Miracle перевод на английский
7,859 параллельный перевод
Bulduğunuz şey, insanların umduğu mucize olabilir.
Now this thing you found, it just might be the miracle people are hoping for.
Nefessizce sıradaki mucizeyi merakla beklediğiniz aşikâr!
I know you're all breathlessly anticipating the next miracle!
- Shehzad, önce Mucize Bahçesi'ne gitmemiz gerekiyor. - Peki hanımefendi.
Shehzad, we need to go to Miracle Garden first.
Ama çocuklar, bugün gerçek bir Noel mucizesine tanık oldum.
But guys, earlier today... I witnessed a real-life Christmas miracle.
Bir Noel mucizesi!
It's a fucking Christmas miracle!
Bu bir Noel mucizesi olmalı, çünkü hep senden ve şarkından bahsedip durur.
This has gotta be some kind of Christmas miracle, because she talks about you... and your song a lot.
Bir Noel mucizesi!
It's a Christmas miracle!
Bir dileğim daha kabul olur mu diye düşünmeye başlamıştım.
I wondered - could I hope for one more miracle?
Her birinizi, herkesi seçtim ve her biriniz, herkes bana inanmayı seçti. Görevimiz de bu mucizeler yaratan şirket.
I have chosen each and every one of you, and each and every one of you chooses to believe in me and in the mission of this miracle-making company.
Mucizevi şekilde daha fazla geminin aniden ortaya çıkacağı mı söylendi? - Hayır efendim.
And have you been told by what miracle more ships will suddenly appear?
Bir mucize seni kurtarabilir.
A miracle could save you.
Bence herkesin hayatta bir mucize hakkı vardır.
The way I figure it, everyone gets a miracle.
Ama benim mucizem biraz farklıydı.
Turns out, my miracle was different.
Başıma gelen mucizeyi unutmalıydım.
And forget the miracle ever happened.
Margo bir mucize değildi.
Margo was not a miracle.
Herkesin bir mucize hakkı olduğuna inanırdım.
I used to believe everyone gets a miracle.
Ama aslında... benim mucizem... arkadaşlarımmış.
But as it turns out... my miracle... was this.
ve sen, sen, bir mucizesin.
And you, son, are a miracle.
Ama kadınlar sapasağlam ya.
♪ It's a miracle ♪ ♪ Unbreakable ♪
Mucize eseri bunların hiçbiri olmasa bile nihayetinde yiyeceğim tükenecektir.
And if by some miracle none of that happens, eventually I'm going to run out of food.
Çocuk bir mucize, inancının bir timsaliydi.
That little boy is a miracle, a badge of his faith.
Bir tür mucizeye mi şahit oluyorum acaba?
Am I to understand that some kind of miracle has occurred?
Tek başına yaşamını sürdürüyor olman bile başlı başına bir mucize.
It's a god damn miracle that you're still surviving on your own.
Çocuk doğurmanın mucizevi hissettirmediğini daha çok, araba kazası geçirmişsin gibi hissettirdiğini.
I imagine that giving birth doesn't feel like a miracle. It feels more like... like you've been in a car accident.
Mucizeydi amına koyayım.
It was a fucking miracle.
Çünkü babam senin baban için çalıştı ve onun mucizevi bir işçi olduğunu söyledin.
Because my father worked for your father and you thought he was a miracle worker?
Yani Noel Mucizesi istiyorsun.
So you want a Christmas miracle.
Evet bu civarda oldukça fazla garip hikayeler dolaşıyor. 15 yaşında bakire olduğunu iddia eden bir kız varmış. Bunun Bakire Meryem mucizesi gibi bir şey olduğunu söylemiş ama kimse ona inanmamış.
Yeah, yeah, there were a lot of weird stories going around like this 15 year old girl claimed she was a virgin, said it was a miracle like the Virgin Mary, but...
Raftaar, sen hep böyle bir mucizeden söz ediyordun.
Raftaar... your speech worked like a miracle.
Benim mucizem ne zaman gerçekleşecek?
How about some miracle in my life as well?
Ben mucize istemiştim. Kara büyü değil.
I asked for a miracle, not black magic.
Çocuğun hâlâ hayatta olması bile bir mucize.
It's a miracle the child is still alive.
- I'm doktor bir mucize için sormuyorum.
I'm not asking for a miracle, doc.
Tim Tebow gibi bir bebeğe sahip olmak mucize olurdu.
Huh. Would have been a miracle baby, like Tim Tebow.
Kocam ilk kez Fransızca konuştuğunda benim için bir mucize gibiydi.
My husband was the first who spoke some French, it was like a miracle for me.
Aha. Bu ufak mucizeyi nasıl gerçekleştirdim peki?
Uh-huh, and how did I perform that little miracle?
Ve aslında düzgünce idman yapmadan dövüşleri kazanmam bir mucizeydi..
And to be honest, it was like a minor miracle, I managed to be able to win fights not training properly.
Benzin bulmamız Allah'ın mucizesi olurdu.
Just finding petrol will take a miracle from God.
Mucizeler taşıyan insanlar bile... her şeyi tahmin edemez
Even a traveling band of miracle workers cannot predict everything.
İki gündür seyehat ediyorum ne doğru düzgün uyudum ne bir şey yedim, sizin mucizevi hikayelerinizi ve inanç verici... rastlantılarınızı dinledim.
I've been traveling for two days with barely enough sleep and barely enough food, listening to your miracle stories and faith-promoting coincidences.
Mucize üstüne mucize yaşadık.
And it's been, like, miracle after miracle.
Tanrı mucizeler yaratabilir.
God can do a miracle of wonder.
İyileşmesi mucize olur dedim. Ne kadar inanıyorsam artık... -... böyle şeylere.
I'd say it's a miracle if I believed in that sort of thing, but you and I both know better.
Gidip bir mucize yaratmayı deneyeceğim.
I'm going to try to make a miracle happen.
Bu akşam bir mucizeye.. .. kadeh kaldırıyoruz.
This evening, we toast a miracle.
Mucizeler yarattın.
You are a miracle worker.
Peki aynı zamanda teyzemiz Dahlia'nın da böyle bir mucizeyle yaşayıp yaşamadığını sordun mu?
Well, did you happen to ask if, by some similar miracle, our Aunt Dahlia lives, as well?
Babamın arşivinden herhangi bir 6 kişiyi seç, biraz mucize yarat ve tamamdır.
Choose any six from papa's archive, give'em a little miracle, and you're set.
Gördün mü?
Miracle next week!
Dört kadın yeraltındaki kıyamet tarikatından kurtarıldı tarikatın başı...
A miracle today in Durnsville, Indiana.
- Mucize bu!
- A miracle!