Lawyers перевод на английский
4,958 параллельный перевод
Avukatlarım ve ben size teşekkür ederiz.
My lawyers and I thank you.
Domuzların polis, avukat ya da domuz bilimci olabileceğini düşünen kadını özledim.
I miss the woman who believed pigs could be policeman or lawyers or pork-tologists.
Avukatlarımı geri çağır.
Call my lawyers back in here.
Diğer avukatlarla kavgaya tutuşmayı seviyor ve müvekkillerinin bundan nasıl etkilendiğini umursamıyor bile.
He likes to pick fights with other lawyers, and he doesn't give a shit what it does to his clients.
Tutuklanırken en zor anları kim yaşar bilir misiniz?
You know who has the hardest time getting arrested? Lawyers.
Ama avukatlarımızın da söylediği gibi dünya rektum kanamaya sebep olabilecek şeylerle dolu.
But like our lawyers say, the world is full of things that can cause a rectum to bleed.
Avukatlarım gönderdi.
This came from my lawyers.
Bu adam pantolon değiştirir gibi avukat değiştiriyor ve umurumda bile olmayan bir adamı savunacağım diye kovulmak istemiyorum.
This man goes through lawyers like a hot knife through butter, and I wasn't about to get us fired to protect some guy I don't even give a shit about.
Ben, paralarını saçtığın diğer avukatlara benzemem.
I'm not like the other lawyers you've burned through.
Avukatlarıma incelettim.
I had my lawyers look into it.
Avukatlarına fikirsel mülk hırsızlığını da incelettin mi?
Did you also have your lawyers look into the theft of intellectual property?
Yaz mevsiminde yardımcılar avukat olarak çalışabiliyor ben de öyle yapabilirim.
Summer associates work as lawyers, and I can do the same.
- Tamam, bunu yapsak bile ifadeler alınacak, duruşmalar olacak, avukatlarla konuşulacak.
- Okay, even if we do, there are gonna be depositions, trials, talking to lawyers. Gabe'll get you a great lawyer.
4 farklı avukattan mektubun var.
You got letters from, like, four different lawyers, man.
Bugün Kelly'nin avukatı gibi davranıp FBI ile konuştum.
I talked to the FBI today and pretended to be one of Kelly's lawyers.
Yurtiçi güvenlik tehditlerinde hemen gelmezler.
In homeland security threats, they don't get lawyers right away.
Suçlamaların geri çekildiğini söyleyen üç kişi var ödemeler de Piron avukatları tarafından yapılmış.
I have three people that say they handed off charges, and payoffs were handled by Piron lawyers.
İstihbarat camiasının birçoğu beni karanlık bir deliğe tıkmayı istiyor ama onlar bile Tony'nin avukatlardan oluşan ordusuyla uğraşamıyorlar.
Most of the intelligence community would like to drop me into a dark hole. But even they can't mess with Tony's army of lawyers.
Avukatı size nasıl yardım edeceğiniz konusunda bilgi verecekler.
His lawyers will let you know how to help.
Bir sürü avukat tutar, senelerce mahkemelik olurdu.
He'd hire a team of lawyers, tie the thing up in court for years.
Milyon dolarları ve bir dolu avukatı var.
He's got millions of dollars and a team of lawyers.
Kirli avukatlardan nefret ettiği için.
Because he hates dirty lawyers.
Az önce kirli avukatlardan nefret ettiğini söyledin şimdiyse onun yasaları çiğneyeceğini mi söylüyorsun?
You just said he hates dirty lawyers, and now you're saying he'll break the law?
Avukatlar, pencereden dışarıyı izlesinler diye para almıyorlar.
Lawyers don't get paid to look out the window.
Hayır, bizler iyi avukatlar olduğumuz için yanaştılar ve yıllık 8 milyon getiriyorlar.
No, they approached us because we're good lawyers, and they bring $ 8 million in yearly business.
Jüri sorgulaması çok önemlidir, çünkü mahkemenin ve avukatların böyle özel bir davada jüri üyelerinin her birinin uygun olup olmadığını tespit etmeyi sağlar.
The voir dire process is a very important one, because it enables the court and the lawyers to determine whether or not each of you would be appropriate jurors for this particular case.
Az önce avukatlarla görüştüm.
I just checked with our lawyers.
Şimdi, bilirsin... Avukat bunu tekrar yapıp yapmayacağını sorduğunda cevabın "hayır" olmalı.
Now, you know, uh, when the lawyers ask you if you'd do it again, the answer is "no," right?
Ve bundan sonra bütün tatsızlıklar avukatlar tarafından halledilecek.
And after this, all the unpleasantness is gonna be handled by lawyers.
- Adam avukat ücretleri yüzünden iflas etti.
What happened? The fella bankrupted himself on lawyers'fees.
- Bu da avukatlar ve para demek.
That means lawyers and money.
Avukatlar toplantı yapıyorlar.
The lawyers are meeting now.
Orada herşeyi bulabilirdin : Aydınlar, üniversite mezunları...
There you could find everything : intellectuals, lawyers,
Avukatlarını devreye sokmuş.
He'd got the lawyers in.
- Odadaki iki avukat da hayır diyor.
The two lawyers in the room say no.
Bu durumu jüriye koyu tenli genç bir adam casusluk yapıyormuş gibi gösterebilecek avukatlarla dolu bir binadayız.
Not for nothing, but this is a building full of lawyers who'd have no problem making that look an awful lot to a jury like tradecraft from a dark-skinned young man.
Ama televizyon izleyicilerinin gözü önünde yargı süreci, avukat, inceleme, muteber deliller ve yalancı şahitlik cezası hakkında hiçbir karar olmadan kendi mahkemeni toplamak çok büyük, tehlikeli, korkutucu bir hata olur.
But it is a huge, dangerous, scary-as-shit mistake to convene your own trial in front of a television audience where there's no due process, no lawyers, no discovery, no rules of procedure, no decisions on admissible evidence, threat of perjury, confrontation of witnesses or any of the things we do...
- Avukatlarla kötü bir deneyiminiz mi oldu?
Bad experience with lawyers? Uh... ex-wife.
Avukat olan arkadaşlarım var ve onlar beni etkileyebilir.
I have friends who... friends who are lawyers, and that might influence me.
- Teröristlerin avukat tutma hakkı yok.
No lawyers for enemy combatants.
Buraya gelenlerin çoğu iş adamı, avukat, baba.
I mean, most of the johns in here are businessmen, lawyers, fathers.
Yeni kuralları avukatların takdirine bırakmışlar. Hayır.
The new rules leave it up to the lawyers.
Beş avukat ve bir mahkeme raportörü var, tamam mı?
There's five lawyers and a court reporter, okay?
Tamam, ben sabah avukatları ararım.
You know what? I'm going to call the lawyers in the morning.
Bırakalım onlar halletsin.
Call the lawyers. That's right. Let them handle it.
Avukatların aramasını bekliyorum.
Yeah, no, I know. Waiting for a call from the lawyers.
Baksana Mickey, halletmişler.
From my lawyers. See that, Mickey?
Bu işi yargıya taşırsak, onların avukatlarındaki nüfuzla bu iş kolayca cezai ihmale döner.
If we took this to trial with the lawyers and the influence that they have, it would be easy to imagine a case of criminal negligence.
Evet - plastik cerrahlar ve boşanma avukatları gibi.
Yeah- - plastic surgeons and divorce lawyers.
plastik cerrahlar ve boşanma avukatları gibi.
Plastic surgeons and divorce lawyers.
Biz avukat değiliz.
We're not lawyers.