Kırmızı перевод на английский
27,640 параллельный перевод
Lanet olasıca kırmızı bant!
It's the fucking red tape!
Sen ve Judy ile kırmızı halıda yürüyeceğim ama bu akşam Julie ile bir randevum daha var o yüzden giriş yazıları başlamadan gitmiş olacağım.
I'll walk down the red carpet with you and Judy, but I got another date with Julie tonight, so I'm going to roll before the credits do.
Deerfield'daki gökyüzünün kan kırmızısı olduğunu söyledi.
He said the sky above Deerfield was blood red.
Kırmızı vuruşumun bu kilidi açmasına izin ver.
Let my red knock open this lock.
Sizin simyacılarınız buna "Kırmızı Civa" diyorlar.
Your alchemists call it Red Mercury.
Görünüşe göre sarı, mavi, yeşil ve kırmızı renginde gökkuşağı renklerimiz var.
Looks like we got the whole rainbow here, from yellow, blue, green, to red.
Kırmızıya dönerse maksimum seviyede radyasyona maruz kaldın demektir.
If yours turns red, you've maxed out your radiation exposure.
Sistemde sol bileğinde kırmızı gül dövmesi olan biri var mı?
Is there anyone in the system with a red rose tattoo on their left wrist?
Benim tek gördüğüm caddenin karşısında "Cocktails" yazan yanıp sönen kırmızı ışıktı.
And all I see is that red neon sign across the street, "cocktails."
Kırmızı olanı.
The red one.
Kırmızısını sevdim.
I like the red one.
Kırmızıyla işaretli olan yer paraf, mavi olan imza için.
Red tabs for initials, blue tabs for signatures.
Kırmızı alarm, Natalie Shayne bina içinde.
- So... Red alert, Natalie Shayne is in the building.
Kızıl Şövalyeler yüzünden kale kırmızı alarmda.
The castle is on high alert because of the Red Knights.
Kırmızı, acil.
Red is immediate.
Kırmızı.
Red.
Kırmızı alarm.
This is a code red.
- Kırmızı mı, beyaz mı?
Red or white?
- Kırmızı.
Red.
Ben de kırmızı alayım.
Red for me, too.
Gerçek, canlı, kırmızı kanlı bir adamı.
A real live red-blooded human.
Sonra, greyfurtlu meyvesuyunu bitirip kırmızı plastik bardağını mutfak tezgahının üstüne koydu ve kapıya gitti.
And then she finished her grapefruit juice, put down that red plastic cup on the kitchen counter, and walked out the door.
Şu kırmızı bardak, her zaman tezgahının oradaydı.
The red Solo cup, that was always up on your counter.
I'm şimdi büyük bir kırmızı kamyon güzel wildwood motel ona gönderme.
I'm now sending him to the beautiful Wildwood Motel in a big red truck.
Ama sen odama geldin. Kırmızı şarap içtik ve bana korkmam gerekmediğini söyledin. O zamandan beri sayende hiçbir şeyden korkmuyorum.
But you came to my room, and we drank red wine, and you told me I didn't have to be scared and, since then, I haven't been scared... of anything... because I have you.
Son derece güçlü bir hava akımı İskoçya'ya doğru yöneliyor. Meteoroloji kırmızı alarm uyarısı veriyor.
An extremely powerful weather system is heading towards Scotland, with the Met Office having issued a red weather warning.
Kırmızı olması gerekiyordu.
It has to be red.
Kırmızı savaşçıların rengidir.
Red's a fighter's color.
Korsan kırmızısı.
Buccaneers'colors.
Baharda kırmızı paltolu dolu gemiler gelecek.
In spring, more ships will arrive full of Redcoats.
Kaç kırmızı ceketli var, neredeler?
How many Redcoats, where they're stationed.
Kırmızı ceketliler sizi tanıyor.
The Redcoats know your faces.
Kırmızı bir steyşın vagona dikkat edin.
Oh, it's her house. No, it's not.
Mavi termos kahve, kırmızı viski.
Blue thermos is coffee, red's whiskey.
Neon moru mu yakut kırmızısı mı?
Is it neon purple or ruby garnet?
2003 kırmızı Bottini, kaçtan gider?
2003 red Bottini... Retails at...
Çok fazla kırmızı çizgi var, Buzz.
That's a lot of red lines, Buzz.
Kenneth Osburn adına kayıtlı kırmızı bir Tahoe. Ve Karen Chase adına beyaz bir Camry.
A red Tahoe registered to Kenneth Osburn, and a white Camry under the name Karen Chase.
Ehliyetine göre kırmızı bir Jaguar XF Sedan.
DMV says a red Jaguar XF Sedan.
Polis, yeni park etmiş olabileceğiniz kırmızı bir Jaguar arıyoruz.
L.A.P.D. We're looking for a red Jaguar you might have parked recently.
Göbek deliğinin altındaki küçük kırmızı noktaları görüyor musunuz?
See the little red dots under his belly button?
Ve Mark ne zaman bir kırmızı ışıkta dursam, arabadan iniyor.
And Mark gets out of the car Every time I stop at a red light.
Kırmızı alarm.
High alert.
Ofisimde sağdaki dosya dolabının alt çekmecesinde üzerinde "Darnell" yazan kırmızı bir kutuda.
In my office in the bottom drawer of my right file cabinet in a little red box marked "Darnell."
Kırmızı dört kapılıyı nereden çektin?
Where'd you pick up that red four-door?
Kırmızı kalem almak için çekmeceye.
To that drawer to get a red pen.
Robert kelepçelerle, kendi yatağında, kırmızı saten boxerı ile ölür ve şimdi buraya 5000 dolar verdiğini öğreniyoruz.
So, Robert dies handcuffed to his bed in his red satin boxers, and now we find out he gave 5 grand to this place?
Duruşmada bulunan herkes kızını kaybeden bir babanın acısını anlıyor. Ama bu tabelayı, müvekkilimin işlerini baltalamak amacıyla astırmış.
Everyone in this courtroom sympathizes with a father who loses his daughter, but this billboard he put up is intended to maliciously harm my client's business.
Jorn Lenhart fotoğrafı araştırmış ve başka bir kayıp kızın olduğunu bulmuş.
Jorn Lenhart looked into it and he found another abducted girl.
Yani, bir kaç yatak kırmışlığımız var.
Yeah, we wrecked a few beds.
Hastamız düşüp pelvisini kırmış.
Our patient just took a fall and has fractured his pelvis.