Leash перевод на английский
1,346 параллельный перевод
O bulldoga tasmayı takacağız.
We'll put that bulldog on a leash.
- İşte o yüzden konuşup düşünmeliyiz.
I'm on a leash. That's exactly why we need to talk.
Walt, neden kedine tasma takmıyorsun?
Walt why don't you put that cat of yours on a leash?
Hatta bir kız var, köpek gibi tasmayla dolaştırıyor.
He keeps her on a leash like a dog or something.
Eğer menajersen, şu kızın tasmasını kısa tutmaya dikkat et.
If you're a manager, keep a tight leash on your tramp!
İşte bu yüzden tasmasını sıkı tutmanı istiyorum.
Which is why I need you to keep him on a tight leash.
Merdivenlerden yukarı, köpeğinin ardından koşuyordu, köpeğin tasma kayışından kurtulamadı, dengesini kaybetti ve merdivenleden aşağı yuvarlandı.
She was running after her dog, followed him up the stairs, got tangled up in the leash, she lost her balance and fell down the stairs.
Suçluyu ortaya çıkarmak için sabırsızlanırsınız sanmıştım.
I thought you'd be straining at the leash to sniff out the culprit.
- Çakır'a yeni tasma almışsınız.
- You've got a new leash for Cakir.
- Tasmayı bile anladı.
- He knows about the leash as well.
Ama onu bir şekilde kontrol altına aldın, öyle değil mi?
But you got her on a leash or something, right?
Bu şartalana bir tasma takın.
Keep that charlatan on a leash.
Sadece arkadaşı benden uzak tutun yeter.
But keep a leash on this guy, huh?
- Ciğerli ödüldüm. Sonra tasma olduğumu sandım. Ya da çok tatlı bir tasma kayışı.
I was the liver treat, and I thought I was a collar... or at least a really cute leash, and I'm not.
Tasmanı çok kısa tutuyor.
She's got you on a short leash.
İşte köpek tasması.
Here's the dog's leash.
Tasması yok muydu?
You didn't have him on the leash?
Tasmaya bağlı sanmıştım.
I thought he was on the leash.
Ne demek "tasması bağlı" sanmıştım?
What do you mean? You "thought" he was on the leash?
Tasmayı nasıl göreyim?
I'm supposed to see a leash?
Tasmasından kurtuldu mu?
Oh, he got off your leash?
Bu adamlar bir düğmeye basarak, Kaliforniya ekonomisini kayışlarından tutup istedikleri yere çektiler.
Those guys at the flip of a switch could just yank the California economy on it's leash whenever they wanted to.
Benim köpeğim her zaman bağlıydı.
- It wouldn't be the first dog to attack a train. - He was on a leash.
Köpek tasması ve mama için 60 dolar aldın zaten!
You already charged us for the kennel, the dog leash, $ 60 for Puppy Chow!
Senin gibi bir aile reisi, kadınına daha kısa bir tasma takmalı.
Family man like you might wanna keep his woman on a shorter leash.
Neredeyse 20 yıldır beraberiz ve lanet olsun, bazen yılları hesaplardın bana taktığın o kısacık tasmanın uzunluğunu hesapla önce!
God damn it. You count the damn few times that we have been together in nearly 20 years and you measure the short fucking leash you keep me on and then you ask me about Mexico and you tell me you'll kill me
Narkotik köpeklerinden birinin tasması çıkmış.
One of those drug-sniffing dogs is off its leash.
Eşeğini sağlam kazığa bağlasan iyi edersin.
That's not me. You should keep your ho on a leash.
- Köpeğinin tasmasını çıkarma yeter.
- Just keep your dog on a leash.
Bu adamlar bir düğmeye basarak... Kaliforniya ekonomisini kayışlarından tutup. ... istedikleri yere çektiler.
Those guys at the flip of a switch could just yank the California economy on it's leash whenever they wanted to.
Okul başladığında, atılman an meselesi olacak.
When school starts, you're going to be on a very short leash.
Tasman da çok kısa.
And you are on a short leash.
Kadının yular mı taktı?
Are you on a leash?
Arabadan tasmayı getir.
Mark, there's a leash in the car. Get it.
- Yani tasmalarını kısa tutacaksın.
- You just have to keep them on a short leash.
Bu itin tasması da kısaltılmalı.
That mutt could use a shorter leash too.
Tasmayı al.
Take the leash.
Şu deli sürtüğün tasmasını sıkı tutun!
And hold that crazy bitch on her leash!
Kontrollü bir biçimde serbest bırakalım.
Give them a long leash.
Rwanda, Sierra Leone ve Angola'daki isyancı güçlere silah satar. Adamlarını çok sıkı kontrol eder.
He's run arms to rebel forces in Rwanda, Sierra Leone, Angola, and holds a very tight leash over his men.
Öldüğünde tasma hala ondaymış ve köpek çıldırmaya başlamış.
She still had it on a leash, and it was going crazy.
Ondan başka.. .. tasma izleri,.. ellerinde herhangi bir yaralanma yok.
Other than the leash marks, no injuries on her hands.
Neden biraz gevşeyip benim yapmama izin vermiyorsunuz?
Why don't you loosen the leash and let me show you what I can do?
Tasma konusunda eğitmeniz gerek.
Well, she's gonna have to be leash trained.
En iyisi kayışı elinde sıkıca tutup tasmayı gevşek bırakman.
The best thing to do is to hold the leash tight in your hand... - Well. It is.
Tasmayı sevmiyor.
Puppy doesn't like the leash.
Arkamı kollayabilene kadar tasman boynunda kalacak, bu da demek oluyor ki gücün yok.
Until you're able to back me up, you're on a leash, which means you have no power.
O zaman serbest bırakıldım?
Am I off the leash, then?
Bir tasma al bebeğim!
Get a leash, baby!
Tasmasını çıkarman.
Letting her off that show leash.
- Sıkı tutuyorum zaten.
-... and hold the leash slack.