Kıng перевод на английский
131 параллельный перевод
Kıng Kong Bundy ile bir röportaj yapmak üzereler.
They're about to interview King Kong Bundy.
Kıng Konga yaklaşmaya çalış. İkinizi aynı kareye alacağım, tamam mı?
Try and get closer to King Kong so I can get you both in the picture.
Kıng Lao.
Kung Lao.
# Bazı kızlarla hovardaca dolaştım, kim onların gitarlarını tıngırdatabilir.
# I strayed upon some maidens who were strumming on their guitars
Kızınca bir çıngıraklı yılan gibi dövüşüp ısırıyor.
I tell you, when she gets riled up, she'd fight a rattlesnake and give it the first two bites.
Hey, her gece o piyanoyu tıngırdatıp duruyorsun. Şimdi çık git buradan.
Hey, you've been banging that piano every night.
bataklık hummasıyla sarı hummanın başlıngıçta aynı bulguları var.
Swamp fever and yellow fever have the same symptoms in the beginning.
Kaç Kızılderili vurdum dersin Çıngıraklı Yılan?
How many of them Injuns you reckon I shot, Rattlesnake?
- Kızak çıngırakları, kar? Evet!
- Sleigh bells, snow?
Yıllar önce, Meksiko'daydık. Çıngırağı evimiz için almıştım.
A couple of years back, we was down in Mexico... and I bought this bell for our house.
Utah'ta bir ev alacak... ve çıngırağı ön kapının iç yanına takacaktık.
We're gonna have a house in Utah.
Bu çıngırağın sesi canımı sıkıyor.
I'm getting tired of listening to that bell.
- Bu yakınlarda bir çıngıraklı yılanla el sıkıştım.
I'd sooner hold hands with a rattlesnake.
Kendine müşteri bulacağına... balığa çıkıp caz tıngırdatıyorsun.
Be here ready for clients, not fishing and playing that rooty-tooty jazz.
Tabii ya! Birkaç şimşek çubuğu sattın, üçkâğıt açıp biraz para toplayıp hödüğün tekini bir çizik dahi atmadan kazıkladın ya ciğeri beş para etmez, çıngıraklı yılandan aşağılık bir adamsın!
Sure, peddle a few lightning rods, pick up a couple of bucks in a shell game fleece a yokel without even scratching him and you're a scalawag.
Koca Jim'in kızı olduğun kesin.Bahse girerim çocukken oyuncak bebekler yerine kuyruğundaki çıngırakla oynamışsındır.
Big Jim's daughter, sure. I bet you never had a doll just a rattle on your tail.
Yeni bir kız! Onu saklıyor musun?
A new girl, and you're hio'/'ng her from me?
Bu aşağılık pisliklerden biri odama girmiş ve çıngıraklı yılanımı çalmış.
One of those stupid jerks out there broke into my room and stole my rattlesnake.
Altı çıngıraklım, iki yana kıvrılanım vardı. Şimdi çok kıymetli bir elmas sırtlımız oldu.
I've got six rattlers, two sidewinders, and now we've got one very precious diamondback.
" Çıngıraklı kızakları duyun Gümüş çıngırakları
" Hear the sledges with the bells. Silver bells.
Dünyayı gerçek kılacak fizik veya makinistlik bilmiyor... başkalarının hoşuna gidecek şeyler resmetme yeteneği yok... TV cıngıllarından başka müziği yok... zavallı annesinin anlattığı hikayelerden başka tarih bilgisi yok... kendini eğlendirecek ya da daha çok tanımasını sağlayacak arkadaşı yok.
He knows no physics or engineering to make the world real to him... no paintings to show him how others have enjoyed it... no music except television jingles... no history except tales from a desperate mother... no friends to give him a joke or make him know himself more moderately.
Kasabada çıngıraklı yılan kırbacı kullanırım
I ride around the county and use a rattlesnake whip
Ama kadın içine çorap tıkıştırarak çıngırağı susturmayı öğrendi, ve yataktan yavaşça çıkarak geceye karışıyordu.
But she learned how to muffle the bell, by stuffing a sock into it. And inching her way out of the bed...
Su engerekleri çıngıraklı yılanlar, kobralar, artık ne dilersen, adamım.
You got water moccasins, copperheads, diamondbacks, you name it, man.
Artık dersleri asmak bitti.
No more m ¡ ss ¡ ng classes.
Artık kumar bitti.
No more gambl ¡ ng.
Artık kampüste uyuşturucu satmak bitti.
No more sell ¡ ng drugs on th ¡ s campus.
Kundakçılık, hırsızlık, tecavüz ve burada hangi konularda uzmanlaşıyorsanız.
Arson, robbery, rape or whatever the hell you've been major ¡ ng ¡ n here.
Bütün gücümle... acı, ama basit kuralımı uygulayacağım, "Artık bitti."
That I w ¡ ll do everyth ¡ ng ¡ n my power to enforce my pa ¡ nfully s ¡ mple rule of "No more."
- Kimi kral veya kraliçe olmayı arzular,...
- Some w ¡ sh to be a k ¡ ng or a queen
Amerikan hükümeti kendi çıkarları için süvari kılıcını kuşanıp, şıngırdatmaya bayılıyor.
The American State Department enjoys rattling its sabre for its own ends.
Köpekleri Michael'in taşaklarını kokladığı için Bay Neville ona kızdı.
Mr. Neville yelled at Michael because their dog was sniffii ng Michael's balls.
Kızak çıngırağı mı?
Is that sleigh bells?
- Bir çıngıraklı yılana aşık olmak daha iyi.
- Better off falling for a rattlesnake.
Azı dişinin kırılması gibi.
just like the t earl ng of a back tooth.
Kızılderililere ve çıngıraklı yılanlara dikkat edin.
Beware the Indians and the rattlesnakes.
Elmanın iki için Tweedledee onun güzel yeni çıngırak şımarık söyledi.
For Tweedledum said Tweedledee Had spoiled his nice new rattle.
Eğer Eski çıngırak hakkında bu kadar kızgın almak gerekmez.
You needn't to get so angry about an old rattle.
Sadece kısa bir cıngıl istemiştik.
A little jingle, that's all we wanted.
Sadece kısa bir cıngıl istedik.
All we wanted was a simple little jingle.
Az önce bir sürüngenbillimci olan Smithsonian ile görüştüm çok şaşırdı çünkü çıngıraklı yılanlar kışın kış uykusuna yatarlar.
I just got off the phone with a herpetologist at the Smithsonian, and he's stumped, especially because these rattlesnakes tend to hibernate in winter.
Benim alnımda nokta ellerimi kınaladım alnıma bir nokta taktım bileziklerim zil çalıyor halhallarım şıngırdıyor
"The dot on my forehead" "l've hennaed my hands" "l'm wearing a dot"
Steve, bir iblis tarafından ısırılmanın imkansız olduğunu ve birinin kafasının arkasında bir göz çıktığında, insanların bazı hilelere başvuracağını ve bizden zırnık bile koparamayacağınızı söyledi.
Steve says one can't be bitten by a demon and have a third eye grow on the back of one's head, so you're runn ; ng a scam. And you won't squeeze one red cent out of us.
Kadeh kaldırdık, ve genelde şıngırtı kısmından sonra küçük bir yudum alırsın.
Um, that was a toast, and usually after the clinking part, you take a little sip.
Hediyelik eş ya satan bir dükkana gidip oradaki çıngıraklı yılanı kızdıracağım.
Go over the souvenir shop and tease that rattlesnake.
- Böyle şık nereye gidiyorsun?
Where are you goi ng so beautiful? .
- Bizi kırmızı halılarla karılayacaklar Büyük servetimiziıngırdatarak içeri gireceğiz, son model hidrolik makinalarda rüzgar gibi esip heriflerin bütün parasını söyüleyeceğiz.
80 million in cash deposits in a safe on a hydraulic lift. We've been through it already.
- Kızak çıngırakları, kar?
- Sleigh bells, snow?
Evine git, gitarını tıngırdat, ne yaparsan yap, sonra bu kızın gönlünü almak için harika bir jest düşün ve asla öyle jestler yapmayacağın bir gün olacağını sanma.
Go home and strum your guitar, or whatever it is you do. And then dream up some fantastic gesture to get this girl back. And never think that you have to stop doing that sort of thing.
- Laf arasında adını söyledim diye herkese Dax Hibbıng'e aşık olduğumu söylemişsin.
You told every body that was I am in love with Dax. Hibbing, just because I said his name in passing.
Toga kıyafetimi giyiyorum.
- I'm wearing my toga. - [Clatter / ng]