Lıyım перевод на английский
32,135 параллельный перевод
Nasıl farklıyım?
How... how am I different?
Eh, ben başarılıyım, bu yüzden...
Well, I'm successful, so...
Ruhlarımız bağlantı kuracak. Pek çok yıl sonra vaktin geldiğinde beni bulabileceksin.
Our souls will connect, so that when it comes to your time, many years from now... you'll be able to find me.
Bu büroya adadığın onca yılın adına bu bölüğün erkekleri ve kadınları adına sana minnettarlığımızın göstergesi olarak bunu takdim ediyorum.
In recognition of your many years of dedication to this Bureau, the men and women of this division would like to present you with... this token of our appreciation.
Yılın Sporcusu olarak Sporcular Listesi'ne alınacağım.
I'm being inducted into the Hall of Athletes as Athlete of the Year.
Vefatından sonra onu sakladım ama belki 20 yıl kadar önce buradan çalındı.
I kept it after he died, but it was stolen from this property... oh... maybe 20 years ago.
14 yıl tek başıma ormanda yaşadım, bu yüzden benim için epey heyecan verici.
I lived alone in the woods for 14 years, so for me, this is pretty exciting.
- Ben-ben seni tanıdım, devam et, ne şimdi on yıl gibi mi?
I-I've known you going on, what, like, ten years now?
Tıp okulunda 7 yıl okudum, tamam mı?
Seven years of medical school, okay?
Birkaç yıl önce internette seni aradım.
I Googled you a couple years ago.
- Kapıyı nasıl açacağımızı öğrenmek için.
- What for? For the bunker. How to get the door open.
Jesse dayımla Becky yengem de orada. Joey de Vegas'ta sıkışıp kaldı. Bu tüm yıl boyunca tüm aileyi bir araya getirmek için tek şansımız.
and Uncle Jesse and Aunt Becky are there too, and Joey's stuck in Vegas, this is our one chance all year to get the whole family together.
"Yılın Annesi" seçmezler beni artık.
I'm not going to win Mother of the Year anytime soon.
14 yıl mı? Nasıldı peki?
"14 years"?
Tüm yıl temizdim, sonra tekrar aynı batağa saplandım ama artık yapamam, tamam mı?
What? I was clean a whole year, and I fell into the same hole, and I just can't do it anymore, okay?
Kanını cinayet silahına koyup, onu da 14 yıl önce bir tünele atarak mı?
By putting his blood on a murder weapon and throwing it into a tunnel 14 years ago?
Mitchell Hawthorne'un kızıyım ama Edwin Booth, kardeşi John Wilkes Booth'un yaptıklarından nasıl sorumlu değilse, babamın yaptıklarından da ben sorumlu değilim.
I am the daughter of Mitchell Hawthorne, but I am no more to blame for what he did than Edwin Booth was for what John Wilkes Booth did.
Okuldaki son yılımdayım.
There's always senior year.
Biz de platonik geçen yılımızın tadını çıkarıyoruz.
All right, you're not supposed to date within the first four months of recovery, so we are enjoying our year of living... platonically.
Onlarca yıl önceden gibiler ama onun şu anki olaylardan bahsettiğini düşünmeye başladım.
Seems like they're from decades ago, but I'm starting to think he's talking about current events.
Zaten sadece birkaç yılım kalmıştı.
I only had a couple years left.
Hatırladım tamam doğum yılımdı.
Um... oh, right, right, right! It's my, uh... my birth year.
10 yıl mı?
Ten years?
15 yılım kaldı, sonra siktirip gideceğim.
I got 15 years left, then I'm fucking off.
15 yıl boyunca dindar gruplardan yedi nefret mektubu aldım.
And over the course of 15 years, from religious groups, I have received seven pieces of hate mail.
15 yılım var.
I have 15 years.
Nasıl gidiyor bakalım?
How y'all doing?
Burada bir yıl kaldıktan sonra bir yılın düşündüğümden daha uzun olduğunu biliyorum çünkü bütün hayatımı burada yaşamış gibi hissediyorum.
Having been up here for a year, I now realize that a year is longer than I thought it was, cause I feel like I've lived my whole life up here.
Hayatımın son bir yılı boyunca yaklaşık 10 santimetre daha büyümemi, yeni okula gitmemi yeni arkadaşlar edinmemi kaçırdı.
For the last year of my life, he has missed me growing about four inches taller, me going into a new school, new friends.
Mars'ta hayatta kalmamızı sağlayacak suyu tedarik edecek kadar buz içeren bir lav kanalı bulmak için iki yılımız olacaktı.
We were supposed to have two years to find a lava tube with enough ice to supply the water necessary to survive on Mars.
Bu akşam NASA'dan yeni haberler var. Bu yıl uzay ajansından aldığımız bütün haberler gibi bu da kötü haber.
There is more news from NASA tonight and like almost all the news from the space agency this year, it's not good.
Hayatımın 4 yılı... 20 yıl boyunca hazırlandım.
Four years of my life... 20 years preparing. Very good and it's over.
Bardayken yaşadığımız o anda kendime "Otuz üç yıl sonra..."
You know, when we had that moment in the pub, I thought to myself, " After 33 years,
Asıl tanığımızın üç yıl önce ölmesinden bahsediyor. Ama Bay Bailey'nin avukatı Turner Michigan davası istisnasındaki gibi onun adına ifade verecek.
- He's talking about the fact that our eyewitness died three years ago, and Mr. Bailey's original attorney is going to testify on her behalf under the Turner v. Michigan exception to the hearsay rule.
Bu sen biliyorsun, ben de biliyorum ama eğer karşı çıkarsan iki yıl boyunca mahkemede seninle savaşırım.
- You know that and I know that, but if you fight it, I will argue it in court for the next two years.
İşlemediğim bir suçtan dolayı 12 yılımı kaybettim.
- I lost 12 years for a crime I didn't commit.
300 yıl boyunca ülkemi istila ettiklerini düşünürsek cevabım hayır.
Well, they enslaved my country for 300 years. So no.
Git Gerçek Eleanor'la takıl birbirinize takım yıldızlarından isimler falan seçin ya da sizin gibiler neler yapıyorsanız işte, ben kendim idare ederim.
Just hang out with Real Eleanor and name constellations after each other, or whatever it is nerds do. I'm fine on my own.
Hayatımın ilk dokuz yılı boyunca herkes bana kötü bir çocuk olduğumu söyledi.
For the first nine years of my life, everybody told me I was a bad kid.
60'lı ve 70'li yıllarda kaç şehit verdiğimizi unutmayalım.
Let's not forget how many martyrs we put in the ground in the'60s and'70s.
Bir değişim yaratma fırsatımız var, genel suç işleme oranının düştüğü bir dönemdeyiz, ayrıca geçen yıl hapse girme oranı kırk yıldır ilk kez inişe geçti.
We've got an opportunity to make a difference at a time when overall violent crime rates have been dropping at the same time as incarcerations last year dropped for the first time in 40 years.
Ama sizin yardımınız olmadan ilerlemenin bir yolunu bulursam anlaşma yatar ve iki yıl cezasını çeker.
But if I find a way to move forward without his help, there is no deal and he does the whole two years.
- Burada iki yıl kalacağımı mı söylüyorsun?
You saying you think I'll be here for the whole two years?
3 yıl aldım çünkü William'ı satmam için bir anlaşma teklif ettiklerinde... hayır dedim.
I got three years, because when they offered me a deal to turn on him, I said no.
ya ben 3 yıl hapise girecektim,... ya da oraya daha uzun bir zaman için çocuklarımın annesini hapise gönderecektim.
I had to choose between going to prison for three years, or the mother of my children going away for a whole lot more.
Altı yıl önce bunun gerçekleşmesi lazımdı, ama sonra eyalet, öğretmen emekli fonunu William Sutter'a yatırım yapmaya karar verdi.
That was supposed to be six years ago, but then the state teacher's pension fund decided to invest its money with william Sutter
Şimdi ben iki yıl burada otururken onlar dışarıdalar.
And now I'm sitting in here for two goddamn years while they're out there.
Asıl amacımı unutmayayım mı? Ben sizin umurunuzda mıyım ki?
Take my eye off the ball?
Hayatım boyunca çabaladım. 50 yıl oldu. Her yıl çabalamaya devam ettim.
I've pulled myself through life for 50 years now, and every year I keep pulling, and when it's finally my turn to rest, this girl who I've carried like a... like a scab on my soul,
Gelecek yıl hükümet yardımı alabiliriz, değil mi?
We can get government grants next year, yeah?
Bu senin için sadece bir oyun, Amanda. O zaman neden 22 yıl önce sana yazdığım mektumu ihtiyacı duyuyorsun ki?
Well this is just a game to you, Amanda then why do you need to read a letter that I wrote to you 22 years ago?