Mortis перевод на английский
211 параллельный перевод
Şöyle uzanın, ölümden sonra vücudunuz sertleşene kadar.
Lie down until rigor mortis sets in.
Ceset soğuyor siz burada çene çalıyorsunuz!
Rigor mortis is setting in, and you lounge here gabbing!
- Ceset soğumaya başlamış bile.
- Rigor mortis already setting in.
Bazıları bunun insan vücudunun ölüm anında katılaşarak kuvvetlendiği bu istilayı önlemek için olduğunu söyler.
Some say it is to prevent this invasion that... man's body stiffens into rigor mortis... at the moment of his death.
Bay Valdemar hipnotizma uygulamasının, ölüme...
Mr. Valdemar has consented to be mesmerised in articulo mortis.
Gece yarısından önce olmuş olmalı, doktorun düşüncesi bu, ölüm sertliğine bakarak.
Must have happened before midnight, the doctor thought, what with the rigor mortis.
Ölüm sertliğinin bütün vücudu sarması, kuşkusuz, bilirsiniz, efendim, ölüm zamanını yaklaşık 10 ila 12 olarak belirliyor.
Total envelopment of the body by rigor mortis, which is, of course, you know, sir, fixed to the time of death at about 1 0 to 1 2 hours ago.
Ceset kaskatı kesmilmişti.
The corpse was deep in rigor mortis.
300 metreden sonra vücutta katılaşma başlar.
After 300 metres, rigor mortis sets in.
Darp izlerine ve vücut ısısına bakarsak, 18-20 saat önce.
Well, from the rigor mortis and body temp, about 18 to 20 hours ago.
Ölü katılığını çözüyorum.
Breaking out the rigor mortis.
Bak, ölüm sertleşmesi beyinde başlar.
You see, rigor mortis starts in the brain.
Bilirsin, ölüm katılaşması başlıyor gibi.
You know, it looks like rigor mortis is setting in.
Ölüm katılaşması mı?
Rigor mortis?
Ne demek ölüm katılaşması?
What do you mean, rigor mortis?
Dudakların buz gibi hissediliyor.
I mean, your lips. They feel like rigor mortis has set in.
"Ölüm sertliği" başladı.
Rigor mortis has set in.
Normalde bir ölünün sertliğini aşan, aşırı bir kasılma söz konusu.
A state of extreme contraction, far exceeding the usual rigor mortis.
Bu ülkede ölümcül zorlukları hayatın tam kalbine yerleştirmişler.
They get rigor mortis in the prime of life in this country.
Bariz kudurmuş.. Görünüşe göre kronik kontrol dışı rigor mortis. ( Ölüm sıkıntısı )
Obvious lividity... suggesting chronic intractable rigor mortis.
Cesedin sertliğine bakılırsa, 24 saat önce ölmüş.
From the extreme rigor mortis in the body, it looks like time of death, 24 hours ago.
Manuel Sancho'nun ölü bedeni yatak üzerinde bulundu. Sert bir cisimle öldürülmüş.
Sancho Manuel's corpse is stretched out on the bed... showing signs of rigor mortis
"Mortis mais le cant de monsoir."
Mortis mais le cant de monsoir.
Earle, kaskatı cesede bunu nasıl yaptırmış acaba?
How did Earle manage that with the rigor mortis?
Sen Bu nedir hakkında-bahsediyoruz
Rigor mortis is yet to set in.
. Rigor mortis ayarlamak için?
You're talking about - What's this?
Necronomicon Ex Mortis.
Necronomicon ex Mortis.
Vücutta katılaşma belirtileri var. Ama, su da çok soğuk.
It has signs of rigor mortis, but the water is very cold.
Sana birkaç arkadaş kiralamalıydım.
- I should have hired you some friends. - ♪ In hora mortis ♪
Kişi oturur halde bulundu yaklaşık yarım saat geçmiş olmasına rağmen, bedende sertleşmeler gözlendi.
The subject was discovered in a sitting position, rigor mortis having set in, although less than half an hour had elapsed.
Gömülmüş cenaze, kokmuş Ceset gibi.
Like rigor mortis, habeas corpus.
Ceset katılaşmaya başlamadan tam bir otopsi yapmak zorundayız.
We need to start a full autopsy before the body goes further into rigor mortis.
Döşeme cilası, ölümün tüm belirtilerini göstermesine neden olmuş. Nabzın atmaması, ölüm sonrası katılaşma, çürüme gibi. Ama şansı varmış, etkileri geçti gitti.
The floor polish brought about all the symptoms of death, such as no heartbeat, rigor mortis, decomposition, but he was lucky, the effects just wore off him.
Ölüm sertliği de henüz gerçekleşmemiş.
Rigor mortis has yet to set in.
Şimdi, eğer rigor mortis başladıysa... tüm bu kasların birbirinden ayrılması gerekir.
Now, if rigor mortis has begun... then all these muscles need to be broken up.
Ölü sertliğine kavuşuncaya kadar, dik olarak tutulması gerek.
She must be kept upright until rigor mortis sets in.
- Rigor mortis.
- Rigor mortis. - What?
Kafada, sertleşmiş kas ya da morluk yok.
Remains show no signs of rigor mortis or fixed lividity.
Kaslarım ölü gibi sertleşmeye başladı artık.
I've been waiting that long, rigor mortis is setting in.
Buz saçakları yapmak, yürüyüş yapmak, sertleştirmek, By Mortis.
Icicles formed. The march is on. Stiffy.
Mortis sertleşti, Etten Roket, Jack'in sihirli fasulye sırığı.
Rigor mortis has set in. Flesh rocket. Jack's magic beanstalk.
Öldü!
Rigor mortis. Dead!
- Onunki değil.
It's still there. It's just the rigor mortis is gone... so there's no wood.
Vücudu katılaşmıştı ama çok fazla değil.
There was some rigor mortis. It wasn't extreme.
Ölüm sonrası katılaşma mı?
Is it rigor mortis?
Henüz ölü sertliği gelmedi.
- Rigor mortis hasn't set in just yet.
- Bayılmış mı? - Kaslar katılaşmış ve rengi solmuş.
- There's rigor mortis and lividity.
Görünen o ki pipim taş gibi kaskatı kesildi.
It appears my wee-wee has been stricken with rigor mortis.
Rgor Mortis.
Rigor mortis?
Ölüm katılığı kafadan başlayıp ayak parmağına doğru ilerler.
Well, rigor mortis goes from head to toe.
Karaciğeri gitmiş olabilir.
Could be liver mortis.