Kyoto перевод на английский
516 параллельный перевод
Kyoto'nun Guren Mk.II'yi Zero'ya verdiği bilgisi kesin değil.
The information that Kyoto is giving the Crimson Brocade to Zero is not definitive.
Kyoto'nun en büyük kumaş dükkânının sahibi Furusawa boynu bükük Jurakudo'dan bir iyilik istiyor. Çünkü biraz harçlığa ihtiyacı var.
Furusawa, owner of Kyoto's biggest cotton goods store, asking a favour of the lowly Jurakudo because he's in need of some pocket money.
Muzaffer Komutan Yoshitsune Kyoto'ya yürümeye hazırlanmaktaydı ama kuşkulu Shogun Yoritomo öz kardeşinden bile rahatsız olmaktaydı. ve Yoshitsune'yi öldürmek için uşak Kagetoki Kajiwara tutulmuştu.
The victorious Yoshitsune should have been parading through Kyoto but the suspicious Shogun Yoritomo distrusted even his own brother and was advised by retainer Kagetoki Kajiwara to try to kill Yoshitsune.
Kyoto çok hoş, huzur dolu bir yer.
Kyoto is so nice and relaxing.
Profesör, Kyoto'ya sık sık ziyarete gelir misiniz?
Professor, do you visit Kyoto from time to time?
Kyoto çok hoşuma gitti ama.
But I loved it here in Kyoto.
Kyoto'da niye bu kadar çok tapınak var?
Why are there so many temples in Kyoto?
Kyoto'da yaşayacağım.
I'll stay here, in Kyoto.
- Kyoto'yu sevdin mi?
- Did you like Kyoto?
Kyoto'da neler yaptığımı sorabilirdi.
He should have asked me if I had enjoyed my trip.
Kyoto'da seninle görüşememiştik.
I didn't get to see you when you were in Kyoto.
Bu gece Kyoto'ya döneceğim. Eşyalarımı da hazırlar mısın?
I'll return to Kyoto tonight.
Kyoto'ya gidince hep tapınakları ve bahçeleri dolaşıyorsun.
You like to visit temples and gardens, for example.
Kyoto dağları neden mor gözüküyor?
Kyoto's mountains are purple. I wonder why.
Değiliz. Bunca zaman sonra Kyoto'da olmak harika.
But no, it is marvelous to be in Kyoto after so long.
Öyle geç olmuştu ki geceyi Kyoto'da bayan Yae'nin yanında geçirdik.
He was so late... that we spent the night at Yae in Kyoto.
Nasıl göründüğünü hiç hatırlamıyorum ama biliyorum ki, Kyoto'dan olduğu için, prense hizmet etmiş.
I don't remember therefore her appearance, but I know, that being from Kyoto, she served the prince in the palace.
Bir yıl oldu bile.
One year already since last year, in Kyoto.
Hemen Kyoto'ya gitmek için ayrılacağım.
I am going to leave immediately for Kyoto.
Bu ciddi suç nedeniyle Kyoto şehrinde ikamet edemezsiniz. Bu mahkeme sizi sürgünle cezalandırıyor.
For this offence, you will be banished from the city.
Sonra Kyoto'nun kadınlarıyla ünlü olduğu konusunda tüm hizmetçiler hemfikir oldular. Dolayısıyla buraya gelmemi ve gerçek bir güzel bulmamı emrettiler.
They have the idea that a young woman may be found here in Kyo, famous for its beautiful women, so they've sent me in a hurry.
Kendimle övünmeyi sevmem. Kyoto'da bile ben hariç kimse böylesine güzel kızları toplayamaz.
If I may say so, no one but me could gather so many girls together in Kyo City.
Haberci, cariye olacak bir kızla Kyoto'dan döndü.
Your Ladyship, Isobe has returned from Kyo with a suitable concubine.
Günün birinde size rakip olmak için Kyoto'da bir dükkan açacağım.
I will compete with your master
Aslında Kyoto'ya bir eş bulmak için geldim.
I came to Kyo to find a wife
Sizi Kyoto İstasyonu'nda gördüm... ama konuşacak cesareti bulamadım.
I saw you at Kyoto station, but I didn't dare speak to you.
Kyoto benim için bitti.
Kyoto is finished for me.
Kyoto'lu kızları da getirdim.
I brought the Kyoto girls along.
Kyoto'nun sembolleri!
The symbols of Kyoto!
Bunu fırsat bilen Yoshitomo Minamoto ve Nobuyori Fujiwara hükümet darbesi organize etmek amacıyla imparatorun Kyoto'daki ikametgahı olan Sanjo kalesine saldırdılar.
Taking advantage of it, Yoshitomo Minamoto and Nobuyori Fujiwara attacked the castle of Sanjo, residence of the emperor in Kyoto to organize a coup d'état.
Kyotolu'Büyük Yayımcı'nın karısını arıyorlarmış.
They're looking for the wife of the Great Printer of Kyoto.
Artık Kyoto'ya gitmemiz mümkün değil.
It's impossible for us to get to Kyoto now.
- Evet, Kyoto'ya mı gidiyorsun?
Are you heading for Kyoto?
Küçükken buraya sık sık gelirdim Kyoto'ya gidip başarılı bir hayatın hayallerini kurardım.
As a child, I would often come here... and daydream about going to Kyoto to make my fortune.
Yarın.. Kyoto Polisi senin için gelecek.
Tomorrow the Kyoto authorities will come for you.
Ama şimdi Mohei hiç gecikmeden Kyoto'yu terk etmen sizin için en iyisi olacaktır.
But now, Mohei, it's best that you leave Kyoto at once. I have something for you.
Bazı gerçek işler için Kyoto'ya gideceğim.
I will go to Kyoto for some real business
Kyoto
Kyoto
Kyoto'dan gelen önemli bir konuktur!
- He is an important guest from Kyoto!
Bakan senin işini çok takdir ediyor mükafat olarak seni Kyoto'ya davet etmek istediğini söyledi.
The minister appreciates your work so much that he's thinking of inviting you to Kyoto as a reward.
Öyleyse önce Kyoto'ya gidip önemli kişiler oluruz.
So we'll go to Kyoto and become somebodies.
Kyoto'ya gitmeyi planlıyorum.
I plan to go to Kyoto.
Ben de seninle aynı fikirlere sahip olduğum sırada Kyoto'ya gitmiştim.
I had the same idea and went to Kyoto too.
Kyoto'ya haberci gönderin.
Dispatch a courier to Kyoto.
Burada, Kyoto'da piyano dersi verebilirsin.
You could teach piano here in Kyoto
- Kyoto'ya gezmeye mi geldin?
- Are you sightseeing in Kyoto?
Bu, Tokyo-Kyoto güzergahında giden bir askeri ikmal treni.
This is a military supply train en route from Kyoto to Tokyo.
KYOTO Ortaçağ Japonya'sının finans şehri.
Kyoto, capital City of medieval Japan
Koetsu Honami, Japon güzel sanatlarının en büyük ustası,... Kyoto'nun en popüler kulübünde bir eğlence düzenledi. O gecenin yıldızı Yoshino adlı bir fahişeydi.
Koetsu Honami, the greatest virtuoso of Japanese fine arts, has taken Musashi to Ohgiya, the most fashionable club in Kyoto, and to its star courtesan, Yoshino.
Kyoto'lu geyşa mı?
That geisha from Kyoto?
Kobe, Osaka ve Kyoto.
There's Kobe, Osaka and Kyoto.