Marriott перевод на английский
189 параллельный перевод
Beni kim cilaladı bay Marriott?
Who put in the pitch for me, Mr. Marriott?
Korkarım sizin için bir şey yapamam bay Marriott.
I'm afraid I can't do anything for you, Mr. Marriott.
Marriott hakkında hiçbir şey bilmiyordun ne kadar para taşıdığını bilmiyordun alacağı şeyin ne olduğunu bilmiyordun.
You know nothing about Marriott, how much money he had, or what it was for.
Marriott'un beynini patlattıktan sonra, enseme bir darbe indirmeden hemen önce... parayı çalıların arasına saklamıştım.
After I beat Marriott's brains out... and just before I hit myself on the back of the head, I hid it under a bush.
Ve Marriott'un arkadaşlarından da uzak dur.
And stay out of the way of Marriott's pals.
Polis Marriott davasında hiç yardımcı olmuyor.
The police aren't being helpful on the Marriott case.
Marriott size satın alacağı yeşim taşının sahibini söylemiş miydi?
Did Marriott tell you who owned the jade he was buying back?
Marriott'ı uzun süredir mi tanıyordunuz?
- Had you known Marriott some time?
Dün gece onlara tek söyleyebildiğim Marriott'un bazı mücevherleri geri almaya çalıştığıydı.
All I could tell them last night was that Marriott was buying back some jewelry.
Yeşimle, artık öğrendiğim için ilgileniyorum çünkü, beni saymazsak, Marriott'u kimin öldürdüğünü bilmek istiyorum
I'm interested in the jade, now that I know about it... because I'd like to know who besides me might have killed Marriott.
Marriott'tan öğrendiğime göre bir kadına aitmiş.
I got it from Marriott it belonged to a lady.
Marriott'un zarfında ne kadar para vardı?
How much money was in Marriott's envelope?
- Marriott'a güvenmiş miydiniz?
- Did you trust Marriott?
Kaç Marriott daha var?
How many other Marriotts are there :
Marriott'u tanıyorsam, sizi de tanıyor olmam gerektiğini farz ettiler.
They took it for granted that if I'd known Marriott, I knew you, too.
Marriott kadınlara şantaj yapıyordu.
Marriott was a blackmailer of women.
Demek Marriott'la beni böyle tasvir ediyorsun.
And that is your picture of Marriott and me?
Marriott kendine hakim olamayıp bir özel detektif tutmuş olabilir.
Marriott could have lost his nerve and rung in a private dick.
Marriott öldürüldüğü gece orada ne arıyordun?
What were you doing in the canyon the night Marriott was killed?
- Marriott'u ben öldürmedim.
- I didn't kill Marriott.
Yöntemlerinden yola çıkarsak, Marriott ve Helen'e yeşimle ilgili bir takım hazırlıklar yaparken kulak misafiri oldun.
Knowing you, I'd say you overheard Marriott and Helen... making some sort of arrangements about the jade.
Karısıyla vakit geçiren bir adam... Marriott gibi biri :
A guy playing around with his wife... a guy like Marriott :
Marriott'u öldürmeye karar vermişse O'nu korursun.
If he killed Marriott, you'd protect him.
- Marriott'un üzerinde buldum.
- I found it on Marriott.
- Sanırım Marriott onun bağlantısıydı.
- I think Marriott was his contact man.
Marriott'un geri alacağı mücevher yeşim bir gerdanlıkmış... ve Amthor'un hastalarından birine aitmiş. Değeri de 100,000 dolar civarında.
The jewelry Marriott was buying back was a jade necklace... belonging to one of Amthor's patients, worth about $ 100,000.
Marriott, Amthor'u aldatmaya çalışmış olabilir.
Marriott might've been crossing Amthor.
Randall, muhtemelen Marriott'la Helen arasında bir şeylerin kokusunu aldı.
Randall probably picked up a scent leading from Marriott to Helen.
Bay Marriott'a kiralamıştık. Banka üzerinden kiraya verilmişti.
It was rented to Mr. Marriott indirectly through my bank.
Marriott'u öldürdünüz diyemem. Ama yapabilirdiniz. İyi ve modası geçmiş bir sebepten ötürü.
I don't say you killed Marriott, but you could've for a good, old-fashioned motive.
- Marriott mu?
- Marriott?
Onun Mariott'u öldürebileceğini düşündüğünü varsayabilirim.
I could guess you thought he might kill Marriott.
Marriott onu incitmiş.
Marriott did hurt him.
Ortaya çıktığımda benim de Marriott gibi olmamdan korktun ve beni satın almaya çalıştın.
When I appeared, you were afraid I might become another Marriott... so you tried to buy me off.
Marriott'la ilk tanıştığımda, Amthor'a bu kadar yakın olduğunu bilmiyordum.
When I first knew Marriott, I didn't realize how close he was to Amthor.
- Marriott olabilir.
- Could've been Marriott.
Sen isteneni kabul ettin, ama yeşim çalındı. Mariott'un yardımıyla.
You decided to play ball, but the jade was stolen with Marriott's help.
Marriott'a gerdanlığın çalındığını söyledin.
You told Marriott this thing had been stolen.
- Marriott bunu yuttu mu? - Evet.
- Marriott fell for that?
Mariott korkmuştu çünkü meraklı bir detektifi öldürmeyi kabul etmişti bayan Florian'ın kendisine telefonda bahsettiği detektifi.
Marriott was scared because he'd agreed to help you kill a nosy detective... the one Mrs. Florian phoned him about.
Ve Marriott aptalca bir korkuya kapılmamış olsaydı ikimizi de uçuruma sürüklediğini anlayabilirdi. Zekice düşünülmüştü.
And if Marriott hadn't been scared silly... he'd have realized you were pushing us both in the corner.
- Az kalsın Marriott gibi ölüyordum.
- I almost ended up as dead as Marriott.
Ben Lindsay Marriott.
My name's Lindsay Marriott.
Yapabileceğim pek bir şey yok, Bay Marriott.
Not much I can do, Mr Marriott.
'Kendimi yeni müvekkiIim Marriott'u düşünmeye zorladım.'
'I forced myself to think of my new client, Marriott.
Araban neden Marriott'ın mekânındaydı?
Why was it at Marriott's?
Marriott parayı istiyordu ve beni yutulabilecek biri sandı.
Marriott wanted the money and figured me for the fall guy.
Ortağı ikili oynayıp Marriott'ı öldürdü. Beni öldürmedi çünkü sizin, olayı bana bağlayacağınızı anladı.
Instead, he killed Marriott, not me, cos he figured you'd fit me into the frame.
Sana tekrardan ihtiyacımız olmadan önce Marriott hakkında daha fazla şey bulacağız.
We'll find out more about Marriott before we need you.
'Marriot'un cinayetiyle ilgilecenmenin bir önemi yok, Nulty.'
'It didn't matter you were going to look into Marriott's murder, Nulty.
'Marriott onu korumam için beni tuttu, onu yüzüstü bıraktım.
'Marriott hired me to protect him, I let him down.