Mayınlar перевод на английский
914 параллельный перевод
Otranto Boğazına dökülmesi plânlanan mayınlar işaretlenmiş.
You'll bring it to me this evening.
Japon kara mayınları, efendim.
Japanese land mines, sir.
Mayınları, topçuları ve devriye botlarını geçerek.
Through those Jap mines, artillery and past them patrol boats.
Mayınlar burada olmalı efendim.
This should be the minefields now, sir.
Çıkarmadan önce girip, mayınları ve sualtı engellerini temizlerdik.
Go in before the landings and clear the mines and underwater obstructions.
- Mayınlar nerede?
- Where are the mines?
"Saldırıya" geçmeden önce yerlerde mayınlar vardır ve düşman da stratejinizin farkındadır.
Before you start your "offensive", the ground is already mined and your enemy clear about your strategy.
Ayrıca bugün Almanların sahildeki mayınları artırdığı haberi geldi.
I was also told today that the Germans have thickened up the mines on the beach.
Peki ya mayınlar?
What about mines?
Mayınlar hakkında siz gitmeden bir ya da iki gün önce haber gelecek.
We'll get the word about mines probably a day or so before you go in.
Peki mayınlar ne olacak?
What about the mines?
Mayınların nerede olduğunu nasıl bilecekler?
How will they know where the mines are?
Mayınların yerini az çok biliyordun.
You knew pretty much where the mines were.
Bu adamları mayınları temizlemeye mi götürüyorsunuz?
You want to send these men to clear mines?
Tabii canım, uçakları, tankları unuttunuz, kara mayınları ve diğerleri de hariç!
Yes, if we forget planes, tanks, land mines and other trifles!
Mayınlar.
Mines!
Mayınlar tam önümüzde.
Mines, mines! Dead ahead!
Kara mayınları!
Land mines!
Senin gözünde iyilik etmek amacıyla oturdukları masalarında cennetin yıldızları gibi parlasınlar.
"round about their table that obtaining favour in Thy sight... they may shine like the stars of heaven."
Daha da yükselsin ve çoğalsınlar.
May they increase and multiply.
Motor kapağının altına saklamış olmasınlar?
They may have hidden it up there under the hood.
Onlara yol göster Yüce Babamız. hayatın bütün zahmetleri için ve hayattaki bütün yollar için onlara yol göster ki bu sayede bu saati asla unutmasınlar ve birbirlerine verdikleri bu içten sevgiyi, senin bu kutsal bakışının içinde unutmasınlar.
Guide them, Gracious Father, protect and keep them through all the trials and vicissitudes of life, that they may never cease to remember this hour... and this pledge of love which they have given, one to the other... in thy sacred sight.
Öyle olduğunu sanırlar ama aslında kadınlar teklif eder.
They may think they do, but it's really the woman.
Bana göre tanıdığım tüm kadınlar ve tanımayı umduğum birkaç tane kadının ta kendisidir.
To me, she's all the women I ever knew... and a few I hope I haven't met yet.
Mahkeme izin verirse, savunmamın tümünü... yasalar önünde kadınların erkeklerle aynı haklara... sahip olması gerektiği önermesi üzerine kurduğumu söylemeliyim.
May it please the court, I submit that my entire line of defense... is based on the proposition that persons of the female sex... should be dealt with before the law as equals of persons of the male sex.
İki sütun. Aralarına gerilebileceğim kadar yakınlar mı birbirlerine?
Two columns so close I may be bound between them?
Mayıs ayı aşk ışınları yayıyor
Lo, young May moon is beaming'love
Huzur içinde ve özgürce yaşasınlar.
And may they live in peace, and freedom.
Sonra Kyoto'nun kadınlarıyla ünlü olduğu konusunda tüm hizmetçiler hemfikir oldular. Dolayısıyla buraya gelmemi ve gerçek bir güzel bulmamı emrettiler.
They have the idea that a young woman may be found here in Kyo, famous for its beautiful women, so they've sent me in a hurry.
# Ne sarışınlar vardır ve ne kumrallar Ne kadar zordur, karşı konulamazlar #
There may be blondes and brunettes That are hard to resist
Benim ülkemde kadınların dudaklarının kımıldayabildiğini ama sözcüklerinin duyulmadığını öğretir misin şuna?
Would you instruct that one that in my country, a female's lips may move but her words are not heard.
Ve bırak baksınlar
And may they gaze
Ve bırak baksınlar ebediyen
And may they gaze Ever more
İnsanları uyarın ; sokakta veya bahçede bulabilecekleri sıra dışı şeylere dokunmasınlar.
Warn everyone not to touch anything unusual they may find in the streets or their gardens.
Bölümlere girebilen kadınlar, kısıtlı giriş yapanların aksine gerekli izni aldıktan sonra İmparatoriçenin dairesine girebilenlerdir.
Apartment-like dames are those, as opposed to those of small access, who may, after being granted permission, appear at the Empress's apartments.
Huzur içinde yatsınlar.
May they rest in peace.
Mayınlar.
Mines.
Peki kadınların keyif aldıkları şeyler neymiş?
And what vices may a woman have?
Mayınlar patlıyor!
Land mines!
"... ve sonsuz ışık onlar üzerinde parlasın. " " Huzur içinde yatsınlar.
May they rest in peace, amen.
İsis ve Serapis davanızı zafere ulaştırsınlar.
May lsis and Serapis bring victory to your cause.
Kadınlarını da yanında götürebilirsin.
You may take your women with you.
Eğer lafa girmemde bir sakınca yoksa babam kadınlar için derdi ki :
If I may, on the subject of women, my father used to say,
Sabah güneşini her daim yansıtsınlar
May they ever reflect the morning sun
Lütufların için çocuklarına minnettar olmayı öğret senin yolunda yürümeyi ki senin nefret ve gazabından muzdarip olmasınlar.
Teach thy children to be grateful for thy goodness to walk in thy path that they may not suffer thy wrath and thy vengeance.
Ve bugün ormanlar ve yeşil alanlar ne kuzenlerimiz ağaçların güzelliğinin ne de büyük ölçekte orman yangınlarının getirebileceği iklimsel felaketlerin farkında olan insanlar tarafından pervasızca tahrip ediliyor.
And today, forests and grasslands are being destroyed frivolously, carelessly by humans who are heedless of the beauty of our cousins the trees and ignorant of the possible climatic catastrophes which large-scale burning of forests may bring.
Kadınları ve çocukları bırakıp ağabeyine eşlik etme vakti gelmiş ağabeyi nerede ise.
Time for him to leave the women and children and join his brother wherever he may be.
Kadınların bazen daha akıllı olması sizi rahatsız edebilir Komiser.
It may irritate you, Inspector, that women sometimes have superior minds.
Şunu söylemek istiyorum ki Daha İyi Bir Yönetim İçin Kadınlar... Birliği'ni tüm kalbimle destekliyorum.
May I say that I whole-heartedly support the Women's League for Better Government?
Plajda olmasınlar?
- They may be at the beach.
- Kadınlar Grubu B, başlayabilirsiniz!
- Ladies of Group B, you may begin!