Mieze перевод на английский
219 параллельный перевод
Sana Mieze diyeceğim.
I'm gonna call you... Mieze.
Demek Mieze sensin.
So you're Mieze.
Mieze, ona dikkat etmelisin.
Mieze, you've got to watch out for him.
Mieze, gel de seni şaşırtayım.
Mieze, come and be amazed.
Mieze, sana başka bir şey söyleyeceğim.
Mieze, I have something else to tell you.
Orada dur Mieze.
Stop right there, Mieze.
Mieze nerede?
Where's Mieze?
Mieze kaçtı.
Mieze's run away.
Üst katta Mieze'yleymişsin. Hem de yalnızmışsınız.
You were upstairs with Mieze... alone.
Bu Mieze, değil mi?
It's Mieze, isn't it?
Küçük Mieze'miz.
Our little Mieze.
Mieze gitti, kolum gitti.
Mieze is gone, and my arm is gone.
Kurallar ve kanunlar var kimi itaat ediyor, kimi etmiyor.
And my girl, Mieze, who used to be called Sonia, she earns good money,
Herkes gibiyim işte.
One is his Mieze, whom he wishes could be there, The other is
- Söylesene! - Aslında özel bir şey yok Franz.
That's why I'm so happy, Mieze,
İşte, topladığımız bu parayı sana getirmek istedim. Bana para mı vereceksiniz? Neden ama?
But, Mieze, don't say a word to anyone, lt was with Pums and Reinhold, Saturday night,
Burada mı? Bayılmak, kimi zaman yaşayan bir bedenin ölümü gibidir.
It's not because of the money, Mieze,
Derhal gerçek, kesin ve sonuca ulaştıran bir şey yapmazsan Franz sopanı veya kılıcını kaldırıp yere vurmazsan, kaçmazsan eski dostum Franz Biberkopf ilk ve son kez işin bitmiş demektir.
Hold on, Mieze, let me tell Herbert, Just imagine, Franz brought Mieze 200 marks, You know where he got it? From Pums?
Aşkım!
Mieze, did he say where it was?
Seni rahat bırakacağım.
Reinhold, Miss Mieze,
Tek istediğim seni mutlu etmekti. Mutluyum ben Cilly.
Study his face lt's a face, Mieze, that's more important to you than any other face in the world
Evet, bana da öyle geldi. "Bana da öyle geldi" demeyi bırak, yoksa seni bir dikişte bitiririm.
Of course, Well, now it turns out that Mieze wants her,
Sonra nasıl görünürsün biliyor musun? Milletin içinde böyle görünmek ister misin?
Just tell me what's up with Mieze and this Eva,
Her şey sırayla. Ya sen?
Mieze, that is, wants,
- Bir bira verir misin? - Bana sorarsan, keçileri kaçırmış.
- That's a gift from Mieze,
Kolum tüm gün bu konuda direniyor.
Mieze?
Hâlâ Pums'la mısın? Evet. Şimdilerde neler yaptığımı söyleyeyim mi?
- Yes, you should, I'm your Mieze, and you love me, And so,
Bir sürü işim var.
Mieze, beat it! Beat it!
Söylesene Franz. Tek bir kolun var.
I'll help you, Miss Mieze, I'll bring something, I'll help you,
Demek ki, zayıf kemiklerin varsa sokaklarda satıcılık yapmayacaksın.
What man? - l don't know his name, - What guy was it, Mieze?
İnan! Daha beter işler olduğunu Tanrı biliyor.
Mieze here, and Franz too, lt was sheer hell,
Bizlerden 10 veya 12 yaş daha küçük olmana rağmen 100 yaş daha zekisin.
What does he want here? Mieze, you've got to help me, We can't leave things like this, Something has to be done,
Sayın bayım Sizi ne çok seviyorum
No, I don't think it's funny, There's something behind it, Mieze, something bad,
Sizden etkileniyorum
Promise me you'll try to find out what it is, Somehow you must find it out, Mieze,
Kimin aklına gelirdi ki? Ne oldu? Yok bir şey.
You must promise me that, Mieze, you must try to do something because Reinhold is one of them,
Kimin öldüğünü biliyormuşum Cilly?
I almost killed you, Mieze, I really hurt you, I almost killed you, lt's okay, Franz,
- Hırsızlık malından korkuyor. - Uzatma! Saatimden rahatsız.
Mieze, you don't even ask why Reinhold was lying in my bed,
Evet, bir saat.
My God, Mieze,
Mieze beni terk etti.
Mieze has walked out on me.
Boş ver Franz. Mieze geri dönecektir.
Don't worry, Franz.
Memnun oldum Mieze.
How do you do, Mieze?
Zira Ida hoş bir kızdı.
is your Mieze going with you?
Dur sen, ben bakarım.
Well, Mieze? What's up, Franz?
Ama gözcülük yapmadım. Neler döndüğünden bihaberdim.
Oh, Mieze,
Herkesin farklı farklıdır. Öyle değil mi?
Are you Miss Mieze,
Hep aynı saçmalık!
Yes, I'm Mieze,
Özür dilerim.
take a good look at him, Mieze
Evet.
Mieze, I told you that already,
Aslında senden çok hoşlandım.
That's how much Mieze loves me,
Sana inanıyorum.
Mieze is as true and sweet as gold,
Önemsiz şeyler bile büyük sorunlara dönüşüyor.
Why are you crying, Mieze?