Meşgül перевод на английский
56 параллельный перевод
Meşgül müydün?
Busy?
Ben neyle meşgül olduğunu biliyorum Şu kıza bakıyordun.
And I know what you've been busy at. Looking for that girl.
Jack, çok meşgül değilsen seninle salonda konuşmak istiyoruz.
Jack, we'd like to talk to you over at the saloon if you're not too busy.
Çok meşgül değilim.
I'm not too busy.
Kundaklama müfettişi sizin acele çıktığınızı söyledi, - Yazınızla meşgül olduğunuzu sanıyordum.
You see, what happened was, the arson investigator said you kind of left in a hurry, and I thought you were going to be busy writing.
Bu tuvaletlerde ne kadar meşgül olabilirsin?
How busy can you be in one of these closets?
Meşgül olduğumu söyle, kimseyle görüşemem.
Tell her I'm busy, I can't see anyone.
- Çok meşgül.
- He's very busy.
- Tabii ki meşgül.
- Of course he is.
Meşgül.
He's busy.
- Çok meşgül. - Tabii ki meşgül.
Please get me through to Mr. Gekko.
Gelecek 1 saat Barney ile meşgül olacaklar.
Barney's in charge for the next half hour.
- Meşgül olacağım.
- I'm gonna be busy.
Evet, meşgül.
Yes, I mind.
Evden eve, dükkandan dükkana gideceğin için baya meşgül bir kadın olacaksın.
You're gonna be a very busy woman going from house to house and shop to shop.
Baya meşgül bir kız.
She's been a busy girl.
Harry, kendini geliştirmekle meşgül olurken, espiri yeteneği üzerinde de biraz çalışmalısın.
Harry, while you're busy improving yourself, you might try working on your sense of humor.
Ama sen meşgül görünüyorsun.
But you seem busy.
Lütfen tanrım, Seni çok meşgül etmek istemiyorum.
Please God, I don't ask you for much.
Çok meşgül.
Too busy.
- Meşgül!
- busy!
Meşgül bir doktorum.
Busy doctor.
İşinden ve arkadaşlarından dolayı, o meşgül bir kız.
What with work and friends. she's a busy girl.
Demiryolu işleriyle meşgül.
At the railway works.
İntikam görevim beni çok meşgül ediyor.
And I'm busy with the revenge mission.
Geri kalanları ise meşgül etmek gerekir.
The rest has to be kept busy.
O biraz meşgül bir Müslüman...
She's been a bit busy Muslim...
Beni daha fazla meşgül etme..
Don't trouble us.
Çok meşgül olduğunuzdan...
If you guys weren't so busy like...
Meşgül olduğumu görmüyor musun?
Cant you see I'm busy here
Binlerce yıl önce yıl önce dünyayı ziyaret eden uzaylı türlerin, bugün insanların üzerinde çalıştığı benzer nükleer imha meselesiyle meşgül olmaları mümkün mü?
NARRATOR : Is it possible that alien beings visiting the Earth thousands of years ago dealt with the same issues of nuclear annihilation that humans are dealing with today?
Tüm telefonları topluyorum, Amigo kızlar aradığında kimsenin hattı meşgül etmesini istemiyorum.
I'm collecting all the phones,'cause I want to make sure no one is on the line for when the cheerleaders call.
Oldukça meşgül, egzersiz yapmayı seviyor.
She is also a busy person, she likes to exercise.
En azından çocuklar meşgül.
Well, the kids are occupied.
Vali meşgül.
The Governor is busy.
Sizi her ziyarete gelişimde, çok meşgül oluyorsunuz.
Every time I come to visit you guys, you're too busy.
Hepsi günlük işler, basını meşgül etmek lazım.
All in a day's work, keeping the press busy.
Çok meşgül biri.
He's very busy.
Ne yazık ki, o şu an fon toplama ile meşgül, bu gece burda olamayacak.
Unfortunately, her fund-raiser's running over, so she's not gonna be able to make it up tonight.
Keşke Fatty de burada olabilseydi, ama o şu an cennette takım çalıştırmakla meşgül.
( excited murmurs, chatter ) ARTHUR : I... really wish that Fatty could be here, but... he's busy coaching a team up in Heaven now.
Her zaman meşgül, hep telaş içinde.
Always busy, always running off.
sadece merhaba demeye gelmiştim ama meşgül görünüyorsun.
Just came by to say "hey," but it looks like you're busy.
Boş zamaın çok diye birine göre baya meşgül bir kızmışsın.
For someone who says they've got a lot of downtime, you sure have been a busy girl.
Sanırım o meşgül bir adam.
- I guess he's a busy man.
Yeterince meşgül zaten..
She's got enough on her plate.
Çünkü yaşamakla çok meşgül olacaksın.
Because you are too busy living.
Onu meşgül et.
Keep him busy.
Ben sadece kendimi ikna etmeye çalışıyorum, yaralı ya da daha kötüsü olmasın, sadece mesgül olsun diye.
I am just trying to convince myself that he's not hurt or worse that he is just busy.
Mesgül oldugunu biliyorum.
I know you must be busy.
Bence birseyle mesgül olmak ve beladan uzak kalmak yaptigim seyleri unutmama yardim ediyor.
I think I stay busy just to stay out of bullshit, and... try to forget about some of the things that I've done.
â ª Meşgül bir kafir vardı â ª Sarayın içine sızmıştı â ª Ve zayıf bir savunmamız vardı â ª Ve onun az biraz garezi vardı â ª Buraya ince bir dokunuş â ª Mutsuz, acıtan bir kucaklama
♪ There's a busy infidel ♪ She crept about the palace ♪ And we had poor defense
meşgulüm 281
meşgul 95
meşguldüm 69
meşgulsün 16
meşgulüz 22
meşgul müsün 55
meşgul mü 20
meşgul olduğumu görmüyor musun 21
meşgul 95
meşguldüm 69
meşgulsün 16
meşgulüz 22
meşgul müsün 55
meşgul mü 20
meşgul olduğumu görmüyor musun 21