the homeless and that kind of stuff.
Kuru biskivüler, kurabiye.
Deep-fried biscuits, funnel cake.
Hey, Sue, kurabiye pişirmek için para almıyoruz.
Hey, Sue, we're not getting paid to bake oatmeal cookies.
Ben kurabiye almıyorum.
I... I don't eat cookies.
Gereginden fazla kurabiye yapmisim.
I made way too many cookies.
Daha fazla kurabiye, degil mi?
More cookies, right?
Tarçınlı kurabiye olmasın!
Don't be a cinnamon twist!
Kurabiye kokusu!
Cookie breath!
Kurabiye aşkına, başardım!
Deck the halls, I made it!
Kurabiye Canavarı gibi yiyorsun maşallah.
You're over there eating like the Cookie Monster.
Kurabiye alacağım.
I'm going to get cookies.
Kurabiye kurtarma?
Saving cookie?
Buyur bakalım "kurabiye" ni...
Here's your "cookie"...
- Kurabiye ister misin?
Do you want a cookie?
Siyah beyaz kurabiye denedim.
I tried black and white cookies again.
Çikolatalı kurabiye hakkında ne düşünüyorsunuz?
So how do you feel about chocolate chip cookies?
Çikolatalı kurabiye hakkında ne düşünüyorum?
How do I feel about chocolate chip cookies?
Biraz kurabiye verdi.
She gave me some cookies.
Dev kurabiye.
Giant cookie.
Jimmy kurabiye yapmamış. Estefania ile bazen güneyde zaman geçiriyoruz.
Jimmy didn't make any cookies.
- Jimmy de yok. Okuldan sonra kurabiye de yoktu.
No cookies after school either.
Yeni Bay Kennish,... sabah 6.45'te kalkıyor,... size bir bardak taze kahve yapıyor,... size La Crèmerie'dan tuzlu karamelli kurabiye alıyor.
The new Bay Kennish woke up at 6 : 45 A.M., made you a pot of freshly-brewed coffee, ran out and picked up some salted caramel sticky buns From La Crèmerie.
- Babam hiç kurabiye yapmazdı.
- Dad never makes us smoothies.
Ben bir yerimi incittiğimde, annem bana hep kurabiye yapardı ve bu ısırık sayesinde de bir sürü browny sahibi oldum.
My mom always used to bake for me whenever I got hurt and, you know, thanks to this rabies bite, I get a batch of guilt-free brownies.
Burada biraz kurabiye ve kraker var
There are some cookies and crackers here.
Kahve ile kurabiye ikram etti.
He served coffee and cookies.
Evde sürekli kurabiye bulunduruyorsundur o zaman, Peter.
So you get to keep cookies in the house.
Yanına güzel bir bademli kurabiye ister misin?
Want a nice almond bickie to go with that?
- Slim elin hep kurabiye kavanozunda.
- Ah, slim, caught with your hand in the cookie jar.
- Kurabiye yağmuru geliyor.
You need to remember like six things Here comes the biscotti throw.
Bana kurabiye pişirmiş.
He even baked me brownies.
Kurabiye?
Cookie?
Bize kurabiye verdi!
She gave us cookies!
Bir yaramazlık yok, değil mi? Anneciğin bu sabah bardan kurabiye ve çikolatalı süt almak için erken kalktı.
Are you doing all right, yeah? Ah! Mum went out a little early, bought some crumpets and special chocolate milk from the...
Kurabiye ister misin?
Do you want a cookie?
- Kurabiye ister misin?
You want a cookie?
Bu kulağa şekerli bir kurabiye gibi geliyor.
You sound like a sugar cookie.
- Kurabiye yok.
- No cookies.