Meatballs перевод на английский
622 параллельный перевод
Valencia'nın fotoğrafları, çikolatalı pasta kızarmış tavuk, köfteli spagetti.
Valencia's photos... chocolate cake... fried chicken... Spaghetti with meatballs.
Selam, Köfte.
Hiya, Meatballs.
Tatlım, bu eski dostum Köfte Murphy.
Honey, meet an old pal, Meatballs Murphy.
Ne diyeceğimi bilemiyorum Bay Köfte.
Well, I don't know what to say, Mr. Meatballs.
Birkaç köfteciyi haşat edeceğiz.
Knock ourselves off a few meatballs.
- Salaklar.
- Meatballs.
- Her zamanki, köfte ve spagetti.
- The usual, meatballs and spaghetti.
Sadece köfte ve spagetti var ama ablamla tanışmanı çok istiyorum.
Lts only spaghetti and meatballs... but Id really like to have you meet my sister.
Köfteye ve spagettiye bayılırım.
I just love spaghetti and meatballs.
Bakalım üç köfteyi dörde bölerken neler yapabiliyoruz.
Lets see what we can do about splitting three meatballs four ways.
Aranızda köftesini sıvalı seven var mı?
Anybody here like meatballs in plaster?
- Jambonlu börek. - Tamam.
- Ham-meatballs.
Zatı Âlileri herkesten daha iyi yapıyor! Evet. Ama acele etmem gerek!
Nobody makes meatballs better than Your Highness.
Bir şeyim yok! Akşam yediğim börekler hariç! Börekler...
There is nothing, only the meatballs that I will eat.
Ah, börekler! Ekselans!
Come on, the meatballs?
Bir de köftelerin servisini bekleyin.
Wait till you see me serve the meatballs.
- Sarma?
- Meatballs?
Her ihtimale karşı köfteleri bu sihirli kutuya koyalım.
Meted the meatballs in the box.
Köfteleri saklama...
They take the dining meatballs.
Kaynayınca da köfteleri ve sosisleri içine at.
You get it to a boil, you shove in all your sausage and meatballs.
Ona köftelerinden birini ver, her şeyi söyler.
You give him one of your meatballs He'll tell you anything, okay? Okay.
Mongo'nun onu küçük parçalara ayırıp... şerif köftesi yapacağından emindim.
I thought sure that Mongo would mash him up into little bitty sheriff meatballs. I just don't understand it.
Kuru köfte pişirecek.
She'll make meatballs.
- Köfte almaz mısınız?
Would you like to have some meatballs?
Bizim köftemiz daha iyi!
Ehe... Our meatballs are better!
"der" İsveç köftelerinde İngilizce sözcükler.
English word der Swedish meatballs.
İşte "der" sos "der" köfteler.
Here is der sauce der meatballs.
Neden şuradaki köftelerin de tadına bakmıyorsunuz?
Why don't you try some of the meatballs over there?
Ve o bana güzel spagettiler, köfteler cheesecakeler, elmalı strudeller yapacak, artık neyi varsa.
And she's gonna fix her nice spaghettis, meatballs... cheesecake, apple strudel, the whole business.
İçkiyle atıştırmak için İsveç köftesi yaptım.
I made some Swedish meatballs to nibble on.
Evet, çocuklar, hafif şeyler hazırladım.
Here we are. I made some cocktail franks and meatballs.
Köfte ekmek! Meşhur köfte! Köfte ekmek!
Meatballs and bread, famous delicious meatballs.
İşte baharatlı köften burada.
This is spicy meatballs here.
Köftelerimi herkes severdi.
Everybody loved my meatballs.
Madonna'nın büyük memelisi!
Madonna with meatballs!
- Buddy Meatballs.
- Buddy Meatballs.
Kızarmış köfte, Dilenci tavuğu
Fried meatballs, beggar's chicken
Köfteli.
With meatballs.
- Köfte yerine havyar!
- Caviar instead of meatballs!
İsveç köfteleri için sırt çanta almama yardım edeceksin.
You will help me get my rucksack down for the Swedish meatballs.
İsveç köfteleri saçmalıkları da.
No more Swedish meatballs there, tootsie.
Üzeri şekerli ve kremalı bir lütfen ayrıca o minik portakal parçaları, çiçekler ve köfteler olsa?
Pretty please with sugar on top and whipped cream... and those little bitty oranges you cut up in flowers on top. If you wanna talk... we'll talk. And meatballs.
Gerçek uluslararası bir yemek olması için, İsveç köfteleri.
It's a veritable UN for dinner here, so Swedish meatballs!
Bunlar köfteye benziyor.
Those are some meatballs.
Makarnanı köfteli seviyorsun değil mi?
You like meatballs on your spaghetti, right?
Evde köfte yaparsın.
Practice your meatballs.
- Hayatında hiç İsveç köftesi tattın mı, Yane?
[Hildegarde] Have you ever tasted... Swedish meatballs, Yane?
"Hayat böyle bir şey" deyip köftelerimi yemeye devam ettim.
I figured, "This is life," and ate my meatballs.
Amca, iki çörek koy.
Two meatballs, please.
Jambonlu börek!
- Meatballs.
Tavuk ve köfte.
Please pass the shrimp, chicken and meatballs.