Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ M ] / Most

Most перевод на английский

104,650 параллельный перевод
Öyle bir işlemi sanayileştirmenin zorluğunu anlıyorum ama bu kabın içindeki şey kimsenin mümkün olmadığı bir başarıya giden yolun çoğunu aştı.
And, I do understand the difficulty of industrializing such a process. But what's in this beaker is already most of the way toward a feat no one thought possible.
Hayatımızdaki en muhteşem insan düşüncesi başarılarından birine tanıklık ediyoruz.
We are all witness to one of the most resplendent achievements of human thought in our lifetime.
Önümüzdeki iki gün boyunca Almanya'nın en önde gelen akademisyenlerini dinleyeceksiniz. Muazzam bir blöfle nasıl hepimizin gözünün boyandığını size gösterecekler.
Over the next two days, you will hear from Germany's most preeminent scholars, who will show you exactly how we've all been hoodwinked by one enormous bluff.
Çoğu insan Güney eyaletleri köleliği onayladığından beri kölelerin beşte üç insan olduğunu belirleyen anayasanın birinci maddesinin ikinci bölümünde bulunan Beşte Üç Anlaşması'nı onayladığını düşünüyor.
Most are under the impression... that since the Southern states were in favor of slavery... that they insisted on the Three-Fifths Compromise... found in Article 1, Section 2 of the Constitution... that determined that slaves are only worth three-fifths a person.
Dediğim gibi, çoğu asimilasyon yanlısı, bilhassa da zenginler.
As I told you, most of them are assimilationists, especially the wealthy ones.
Albert Einstein, sana göre nahoş biri olsa da, Philipp dünyanın en ünlü bilim insanı.
Albert Einstein, unpalatable to you though he may be, Philipp, is the most famous scientist in the world.
Şey, açıkçası, öğretmenlerimin çoğu büyüyünce bir baltaya sap olamayacağımı düşünüyordu.
Well, the truth is, most of my professors thought I would not grow up to accomplish much of anything.
Kocamın iyimserliği en hayran bırakan özelliklerinden biridir.
My husband's optimism is one of his most admirable qualities.
Hükûmetin dünyanın en ünlü bilim insanını sınır dışı etmesine?
The government deporting the world's most famous scientist?
Almanya'daki en güçlü Yahudi sensin.
You are the most powerful Jew in Germany ;
Birlikte olduğum en gerçek insansın.
You are the most real person that I've ever been with.
New York, dünyada etnik çeşitliliğin en çok olduğu yerlerden biri, Queens'teki Grove Sosyal Yardım Kliniğine git.
In New York City, one of the most ethnically diverse cities in the world, go to the Grove Outreach Clinic in Queens.
Kızlar makalelerinin çoğunu kurtarmayı başarmış.
The girls have managed to save most of your papers.
Fakültede çok sayıda Yahudi olduğu için bu insanların çoğu zaten rahatsız.
Most of these people are put off as it is, having so many Jews on the faculty.
Dünyanın en parlak bilim insanını yemeğe siyaset konuşmak için davet etmedim.
I didn't invite the world's most brilliant scientist to dinner to talk politics. No.
Topçuların en zekisi o diyorlar.
They say he's the most intelligent of all the ballplayers.
Albert, sen dünyanın en ünlü bilim insanısın.
Albert... you are the most famous scientist in the world.
Beni en çok ilgilendiren konu atomik fisyon.
The topic that most interests me is atomic fission.
Çoğu çocuk en büyük derdinin dondurma olmasını ister.
Most kids wish that their biggest worry was ice cream.
Hele ki çoğunluğu benim yüzümden olmuşken.
Especially since I'm responsible for most of it.
O akşamüstü hayatındaki en güzel gün batımına şahit olmuş.
That eve... he witnesses the most beautiful sunset ever'fore made.
- Çoğu puştun vardır.
Most assholes do.
Size mümkün olan en basit, en dostça tavsiyede bulunayım.
I'm gonna give you the simplest, most neighborly advice I can give.
Tamam, şu çok açık ki dünyadaki en dindar insanlar
Okay, look, obviously we're not the most religious people
Burada edilen yemin de son derece önemli bir sorumluluk çünkü uyuşturucular günümüz Amerika'sına zarar veren en yıkıcı etken olmaktadır.
This pledge is a particularly important commitment, because drugs are the most destructive force affecting America today.
Çünkü dediğim gibi, para söz konusu olduğunda en önemli şey güvende hissetmektir.
'Cause, as... as I was saying, I think that the most important thing, when it comes to your money, is feeling safe.
Hayatımdaki en beter, en korkunç, en olumsuz şey aslında mükemmelmiş gibi rol yapmak zorundayım.
I have to pretend like the worst, scariest, most damaging thing in my life is actually fucking awesome.
- Başkası olsa teşekkür eder.
- Most people would thank me.
Başkaları seni benim kadar iyi tanımıyor.
Most people don't know you like I do.
Danny en çok senden bahsederdi, evdekiler içinde en çok senden. Keys'teki polis kardeşiyle övünürdü. Ben de sana yardım ettim ama sen bana onun öldüğünü hiç söylemedin.
Danny always talked about you the most, more than anyone else from back home, bragging about his cop brother from the Keys, so I helped you, but you never let me know that he was killed.
Ama kazanamayacağını gördüğünde, evet, bana en uygun yerde beklemesini söylüyordu... Arkanda aptal dövme tuzağı var.
But when it saw that it couldn't win, well, let's just say it stuffed me in a place most convenient... that stupid tattoo trap on your back.
Ama çoğu salak bilmiyorsa, o şirketlerin hepsi sihirbazlara ait.
But what most idiots don't know is, those companies are all owned by Magicians.
- Dostum, çok yardımsever biri.
- Man, he's the most accommodating dude.
Evet. Hayatımın çoğunda aslında.
Yeah, most of my life, actually.
Ben de. Büyük bir kısmında.
Well, for the most part.
Doktor Einstein, bu evrendeki en büyüleyici nesnelerden biri.
Dr. Einstein, this is one of the most astonishing objects in the universe.
Evet. Gevezeliğimin en çok sıkıntıdan patlattığı kişi benim.
Yes, well the person most bored to tears by my babbling is me.
Çoğu bilim insanı deli olduğumu düşünüyordu.
Most scientists thought I was mad.
Tabii bu fikir çoğunuz için yabancı değil.
Though of course this idea isn't foreign to most of you.
Dünyanın en ünlü bilim insanının peşine düşmeye değer mi, Edgar?
Is it worth it, Edgar? Going after the worlds most famous scientist?
En çok da senin için!
For you, most of all.
"Konuşma özgürlüğüyle övünen bir ülke bilgi yayanlara en barbarca cezayı verme eyleminde bulunmamalıdır."
" A country which prides itself on freedom of speech must not commit the most barbarous act of retribution on those who disseminate information.
En önemli şey bu.
That's the most important thing.
Hayatlarının çoğunu sömürülerek geçiren insanların, sömürüye geri dönmeleri çok kolaydır.
People who've spent most of their lives being exploited, it is very easy to return to exploitation.
Hayatlarının çoğunda istismar edilen insanlar, koşullarına en azından bir yararı olduğuna inanmaya yönlendirilirler.
People who've been abused most of their lives, they're led to believe that there's at least a benefit to their circumstances.
"Amerika'nın en rahat mobilyaları."
"America's most comfortable furniture."
En çok inciten şeyde bu oldu.
That's what hurts the most.
Az önce Bay Marx'ın açılış konuşmasını dinlediniz ve her ne kadar bazı farazi, kanıtlanmamış gerçeklere değindiyse de konuşmasını genel olarak sempati kavramı üzerine oturttu.
You just listened to Mr. Marx's opening statement and though he mentioned some supposed and unproven facts, most of his speech was really about sympathy.
En çok hasar için nereye gitmelisin?
Where would you go to do the most damage?
Pek iyi değil. Annemin çoğu ipucu boş çıktı.
Most of Mom's leads are dead ends.
Binadakilerin çoğu profile uymuyor.
So, most of the owners in the building don't fit the profile.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]