Local перевод на английский
14,089 параллельный перевод
Yerlilerin çoğu kaçmış ya da Almanlar ve Belçikalılar tarafından lastik ve fil dişi ticareti için esir alınmışlar.
Most of the local natives have been run off or captured by the Germans and the Belgians, for the rubber and ivory trade.
Sadece bölge müdürünün bir şey yapabileceğini sanmıyorum.
It's just... I just don't think the local captain's gonna stop on his own.
Hayır, mahalleden.
No, he's local. What's the matter?
- Yerel polis memuru.
Local law enforcement.
Dün gece gittiğim Hint restoranının menüsündeydi sanırım.
It was on the menu at my local Indian restaurant last night.
Yerel polis bir ceset buldu ve ölüm olağandışı.
Local cops found a body and the death is unusual.
Resmi olarak, kayboluşları çözülmemiş bir sır olarak kaldı ama yerel işçiler onların şeytani güçler tarafından götürüldüğünü söylediler.
Officially, their disappearance was ruled an unsolved mystery, but local workers swore they were taken away by demonic forces.
En son Serranos adında yerel bir barda görülmüşler, duyduğuma göre oranın paça çorbası müthişmiş.
They were last seen at a local watering hole named Serranos, where, I hear, the cow-foot soup is to die for.
Monty, çiftin sitesinde yerel biri var mıymış bak.
Monty, see if anyone local was checking out our honeymooners'site.
Yerel amatör astronomlar birliğinin başkanıymış.
He is the president of his local amateur astronomers'association.
Evlerinin yakınındaki dükkandan son model bir tane almış.
Top-of-the-line, from a local store near their home.
Bronz tenliymiş ve Kreolce konuşuyormuş, yani buralı biri.
And he was tan and spoke Creole, so he was definitely local.
Yetkililer araba kiralayıp geziye çıktıklarını ama geri dönmediklerini söylemiş.
Local authorities said, after renting a car, they took off on a day trip and never returned.
- Belize'e balayına gelen turist çift bölge sakini Rosa Kiaten'in aracına çarpıp körfeze uçmasına sebep olmuş.
- A tourist couple in Belize on their honeymoon killed a local woman, Rosa Kiaten, when they hit her car directly into the bay.
Cesedini yerel bir kasap olan kocası Antonio bulmuş.
Her body was recovered by her husband, Antonio, a local butcher.
Yerel savcının tanık koruma programı üzerinde yargı gücü yok.
Local DA's don't have jurisdiction over the witness protection program.
Bana yerel polisin numarasını verir misin?
Could you please give me the number for the local police?
Dyker Heights'da bir market sahibi.
Owns a local grocery store in Dyker Heights.
Gelirken birkaç güreş kulübüne baktım.
I saw some local wrestling clubs on the way...
Bu özel mücadelede yerel şampiyon Bagga'nın karşısında Buroli'nin aslan kızı yiğit güreşçi Barkat'ın kızı, Aarfa!
This special contest will see... the local champion Bagga pitted against the lioness of Buroli... daughter of strongman Barkat... Aarfa!
Sense bana 40 yaşın üstünde yerel bir güreşçi mi getiriyorsun?
And you find a run-down 40 plus local wrestler?
Bu maçta en çok merak ettiğim şeyi söyleyeyim, Kubra... Acaba daha genç ve çevik bir dövüşçü karşısında bir çamur güreşçisi nasıl ayakta kalabilecek?
You know what I'm really curious about in this match, Kubra... how a local mud pit wrestler survives this ring... against a more agile and younger fighter.
Bak, Kubra. Sultan aynı bir MMA dövüşçüsü gibi hareket ediyor.
Sultan moves like a... local wrestler in an MMA ring.
Rakibini Hint tarzıyla yere yığan bir dövüşçü.
Who's hammering his new opponent in his local Indian style.
Bu bir dhobi hareketi...
It's the local dhobi slam...
Konuşması düzgün müydü?
Local?
İlçedeki gençler arasında konuşulan yerel bir efsane.
It's a local legend amongst the County boys.
Ben ve Yerel Komiser McKendrick, Suwar Gadh Çukuruna attık.
Well, myself and er... the local commissioner..... McKendrick..... tracked it into the Suwar Gadh Ravine.
Bir tüccar havai fişek gösterisi önerdi ama çok gösterişli olur diye düşündüm.
Uh, a local merchant offered up a fireworks display, but I felt that it might be a little too proud.
Yerel kahramanları olan seni ürkütmenin komik olabileceğini düşünen birkaç yaramaz troll ile rasgele bağlantı kurmuşlar.
They got into a back-and-forth with a bunch of nasty trolls, who thought it'd be real funny to spook the local hero : you.
Sen yerel kahramansın.
You're a local hero.
Esnafımızı kurtarmak istiyorum.
I'm passionate about saving local businesses.
Bana kalırsa, eğer çığlık atarsam, bu kasabalılar benim tarafımı tutarlar, ayrıca yetkililerin şu an işine karışmasını da istemezsin.
If I scream, something tells me these townsfolk are going to side with me, and I don't think that you want local authority looking into your business, right now.
Yerel haberler ; suç patronu Carlos Francesco'nun cumartesi günü öldürülmesinden sonra şehirde çete savaşları çıktı.
In local news, the city is bracing for gang wars following the murder of crime boss, Carlos Francesco, Saturday.
Maçlar her zaman yerel haberlerde yer alır.
The local news always covers the game.
Yerel haberlere bir garezin mi var?
Got something against the local news?
Afganistan'da yanan kazazedelere bölge tedavi hastanelerinde veriliyormuş.
Burn victims from Afghanistan were treated with it at the local recovery hospitals.
Ama çogumuz yerel seçimlerin ne zaman oldugunu bile bilmiyoruz.
But most of us don't even know when our local elections are held.
Ya da yerel temsilcilerimizin kim olduklarini.
Or really who our local representatives are.
Buraların çocuğu iyilik yapıyor.
Aww, local boy makes good.
Merkez, yerel silah ticaretini fonlayan kokainli esrar sevkiyatını öğrendi.
HQ's got eyes on a primo opium shipment that's been funding the local arms trade.
Ama Quahog Alışveriş Merkezi'ndeki flaş haberimizle başlıyoruz. Bölge sakini bir şişman adam geceyi bir çocuk treninde mahsur kalarak geçirmiş.
But we begin with breaking news from the Quahog Mall, where a local fat man was stuck overnight on a child's train.
Yerel haberlerde spikerlik yapamıyorsam yaşamak için bir sebebim yok demektir.
If I can't anchor the local news,
Şu an bir çatının tepesindeyim. Bölge sakini bir delinin hayatına son verme girişiminde bulunduğu noktada.
This is Tom Tucker atop a roof, where a local crazy person is preparing to end it all.
Bölge sakini ergen pislik Chris Griffin, ismini anmaya değmeyecek şahıs tırnak içerisinde söylüyorum :
Local teenage scumbag Chris Griffin, whose name will be omitted here, was caught sending, quote-unquote,
Bölge polisi size yardımcı olamaz.
The local police can't help you.
Birçok cinayetin ve kaybolan gençlerin olduğu bir kasabada, yerel tımarhanede birçok ipucu vardır bence.
I'd like to think that in a town with multiple murders and missing teenagers, the local insane asylum would be fertile ground for clues.
Yerel polis hala tartışıyormuş.
Local PD is still debating.
Christopher'a resmi göstermenle resmi sana getirmesi arasında birkaç gün olduğu için taklitçi buralardan biridir diye düşündüm.
How? Well, I figured it had to be someone local since it was only a few days between you showing the painting to Christopher and him leaving it for you, so...
Monty, yerel polisle konuş.
Monty, check with local P.D.
Bölge polisi çoktan olay yerine vardı.
Local P.D.'s already on the scene, and you know the Feds are on a plane.