Monk перевод на английский
5,352 параллельный перевод
- Kalbinizi açtınız Bay Monk.
- You opened your heart, mr. Monk.
Monk, bu iyi bir viski.
Monk, this is good scotch.
Bay Monk, sizin bir şey yapmanıza gerek yok.
Mr. Monk, you don't have to do anything.
Smeg'in fırıncı dükkanındaki adam mı yoksa o rahip mi?
Is it that guy from the SMEG oven shop or the monk she's e-mailing?
Siz de Bay Adrian Monk olmalısınız.
I just moved up from Los Angeles.
Harrison, Adrian Monk'tan bahsediyoruz.
And I'm gonna prove all that when we get to court.
Hayatı boyunca hiçbir davayı kaybetmemiş.
Harrison, it's Adrian Monk.
Bay Monk, bu bir sergi standı.
Mr. Monk, that's a display stand.
Peki Bay Monk'un haklılığını tespit ettiniz mi? Evet efendim.
And did you determine whether Monk was right?
Aslında şüphelenen Adrian Monk'tu.
Well, actually, that was Adrian Monk.
Monk, kurbanın evindeki sanat eserlerini inceliyordu ve birşeyler farketti.
See, Monk was looking around at the art at the victim's house, and he noticed something.
Böylece Monk Bay Gildea'nin, kendi eserlerinden birini kırmamak için, öbür heykeli kullandığını anladı.
So Monk figured that Mr. Gildea, not wanting to destroy one of his own pieces of art, grabbed the other statue.
Danışmanınız Bay Monk eğitimli bir psikolog mudur?
Your consultant, Mr. Monk, is he a trained psychologist?
Bilmek istediğim şey, eğer biraz daha başa dönersek, Bay Monk mücadelenin nerede başladığını nasıl bilebildi?
I would like to know, if we could just back up for a little bit, how was Mr. Monk able to divine where the fight started?
Arkadaşınız Adrian Monk mücadele başladığında orada mıydı, Baş komiser Stottlemeyer?
Was your friend Adrian Monk there when the fight started, Captain Stottlemeyer?
Sıra sende.
Adrian Monk? You're up.
Monk, dikkatli ol.
Monk, be careful in there.
Bay Monk, San Francisco halkı adına fikrinizi paylaştığınız için size teşekkür etmek istiyorum.
Mr. Monk, on behalf of the people of San Francisco, I want to thank you for sharing your opinion.
Hayat boyu hizmetlerinizden dolayı ben de size teşekkür etmek istiyorum. Birşey değil.
Mr. Monk, I, too, would like to thank you for a lifetime of service.
Bay Monk, adam bir heykeltıraş.
Mr. Monk, he's a sculptor.
Bay Monk, iyi misiniz?
Mr. Monk, are you okay?
Heyecanlı mısınız Bay Monk?
Are you nervous, Mr. Monk?
Bay Monk, bu heykel müvekkilimin tanığı.
Mr. Monk, the statue is my client's alibi.
Eminim şu anda salonda bir değil, iki değil, tam üç tane sanat uzmanı olduğunun farkındasınızdır.
Mr. Monk, I'm sure you're aware that in this court we've had not one, not two, but three art experts.
Ve siz detektif, bilimkurgu yazarı değilsiniz öyle mi?
And you're a detective, Mr. Monk. You're not a science-fiction writer?
Şimdi Bay Monk, eğer dedikleriniz doğruysa, bütün bu parçalar aynı mermer tabakasından geliyor.
Now, Mr. Monk, if what you're saying is correct, then all of these pieces could have come from the same slab.
Bunu duyduğumuza çok üzüldük Bay Monk.
Well, we're all very sorry to hear about that, Mr. Monk.
Bay Monk, ifade veriyorsunuz.
Mr. Monk, you are testifying.
- Neden bir hemşireye ihtiyacınız vardı Bay Monk?
Why do you need a nurse, Mr. Monk? Objection.
Davayla ilgisiz. - Bay Monk hemşireye ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Mr. Monk said he needed a nurse.
Sizi duyamıyorum Bay Monk.
I can't hear you, Mr. Monk.
Kaybınızdan dolayı çok üzgünüz detektif Monk... pardon, eski detektif Monk.
We're all very sorry for your loss, Detective Monk... Excuse me, former Detective Monk.
Eminim şube müdürünü etkileyip rozetinizi geri almak için herşeyi yapardınız.
Former Detective Monk, I'm sure you would do anything to impress the commissioner to get your badge back!
Burada Bay Monk yargılanmıyor.
Mr. Monk is not on trial.
Eski detektif Monk, işinize geri dönmenin tek yolunun böyle önemli bir davayı çözmüş görünmek olduğu doğru değil mi?
Former Detective Monk, isn't it true that the only way you could get reinstated is to be appearing to be solving a high-profile case?
- Bırakamazsınız Bay Monk.
I'm gonna burn them. You can't quit, Mr. Monk.
Çok önemli bir dava var.
Mr. Monk, there's a case, a very important case.
Bunu o istemiyor Monk, ben istiyorum.
She's not asking, Monk, I am.
Bay Monk size suç mahallini göstermek istiyoruz.
Mr. Monk, we want to show you the crime scene.
Ödü kopmuştu.
I know, Monk. I mean, he was scared to death.
Güzel bir nokta Bay Monk.
Ooh! Ooh, Mr. Monk, good point.
"Orası bir oto yedek parça dükkanı, değil mi eski detektif Monk?"
"It is an auto parts store, " isn't it, former Detective Monk?
"Hiç oto yedek parça dükkanında bulunmuş muydunuz," "eski detektif Monk?"
" Have you ever been inside an auto parts store, former Detective Monk?
"Arabanız bile var mı ki, eski detektif Monk?"
"Do you even own a car, former Detective Monk?"
- Ne yapıyorsun?
Mr. Monk, what are you doing?
"öyle değil mi, eski detektif Monk?"
"Isn't that true, former Detective Monk?"
Focus dergisinde biyografinizi okumuştum.
And you must be Mr. Adrian Monk.
Bu Adrian Monk.
This is Adrian Monk.
- Çok yazık.
I think you might have missed your calling, Mr. Monk.
Bence asıl çağrıyı kaçırmışsınız Bay Monk. İtiraz ediyorum sayın yargıç
Objection, Your Honor.
Biliyorum Monk.
That's not much help.