Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ L ] / Laughin

Laughin перевод на английский

155 параллельный перевод
Hala gülüyorlar.
- Boy, they're laughin'out there yet. - Mi, mi, mi-mi-mi-mi.
Sabahları onları, tabak şangırtılarını, gürültülü ve keyifli konuşma ve gülmelerini dinlemek zorunda kalmayacağız.
Well... anyhow, we won't have to listen to'em in the mornin', rattling'the dishes and talkin'and laughin so loud and cheerful.
Herkes sana gülüyor!
Everybody's laughin'at ya.
Evet, gördük.
- I seen him. What do you think you're laughin at?
Bu arada hep gülüyordu.
He was laughin'all the time.
Çok teşekkür ederim.
- Oh, thank you so much. - Bang, bang! What are you laughin'at?
Bana gülmeyeceksin, değil mi?
You won't be laughin'now, will you?
# Gülerim bulutlara #
I'm laughin'at clouds
# Gülerim bulutlara # # Çok karanlık gökyüzü #
I'm laughin'at clouds So dark up above
Frisco'da bunu konuşup, yaşadıklarımızı kahkahalarla anacağız.
Just wait. We'll be laughin'about this, havin'a drink together in Frisco.
Göreceksin. Bir saat sonra Antek'in orada olacak, bunlara gülüyor olacağız.
You'll see - an hour from now we'll be in Antek's, just laughin'about it.
Bazen onları gülerken ya da şarkı söylerken duyuyoruz.
Sometimes you can hear'em laughin or even singing'.
Kovboylar onlara gülüyor, bunun farkında bile değiller.
Cowboy's laughin'at'em, and they don't even know it.
- Şimdi eşit. - Evet.
Laughin'the day away Lovin'the night away
Niye gülüyorsun, Tom?
What are you laughin'at, Tom?
Köyden şehre getirilmiş bir gariban. Sokakta yürürken görenler fısıldayacaklar belki de arkamızdan gülecekler.
Somethin'you could've picked off a berry bush, walkin'down a city street, folks lookin and whispering', and maybe laughin behind their hands.
Gülmenizin hoş olduğunu düşünmüyorum.
I don't think it's nice, you laughin'.
Katır insanların gülmesinden hoşlanmaz.
My mule don't like people laughin'.
Ona güldüğünüze dair çılgın bir fikre kapılabilir.
He gets the crazy idea you're laughin'at him.
Geldiğinde ona güldüler.
When he came, they were laughin'at him.
Sokakta gülüyorlar sana...
They`re laughin` at you on the street.
- Kimse bana gülmüyor..
- Ain`t nobody laughin` at me.
- Gülüyorlar, ben gördüm.
- I seen `em laughin` at you, fella.
Yine gülüyorsunuz.
You're laughin'again.
- Neye gülüyorsun? - 20 Dolar!
What are you laughin'about?
Karşılıklı olarak birbirlerinin söylediklerine gülüyorlar
Laughin'back and forth at what the other's has to say
Neden pişmiş kelle gibi sırıtıyorsun?
Why're you laughin like a fuckin'idiot?
Ne gülüyorsun?
What are you laughin'at?
Ama ben gülmüyorum adamım.
But I'm not laughin'.
Benden uzak durun. Hey, ama, sen de gülüyordun'.
Hey, well, you was laughin'.
Gülmeyi kesmediğiniz zaman ne olduğunu biliyorsunuz.
You know what happens when ya can't stop laughin'!
Kimsenin güldüğü yok, Tess.
Nobody's laughin', Tess.
Ah, çok komik.
Oh, I'm laughin'.
Senin çobanın falan değilim ama insanlar arkandan gülüyor.
I mean, I'm not your shepherd or anything. - But people are laughin at ya out there.
Sen neye gülüyorsun lan?
What the fuck are you laughin'at?
Fakat çocuklar bana hâlâ gülüyor!
BUT BOYS AND GIRLS STILL LAUGHIN'!
Dün eve gelene kadar Alice ile beraber yürüdü ve Alice sürekli gülüp durdu.
HE WALKED HER ALL THE WAY HOME YESTERDAY AND ALICE WAS JUST LAUGHIN'THE WHOLE TIME.
İşerken gülmek tehlikelidir.
He's laughin'and piss shooting'everyplace.
- Mezarında gülüyor olmalı topal.
- He must be laughin in his grave, cripple.
Çok komik, gülüyorum Sen çok fazla oldun
It's funny, I'm laughin You really are too much
Bana gülüyor musunuz?
Are you laughin'at me?
- Hiç kimse sana gülmüyor.
No one was laughin'at you.
Bacaksız, sen ne diye gülüyorsun?
Yo, Shorty, what you laughin'at?
Neden gülüyorsun şimdi?
What the fuck are you laughin'about?
Gülmeyi kesip elindeki işi bitirsene artık.
- Stop fuckin'laughin'and undo these cuffs!
Anımsayabildiğimden beri gülüyorlar
Huh. # They've been laughin since I can remember #
- Gülmekten nefesim kesiliyor.
- I'm laughin'so hard, I can't breathe.
Bana gülüyordur!
Laughin'at me, laughing'at me!
Gülme!
I'm not laughin'.
Beni yüz üstü bıraktın.
Why you laughin'?
Bu yüzden gülüyorum.
'Cause you fucked me up, that's why I'm laughin'.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]