Meaning перевод на английский
11,630 параллельный перевод
Muhtemelen doğru veya yanlış seçiminin bir anlamı yoktu.
This "True or False" choice probably has no meaning.
Bu da ne demek oluyor?
What is the meaning of this?
Bu çok daha az para alabilirsin demek.
Meaning... you could get even less.
Söylemek zorundayım, dördümüz birlikte neden evde vakit geçirmiyoruz, bu çok saçma.
I've been meaning to say, it is ridiculous that we haven't all got together, the four of us.
Bizden mi bahsediyorsun?
Meaning... us?
Bu kitap, hayatımın bir anlamı olduğunu kanıtlıyor.
Thi-this book, proves that my life has meaning.
Yani?
Meaning?
Sana sormak istediğim bir şey var babamla işler nasıl gidiyor?
Ha. I've been meaning to ask you, how's it going with my dad?
Rice, şeyi soracaktım.
Hey, um, rice, i've been meaning to ask- -
Bu ne demek? !
What is the meaning of this?
Hayatın en derin anlamının ne olduğunu bilmiyorum.
I don't know what the deepest possible meaning of life is.
Niçin bu kadar çaresizce hayatın anlamını arıyoruz?
Why do we so desperately search for the meaning of life?
Bir türlü söyleyemedim, geçen gün polisler bana geldi.
I've been meaning to tell you, some cops come to see me the other day.
Hayatıma anlam katacak işi bulamıyor.
Helton Shelter won't give him a good reference. He can't find a job that gives his life any meaning.
Sormak istiyordum hep.
I've been meaning to ask you.
İbranice anlamı "tetikte" veya "anaç".
Ira. From the Hebrew, meaning "watchful" or "full-grown".
Biliyorsun, bizim hikayemizin de bir anlamı var!
You know, our stories have meaning too!
Ben de seninle o konuyu konuşacaktım.
I've been meaning to talk to you about that.
İnsanın adının anlamı önemlidir, dostum.
The meaning of a person's name is important, bruh.
Bunun anlamı çok güzel.
This has beautiful meaning.
Kusuruma bakmazsan.
If you take my meaning.
Burda tam olarak yalnız değiliz beni dinlersen.
We're not exactly alone here, if you get my meaning.
Yani sendeyken zaten çalıntıydı.
Meaning it was already stolen when it was in your possession?
Biz Dale ve ben demek. Biz eve gidiyoruz.
We, meaning me and Dale, we're gonna go home.
Davalar hakkında sormak istediğin bir şey olur diye zaten numaramı vermek istiyordum sana.
I've actually been meaning to give you my number in case you had questions about a case.
Bir, iki, üç anlamını bir türlü anlayamamanız gibi.
One, two, three..... and the meaning just won't sink in.
Ne demek oluyor bu?
What's meaning of this?
Thunderbolt Ross geri çekilmek nedir bilmez.
Thunderbolt Ross doesn't know the meaning of the word retreat.
Biraz zaman kazanmak ne demek bilir misin?
You know the meaning of buy us some time?
Hayır, ama silahların anlamını bilirim. Ve Dr.Doom'da silahın sürüsüne bereket.
No, but I do know the meaning of weapons, and Doc Doom's gotta have plenty.
En zor olanı, kaybettiklerimizde bir anlam aramaktı.
The most enduring are about finding meaning in loss.
- Violet, sana bir şey sormak istiyordum.
Oh, and, Violet, I've been meaning to ask you. Yes?
"Mi" güzel demek ve "sook"...
'Mi'meaning beautiful, and'sook'...
Kayıtsızın anlamı, "kapa çeneni" dir.
dly meaning, "shut up."
Bizi kastediyordu, sizi değil.
They meaning us and not you.
Aslında, Seninle konuşmak istiyordum.
Actually, I've been meaning to talk to you.
Oda o kadar sıcak olunca, cesetteki morluklar daha çabuk olurdu. Yani ceset ölümden hemen sonra sürüklendiyse hiç iz olmazdı.
All right, the room was so warm that the lividity of the body would have been quicker, meaning that there would be no drag marks if the body was moved posthumously.
Hidrolik kilide giden kablo ikiye ayrılmış bu da bir dahakine bu kapı kapandığında sıkı kilitlenecek demek.
The wire to the hydraulic lock's been cut in two, meaning the next time this door closed, it'd lock tight.
Eğer birbirimize ilgisiz kalırsak, ve tüm insanlara akrabamızmış gibi davranmazsak. Bunun hayatın hiçbir anlamı yok.
So there is no meaning, if we are indifferent to each other and don't treat our fellowmen as human beings.
Söylemem gerek, Abe'e katılıyorum. Yani bu işi eziklerle birlikte yapmaya karşıyım.
I gotta say, I'm with Abe meaning I'm anti-doing this thing with these...
"Gung ho" teriminin etimolojisi Çince "beraber çalışmak" tan gelir.
The etymology of the term "gung ho" comes from the Chinese meaning "work together,"
Isırdıklarında tedaviyi iletmiş olacaklar.
Meaning when they bite, they'll be passing it along.
Jemma, bunu söylemek istiyordum...
Jemma, I've been meaning to say to you...
İyi niyetli aptallar.
Well-meaning idiots.
Hayatım boyunca hiçbir şeye layık olmadığıma inandım. Söylediklerimin veya yaptıklarımın bir anlamı olmadığına inandım.
I've never believed I was worth anything... that what I said or did had any meaning.
Ama bugün gördüklerim hayatıma anlam kattı.
But what I saw today gave my life meaning.
Şimdi ya kocanın peşinden gidersin ve Beyaz Saray'daki hakkını alırsın ya da hiç bir şey yapmayıp kendi kendine üzülen yeni senatör olarak hayatına devam edersin. O hiç bir şey yapmayan komitede oturursun.
Either you go after your husband now and claim the White House for your own, or you do nothing and end up being that sad little well-meaning freshman senator, sitting on that do-nothing subcommittee, publicly grinning at the world,
Ne demek oluyor bu?
Meaning what?
Ziyaret saatimizin bir saat ile sınırlandırılması demek oluyor.
Meaning we've been told to limit the time of the visit to one hour. No more.
Hayatın anlamı nedir?
What is the meaning of life?
- Yani?
Meaning?