Lately перевод на английский
12,273 параллельный перевод
Son zamanlarda sıkıntılarımız olduğunu biliyorum, Doku. Ama bir süredir düşünüyordum.
I know we had troubles lately, Doku, but I have been thinking.
Bu sıralar oyundan düşmüş gibisin.
You seem a little off your game lately.
Son zamanlarda öyle pek gelmiyorlar.
And they haven't been coming lately.
Son zamanlarda kafam gelip gidiyor, o yüzden...
My health has been on and off lately... so...
Evet, son zamanlarda çok geldi başıma.
Yeah, it's just a lot to process lately.
Ama bu, onu yenemiyorsa, bana son zamanlarda ne faydası dokundu ki?
But unless this can beat that, what have you done for me lately?
Son zamanlarda Mr. Dobbs, herhangi bir depresyon belirtisi gösteriyor muydu?
Had Mr. Dobbs shown any signs of depression lately?
Ama son zamanlarda, problemleri var. Yardıma ihtiyacı var.
But lately he's got problems.
Son zamanlarda kılık değiştirerek sokaklarda dolaştın mı?
Have you walked the streets under a disguise lately?
Rus Yurtdışı İstihbaratı için son zamanlarda serbest olarak bir sürü iş yapmış.
He's done a bunch of freelance jobs for the SVR lately.
Bence dışarıda iyiliksever biri var ve son zamanlarda televizyonda gördüklerinden muhtemelen pek de mutlu değil.
I'm thinking there's a Good Samaritan out there, probably not too happy about what he's been seeing on television lately.
Son günlerde iyi porno izledin mi hiç?
You watch any good, uh... pornos lately?
Son zamanlarda çok koşmaya başladım. Her zaman olduğumdan daha hızlı olmaya çalışıyorum.
I've been running a lot lately, trying to go faster than I've ever gone before.
Evet, son zamanlarda çok tuhaf şeyler oldu.
Yeah. No, it's been trippy lately.
Sen ve kardeşin son zamanlarda iyi iş çıkarıyorsunuz.
You and your brother been real good for business lately.
Thea son zamanlarda daha çok espri yaptığını söylemişti bak.
Thea said you were being a little more humorous lately.
Sanırım son zamanlarda herkese fazla güvenmişim.
I suppose I've taken the notion of trust for granted lately.
Şöyle güzel bir uyku ama son zamanlarda Salvatore malikânesine geç saatlerde girip çıkanlar yüzünden zor.
Oh, God. Just a good night's rest, which is proving difficult lately with all the late night sneaking in and out of the Salvatore house.
Son zamanlarda geçmişi düşünüyorum bir aptalca kararın nasıl hayatını alt üst edip başkasının hayatıymış gibi yapabileceğini.
I've been thinking a lot about... The past lately, how one stupid decision can... Can turn your life into something that you don't recognize,
- Son zamanlarda Ryuga'yı gördün mü?
Hey, have you seen Ryuga-kun lately?
Son zamanlarda akıl şemamı kim tıkıyor biliyor musun?
You know who's been clogging up my mindscape lately?
Son zamanlarda randevularına gelmeyen çok oluyor.
I've had a lot of no-shows lately.
- Evet, son zamanlarda süslemelere takılıyor.
Yeah, she been trippin on the ornaments lately.
Son zamanlarda kimse ser verip sır vermiyor.
Everybody's got their heads up their asses lately.
Ama son zamanlarda yolsuzlukla ilgileniyorduk dövmelerin bir düşmanımızdan geldiğini düşünmeye başlamıştım.
But we've been dealing with corruption so much lately, I was starting to think the tattoos were from an enemy.
Aslında son zamanlarda uyku sorunu yaşıyorum.
I'm actually having trouble sleeping lately.
Sağ ol ama son günlerde epey bir düşündüm.
Thank you, but lately I've been doing a fair amount of thinking.
İnsanlar son zamanlarda bu lafı bana çok söylüyor.
People have been calling me that a lot lately.
Son zamanlarda evde çok yoğunuz.
So, busy time at the house lately.
Seni son zamanlarda merkezde pek göremedim.
I haven't seen you in the precinct lately.
Para konularında nasıl zorda olduğumu biliyorsun.
- I'm sorry. You know how stressed out about money I've been lately.
Son zamanlarda davranışlarının tutarsız olduğunu duyduğum yerden.
Same place that I heard that his behavior's been erratic lately.
Son zamanlarda... hayır.
Lately? No.
Yani son zamanlarda sende epey değişiklik var.
Well, I mean... there's so much going on with you lately.
Sanırım son zamanlarda benim de gördüğüm şeyler var.
Mm-hmm. I think I've been having visions, too, lately.
Görünüşe göre burada bu aralar çok kaza oluryor değil mi dedektif.
Well, it seems like there's been a lot of accidents around here lately, Detective.
Son zamanlarda biraz dengesizdi.
But what? I don't know, he just seemed distracted lately.
Son zamanlarda çok duyuru yapmaya başladın.
You've been making a lot of announcements lately.
Son zamanlarda oldukça zorlanıyordu.
He's had a pretty rough go of it lately.
Bugünlerde çok içiyorum o yüzden yüzüm şişti.
I've been drinking too much lately, so my face is puffy. Cynthia!
Ama sonra, son zamanlarda bir adamın arkasındaki bir kızın arkasındaki adam olduğuma inanmaya başladım. Sevmediğim ve nefret ettiğim bir kızın.
But, then, lately, I'd started to believe that I'd become the guy behind the girl behind the guy, which I don't like, which I hate.
Son zamanlarda hiç beyaz flaşlar patlıyor mu?
See any white flashes lately?
Son zamanlarda senden bir şey istediğimde kabul etmiyorsun.
You know, you haven't been saying yes to anything lately... not when it comes from me.
Bak, ne kadar çabaladığının farkındayım.
Look, I see how hard you've been trying lately.
Son zamanlarda kaynaklarımız kısıtlıydı.
Resources are a little scarce around here lately.
Son zamanlarda, sosyal medya gönderilerine göre lobicilerle ve CEO'larla düşüp kalkıyormuş.
Lately, her social-media posts indicate that she's upgraded to hobnobbing with lobbyists and C.E.O.s.
Baban son zamanlarda biraz tuhaf davranıyor mu?
Does your Dad seem to be acting a little... Odd lately?
Yakın zamanda sizinle iletişime geçti mi?
Has he contacted you lately?
Oldukça zor zamanlar Geçirdiğini biliyorum.
Listen, I know you've been having a really tough time lately.
Bu biraz seni de ilgilendiriyor.
"but there's a severe drought of good news lately, " and, well, this sort of concerns you.
Sadece son zamanlarda iyi hissediyorum.
Just feel good lately.