Mantar перевод на английский
3,299 параллельный перевод
İşin ilginç yanı şu ki, adam Gi-Chun mantar çiftliğinde çalışıyor.
The trader was a handicap person who works at Gi-Chun mushroom farm.
- Minnacık deme lütfen. - Ufak, küçük bir mantar gibi.
- It's like a teeny, tiny, little mushroom.
Trüf mantarı mı?
What's on it, caviar?
- Hayır, sadece jambon ve mantar.
No. Ham and mushrooms.
Ne halt ediyor öyle yerde mantar mı arıyor?
What the hell is he doing - - rooting for truffles?
Bu yüzden mantar aldı.
So she took mushrooms.
Kolayca sihirli mantar için yanlış.
Easily mistaken for magic mushrooms.
Mantar benim bir şey değildir.
Mushrooms aren't my thing.
- Herhangi bir mantar sol var mı?
- Do you have any mushrooms left?
Ben sadece mantar alsaydın.
I'd just taken mushrooms.
Peki, mantar aldı.
Well, you took mushrooms.
Vücuda en büyük hasarı yapar çünkü mantar etkisi yapıyor.
Maximum damage to the body because it mushrooms upon impact.
Birisi mantar dolması servis ettiklerini söyledi.
Uh... Someone said that they just put out some stuffed mushrooms.
Ben mantar istemiyorum.
I don't want a mushroom.
- Mantar falan mı?
Long-stem mushrooms? - Oh, so that's... not a mossy cave. - Nope.
Mantar taburelerde oturduğumuz yetmiyormuş gibi.
We're already sitting on little mushroom stools.
Şampanyanın mantarı...
The champagne cork...
- Mantar toplamaya.
- To pick mushrooms.
Zehirli mantarı yediniz lanet herifler!
You ate toadstools! You fuckers!
Kurtçuğun sindirim bölgesi örneği gümüş, yarasa dışkısı ve Fusarium oxysporum olarak bilinen bir mantar türü barındırıyor.
Okay. The contents of the worm's digestive tract contained trace elements of silver, bat guano... and a fungus known as Fusarium oxysporum.
Şimdi, bu mantar ve diğer toprak parçası... ki kendisi bizim ufak arkadaşımız... kurtçuğun Meksika'nın Jalisco bölgesinin güneyindeki Cerro Negro ya da bilinen adıyla Siyah Tepe'den geldiğini gösteriyor.
Now, the fungus and other soil particulates tell us... that our pequeno amigo hailed from Mexico's Jalisco region. More specifically, the southwest face of Cerro Negro, or Black Hill.
Ben neden penisimi mantar tıpasıyla tıkayamıyorum ki?
Oh, why can't I cork my wang-wine?
Mantar yedikten sonra dağcılık yapmak aşırı tehlikeli olur.
Oh, no, rock climbing on mushrooms would be super-dangerous.
- Mantar gibi.
Like some fungi.
- Mantar değil, istiridye gibi.
Not like any fungi, but like oysters.
Ahtapot kolları gibi olan şehirlerimiz, mantar gibi ürüyor.
Our tentacle-like cities grow like mushrooms.
Bence bunlar mantar.
I believe they are tiny fungi.
- Kapuska, ciğer, tavuk, mantar.
- Cabbage, liver, chicken, mushroom.
Esrar, mantar, ekstazi, yüksek dozlu esrar amfetamin, eroinli kokain, uhu, ketamin, MDMA, GBH tecavüz hapı, eroin ve her tür asit, E, kokain ve kokainli sigara. Aradığınızı kolayca bulabilirsiniz.
Weed,'shrooms, meow meow, skunk, speed, speedballs, glue, ketamine, MDMA, GBH, roofies, skag, and all the acid, E, coke and crack you can wag a dirty fingernail at.
Lionel mantar gibidir. Ondan kurtulmak imkansız.
Lionel's like a fungus, impossible to get rid of.
Cesedi bulan adam domuzla birlikte mantar avındaymış
Oh, the man who found the remains was out here with a truffle hog.
Burada Truffle mantarı mı var?
There's truffles out here?
Ondan sonra istediğin kadar Truffle mantarı arayabilirsin.
You can dig for all the truffles that you... want.
Isısı güzelce ayarlanmış ofisimde kendime biraz zaman ayırmışken beni buraya çekip, bütün işleri tek başıma yapıyorken sen mantar topluyorsun.
I was in my nice temperature - controlled office having some "me" time, and I was suddenly dragged out here to do all the work while you look for truffles.
Truffle mantarını sevmem bile.
I don't even like truffles.
Böldüğüm için üzgünüm Mantar Kafa ama bir şeyler buldum.
Sorry to disturb you, but I found something, Truffle Man.
Hayır, Truffle mantarı.
No, Truffle.
Truffle mantarına bayılırım ama bunlar iğrenç.
I love truffles but those... taste awful.
Bir Truffle mantarının ömrünün karmaşık simbiyotik ilişki zincirlerine bağlı olduğunu biliyor muydunuz?
Did you know that the life cycle of a truffle relies on a complex chain of symbiotic relationships?
Tug tam da mantar toplama sezonunun ortasında vuruldu.
Tug was killed right in the middle of truffle season.
Mantar sporlarının ortaya çıktığı zaman.
See, that's when the spores are out.
Crenshaw'ın akciğerlide bir mantar buldum.
Found a fungus in Crenshaw's lungs.
Bu mantar ilacı etkisini sonradan gösteriyor.
And it is the fungicide at work. Pretty much everyone knows it.
Neden insanlara vajina mantarı ile ilgili endişelendiğini söylüyorsun?
Why are you telling people you're worried about getting coochie mold?
Monty, hayır, bende vajina mantarı yok.
Monty, no, I don't have coochie mold.
Mantar tuzu.
Truffle salt.
Eğer orada biraz mantar da varsa, bunu büyülü bir kahvaltıya dönüştürebilirsin.
Mmm. If you got shrooms in there, this could turn into a magical breakfast.
Onun da cebi mantar tuzu dolu.
Well, he's got a pocket full of truffle salt.
Önce kısık ateşte pişirirsin sonra da içine sevgini katarak kemiğinden ayrılana kadar mantar ve şarapla harmanlarsın.
First you braise it and then simmer it lovingly with wine and mushroom until it falls off the bone.
Ve Stouffer'ın fırında makarnasının aynısıydı, tepesinde 134 $'lık tıraş edilmiş yer mantarıyla.
And it's the same as Stouffer's macaroni and cheese with $ 134 worth of shaved truffles on top.
Mantar.
- Oh.