Leo перевод на английский
9,278 параллельный перевод
Leo'nun ofisini ara.
Call Leo's office.
15 yıl önce beni avukatın olarak tuttuğundan beri bir davanı bile kaybetmedim Leo ve lanet olsun, şimdi de kaybetmeyeceğim.
I have never lost you a case, Leo, ever since you put me on retainer 15 years ago, and, damn it, I'm not about to lose one for you now.
Duydun mu, Leo?
You hear that, Leo?
- Kocamın öldürüldüğünü yeni öğrendim, Leo.
- My husband was just found murdered, Leo.
Çok üzüldüm Leo.
Very sorry, Leo.
- Sen de filmlerde miydin Leo?
You in the movies too, Leo?
Bunu birkaç kere duymuşsundur kesin Leo?
Bet you heard that a few times, huh, Leo?
Olay şu Leo : Polisi hiç aramamışsın.
Thing is, Leo, you never called the cops.
Leo, ben de evliyim.
Leo, I'm married.
Leo, eşinin cinayetinin failini tutuklamak üzereyiz.
Leo, we're about to make an arrest in your wife's murder.
Leo, Leo, Leo, Leo.
Leo, Leo, Leo, Leo.
Burada bir cinayetten bahsediyoruz Leo.
I knew it. Here's the thing about murder, Leo.
- Hiçbir şey söylemiyorum. Bu güzel Leo.
I'm saying nothing, nothing.
İyi iş çıkardın.
That's good, Leo. You did a good thing.
- Tanığa hoşça kal de Leo.
- You arrested him, alright?
Bay Leo Nankin'in avukatı gelecekmiş. - Robert?
The lawyer for a Mr. Leo Nankin is gonna be coming.
- Evet Leo sonunda elimde bulmayı istemediğim gerçek bir dava buldum.
Okay, Leo. What I finally got is an actual case, which I do not want.
- Leo, zencilerden ne kadar nefret ettiğini biliyorsun değil mi?
Leo, you know how much you hate the coloreds?
Leo Nankins.
Leo Nankins.
Eşler bunu bilir Leo.
That's the thing about wives, Leo.
Tamam hadi Leo.
Okay, come on, Leo.
Bu işler böyledir Leo.
- Ow. - Yeah.
Polisler yalan söyleyebilir ama anlaşma yapamazlar.
Thing is, Leo, cops can lie, but we can't make deals.
Leo Kamali'yi deviren ekip mi?
Your team took down Leo Kamali?
Dostluğa, güzel yemeklere ve şu sözü söyleyen Leo Tolstoy'a :
To friendship, to good food, and to Leo Tolstoy, who said,
Başın sağ olsun Leo.
I'm sorry about your father, Leo.
- Leo gibi...
I can...
Sen Leo değilsin.
You're not him.
Yatağa atmak değil niyetim Leo.
I'm not trying to bed her, Leo.
Leo o oğlumuz
It's our son, Leo.
- Leo.
- Leo.
Leo ne hissettiğini biliyorum.
I know how you feel, Leo.
- Leo Travers'ı aradın değil mi?
You called leo travers, didn't you?
- Leo...
Leo...
- Leo, çok üzgünüm.
Leo, I'm so sorry.
Merhaba. Leo...
Hello, I'm looking for Le...
Leo'nun laboratuvarından meteor parçamızla kaçan kamyonet vardı ya.
Listen, the van that took off from Leo's lab - with our meteorite sample...
Leo ile konuştun mu?
You talk to Leo lately?
O ve oğlu Leo sözde bir okuma turu için Amerika'da.
He and his son Leo are supposed to be in America on a lecture tour.
Leo seninle mi?
Isn't Leo with you?
Oğlum, Leo.
My son, Leo.
Annesinin ölümü için''bu daha başlangıç''derken, ne demek istedi?
What did Leo mean when he said his mother's death was "only the start"?
Mezarın açıldığı gün, Leo ateşlendi.
The day of the unwrapping, Leo was struck down with fever.
Leo'nun ateşi düştü ve Beresford bir daha mumyaya dikkatle bakmadı.
Leo's fever broke..... and Beresford has never set eyes on the Mummy since.
Leo..... o kadar safsın ki!
Leo..... so naive!
Leo Beresford, seni Caterina Beresford'un cinayet şüphelisi olarak tutukluyorum.
Leo Beresford, I'm arresting you on suspicion of the murder of Caterina Beresford.
Leo.
Leo.
O size yardım etmiyor.
- Bye-bye, alibi, Leo.
- Leo...
Is Leo...
Leo'yı anlıyorum artık.
Oh, Jesus Christ. Now I see what Leo was on about.
Lütfen bana Leo de.
Uh, call me leo, please.