Mansour перевод на английский
21 параллельный перевод
Mansour!
Mansour!
- Mansour, domuzun teki.
- It's a pig, Mansour.
Polis değilse bile ensemize Mansour yapışıyor.
If it's not the police, then we have Mansour on our backs.
Sen hele bir bekle ve gör, başına neler gelecek, Mansour.
Just you wait and see what's in store for you, Mansour.
- Mansour başını derde sokacak.
- Mansour will get you in trouble.
- Bilal Mansour.
- Bilal Mansour.
Ali Mansour, jeneratörü aç!
Ali Mansour, turn on the generator!
Albay. Emirlerim, Sidi Mansour'a yürümek... Ve orayı tutmak.
Colonel, my orders are to advance to Sidi Mansour... and hold it.
Sidi Mansour'a ulaşmamıza yetecek suyumuz da yok maalesef, değil mi?
And records will show we didn't have enough water to reach Sidi Mansour?
Tamam, sırada Bağdat, El Mansur var.
All right, next up is Al Mansour, Baghdad.
Bağdat, El Mansur'daki bölgeye mi gideceksin?
You're going to the Al Mansour site in Baghdad.
Mansur'daki amcam onların hedef alındığını söyledi.
My uncle in Mansour, he said they were targeting them.
Fahişeler, AI Mansour'dan zengin kadınlar ; sana gelip iyilik isteyip karşılığında iyilik sunacaklar.
Whores, wealthy women from AI Mansour who come looking for a favor and offer you favors in return.
Göreceğiz bakalım, "Taaj Mansour".
Well, we'll see about that, "Taaj Mansour". Ha.
Biri boynunu sabit tutsun. Telefonunu versene.
Give me your phone, I'll page Dr. Mansour... he's chief of
Dr. Mansour'u çağıracağım.
Neurology at the hospital.
Dr. Mansour, bunun iyi bir şey olduğunu söylüyor.
Which Dr. Mansour says is a good thing.
Duyduğuma göre Mansour ile oynamak için.. ... sık sık dükkanı kapatıyormuş.
I hear he often closes doors to play golf with Mansour.
- Bizim bildiğimiz Mansour mu bu?
- For real? - Are you talking about the Mansour we know?
Dubai'de 57 katlı bir binası ve bir golf sahası var. Mansour ile arkadaşlar. Sahi ismi neydi?
Well, in Dubai, he has a 57-story building and a like-a golfing course and like being friends with Mansour and like like, what was his name again?
Mansour ile yakın dostlarmış. Birlikte golf oynuyorlarmış.
They said he's so close to Mansour, they play golf together.