Moons перевод на английский

Gezegenin yüzeyinin altında ve ayların yanında bile.

Even under the surfaces of planets or nearby moons.

Titan güneş sistemindeki en büyük Aylardan biri Ve sağlam bi atmosferi olan tek ay.

Titan is one of the larger moons in the solar system and the only one to have a substantial atmosphere.

Üç dolunaya ne gerek vardı?

Why do you give me even three full moons?

Bütün gün dalgın-dalgın dolaşıyor.

Moons about all day.

Onların iki ay önce Güneş Tanrısı için büyülü ilaç yaptığını biliyorsun.

Know they make medicine to sun god for war two moons ago.

Minik aylara benziyorlar.

They look like little moons.

Minik aylar.

Little moons.

Şu ay yıldızlı, şişman hanım arkadaşı mı diyorsunuz?

That female battleship... with the moons and stars?

Üç ay boyunca deneyeceğim.

I will make a test of it for three moons.

Üç ay.

Three moons.

Üç ay geçtiğinde yığın yükselmiş olacak.

When 3 moons have passed, the pile will be high.

Mutlu olmak için 3 ay bekleyeceğim.

I will wait three moons to be glad.

Biliyorum, bu ay dedikleri yuvarlak nasıldır, üstünde kim var ağzımdan almak istiyorsunuz.

I know, you wish to look for my own list of nature for moons and happiness and character of it's surface, if any.

Oh, bizim burada Montana'da da ayın oldukça güzel manzarası olur.

Oh, now, we have pretty tolerable moons over Montana.

Kızıl adam kaç dolunaydır solgun benizli kayıp çocuklarla savaşmak.

For many moons red man fight paleface Lost Boys.

Dolunaylarca kalmak.

Stay many moons.

Etrafında cezbedici uydular ve halkalar olan Satürn'ü düşündüler... ancak orada da sıcaklık sıfırın altında 270 dereceye yakındı, ve yüzeyindeki buz tabakası 15,000 mil derinliğindeydi.

They considered Saturn, attractive with its moons and rings, but its temperature is close to 270 degrees below zero, and ice lies 15,000 miles deep on its surface.

Bir gelin gibi görünebilirsin, ama, asla ailene onur getirmeyeceksin!

And that Jupiter has moons of its own. He saw for the first time the reddish disk of Mars.

- O nasıl, iyi mi?

How is she, Two Moons?

- Gidip İki Ay'a söylemiş. - Ben...!

He walked into camp this morning and told Two Moons...

İki Ay Lawton'ın bazı evraklar getirdiğini söyledi.

Two Moons said Lawton brought some papers.

- Ama yemek yemelisin. - Diğerleri için İki Ay'ı gönderdim.

I sent Two Moons for Ben and the others.

İki Ay!

Two Moons!

İki Ay, atımı hazırla.

Two Moons, get my horse.

Birçok ay batana kadar dönmeyecek.

He will not come back for many moons.

Beş ay...

Five moons...

Ve evlatlarımız pek çok günden beri... artık bu arazide eski sayıda olmayan bufaloları avlamak... zorundalar.

And now our sons for many moons... have hunted for the buffalo which is no longer... as it was in this land.

Gezegenimizin çevresindeki sonsuz yörüngelerde dönen 12 tane insan yapımı uydu veya ay olacak.

There, swinging in endless orbits around our planet will be 12 tiny man-made satellites, or moons.

Gökyüzünde iki ay görmek garip, değil mi?

STRONG : Funny to see two moons in the sky, isn't it?

Bütün ay'lar iyidir, ama Auğustos ay'ı daha yaşlı, daha akıllı.

All moons good, but August moon little older, little wiser.

Bill Moons.

Bill Moons.

Posta arabasi soyulmus, Bill Moons oeldueruelmues.

The coach was robbed and Bill Moons killed.

- Bill Moons'u cikarin.

- Get Bill Moons out.

Ondeki Bayan Moons.

That's Mrs. Moons in front.

Posta arabasi sofoerue Bill Moons'du.

He was the stagecoach driver, Bill Moons.

Ama oence Bill Moons silah cekti.

But you see, Bill Moons drew first.

Moons, kacacak misin?

Moons, are you going to run?

Bay Moons, bizimle misiniz?

Mr. Moons, are you with us?

Ayın öbür tarafında ne olduğunu merak ettiğinde orda cennetin olabileceğinden hiç bahsetti mi,..... yoksa yıldızlar, aylar, galaksiler ve evrensel tozlardan başka birşey olmadığını mı söyledi?

When he was wondering about the moon, did he mention the possibility of heaven? Or did he say there was nothing but a world of stars and moons and galaxies?

Her tarafta güneşler ve aylar var

With suns and moons All over the place

"Ağacımız kalmadı Ay ve yıldızlarımız da"

We're out of woods And moons and stars

İki Ay'dan.

Two moons.

Ve Jüpiter'in diğer uydularında da kraterler vardır.

And there are craters on other moons of Jupiter.

Issız uydular ve verimsiz asteroitlerle karşılaştık.

We have encountered desolate moons and barren asteroids.

Dış güneş sistemindeki birçok uydunun üzerinde kuyruklu yıldız çarpması sonucu oluşan kraterler bulunur.

Most of the moons in the outer solar system have craters on them made by cometary impacts.

Bazı kraterler o kadar büyüktür ki çarpan kuyruklu yıldız biraz daha büyük olsaydı uydu parçalanabilirdi.

Some have such large craters though that if the impacting comets had been just a little bit bigger the moons would have been shattered.

Bazı uydular birçok kez parçalanıp tekrar birleşmiş olabilir.

Some moons may have been destroyed and reconstituted many times.

Küçük lekeleri vardı.

He had small moons.

Bilirsin işte, tırnaklardaki küçük lekeler.

- You know. Small moons. On the fingernails.

Selam, İki Ay.

- Hello, Two Moons.

İki Ay buraya geldi.

Two Moons has been here.