Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ L ] / Lime

Lime перевод на английский

1,472 параллельный перевод
Sadece Cointreau, Patron, limon ve rafine tuz.
Just Cointreau, Patron, lime juice and superfine salt.
Bunlar, Enron'dan elde ettiğimiz lime lime olmuş deliller.
This is the shredded evidence we got that came out of Enron.
Andersen bir tondan fazla kağıdı lime lime etti.
Andersen shredded more than one ton of paper.
Fidan dikmeyi ve bir limon bahçesi yapmayı planlıyorum.
I plan many improvements. I intend to throw out a bough and plant a lime walk.
Onların usulü ise, şehrin dışında bir kürek ile bir çuval kireç.
Their way, it's a shovel and bag of lime outside town.
"Rose's Lime Cordial" kokteyli de buradan geliyor...
Well, that's where Rose's Lime Cordial originated...
Diğerlerine gelince, lime lime edin.
As for the others - shred'em to pieces.
Etlerin lime lime olsun, kör kuyularda yok olasıca.
Hope you'll die and rot in hell.
Kulak neredeyse lime, lime olmuş.
His ear's almost shredded off.
- Mirado markalı bir soda.
- It's Mirado brand lime flavor.
Annesini kurtarmak için, dünyayı lime lime edemeyecek çocuk yoktur.
There isn't a little boy born who wouldn't tear the world apart to save his mummy.
Çok güzel marullu frenk salatası ve kişniş otlu ıhlamur sosu yaparım.
Oh, I make this great frisee and endive salad with a coriander-lime vinaigrette.
Kireç içinde kalmış köpüklü su, bir de şu tereyağını yumuşatır mısınız?
Sparkling water with a twist of lime, and can you get this butter softened?
Limonlu...!
With lime.
En çok da limonu sevdim.
I especially enjoy the lime.
İçine ananas ve limon katılmış, bir tür şampanya kokteyli.
It's a kind of champagne cocktail with pineapple in it and a little twist of lime.
Üs kısmı lime lime olmuştu, kaportada göçükler vardı.
The top was in rags. The body dented. The rocker panels rusted out.
Evet, anne, bir kaç galon Tom Yun çorbası ve sonra chili soslu alabalık. Ve dumpling, lütfen.
Yeah, Mom, Mom, will you order a couple gallons of that Tom Yun soup and then the salmon with the chili lime sauce?
Tamam, biraz Pad Thai, Tom Yun çorbası, chili soslu alabalık... Dumpling!
Okay, can we get some pad Thai, some Tom Yun soup, Salmon with the chili lime sauce...
İçkine limon koymadım.
- I didn't put lime in your drink.
Deb, bana limonlu turta getirir misin?
Deb, could I get a piece of the Key Lime?
Dün limon yeşili bir cenaze arabasından inerken gördüğüm sen miydin?
So, was that you I saw crawling out of a lime-green hearse yesterday?
Lana'dan heykel yapmayı bir kez denemişti hem de lime lime.
And she did try to carve herself a jack-o-Lana before, cut and dry... emphasis on the "cut."
Key lime turtaları var.
They have Key lime pie.
Key lime turtasını severim.
I do like Key lime pie.
Bahçedeki baraka, kürek, kireç torbası.
Garden shed, shovel, bag of lime.
Tuzluymuş. Bana bir dilim misket limonu ve bir karaf da tekila.
I shall now need a slice of lime and a carafe of tequila.
Düşündüm ki bununla yemek yapabilirm.
I thought I'd try that lime-tequila marinade.
o kız, lime lime olmadan oraya gitmelisin. Anladın mı?
You should go there before she ends up in little pieces!
Polonya'nın bu bölgesi, bereketli içme suyu kaynaklarını barındırıyordu. Ayrıca kireç ve hepsinden önemlisi kömür yataklarıydı.
This part of Poland possessed a plentiful supply of fresh water, lime and most importantly of all for what was to come, coal.
Su, kireç ve kömür, ihtiyaç duydukları en önemli bileşim maddeleriydiler.
Water, lime and coal were the most important ingredients they needed.
Kireç tozu ve kil karıştırdım ve bunu fırına attım... ve sıcaklık arttı.
I mixed lime powder and clay and poured it into the furnace... and the temperature rose.
Ne kadar kireç tozu kullandınız?
How much lime powder did you use?
Dediğiniz gibi kireç tozu ve kil karışımını ekledim.
I did as you said and added a mix of lime powder and clay.
Ne kadar kireç tozu kullanıldı?
How much lime powder did you add?
Bu akşam kuzu incik kavurma var... limon-biberiye sosuyla marine edilmiştir.
Tonight we have a braised lamb shank... marinated in a rosemary-lime sauce.
Evet, ben balığı kabak püresi ve limon-biberiye sosuyla alacağım... şu terbiyeli soya-limon şeyinden istemiyorum.
I'll have the halibut with the pumpkin squash and the rosemary-lime sauce... and not the soy-tamari-lemon stuff.
Biraz limon ve limon suyu olsun.
And a touch of lemon and a squeeze of lime.
Ve limonu abartma, Silgikafa.
And easy on the lime there, Eraserhead.
İçinde ıhlamur yağı var.
I believe the head chord contains lime oil.
Portakal çiçeği, ıhlamur,
Orange blossom, lime...
Evet, limoni kaykayın geçici sorumlusuyum fakat kiralık oto.
Yes, I'm a temporary custodian of the lime-green roller skate, but it's a hired car. It's a rental, it's not for sale.
Ağaçlarına mı bakıyorsun?
Are you admiring your lime avenue?
Ihlamuru kim attı bilmiyorum ama iyi atıştı.
I don't know who threw the lime, but that was a good shot.
Limon mu olsun, misket limon mu?
Lemon or lime?
Misket limon.
Lime.
Çok yukarıdayken açarsa, paraşüt açıldığında, rüzgar güçlerince lime lime parçalanır.
If it deploys it too high, when the parachute opens the wind forces will just rip it to shreds.
Evet. Bana bir tane TaB getirin. Bir dilim de limonlu pasta.
Yes, I'd like a tab and a slice of key lime pie.
Kireç ne için?
What's the lime for?
Şimdi, halkın dilindeki gözlemelerinizi çiğnerken bunu bir düşünün.
Now, just think about that as you're chowing down... on your key lime pie pancakes.
Limonlu olmasını bekler.
- maybe a touch of lime?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]