Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ M ] / Motion

Motion перевод на английский

5,072 параллельный перевод
Şartlı tahliye ihlaline sebep olabilir suçlamalar için adaletin çarkları çalışabilir ve bir tür tatmin yaratabilir ama şu anda daha önemli kaygılarımız var.
Could violate you, put the wheels in motion for charges. Suppose there'd be some satisfaction, but, at the moment, we have a more pressing concern.
Yavaş ve kesin tekrarlar kas hafızası oluşturur ve böylece yavaş hareketler oluşur ve bu hareketler bir kez düzenli hale geldi mi hızını arttırabilirsin.
precise repetition create muscle memory creating smooth motion and once you're smooth... you can increase your speed.
Saygısızlık etmek istemem, Sayın Hakim, ama ağır çekimde, karesi karesine izlemediler.
With great respect, Your Honour, they've not seen it in slow motion, nor frame by frame.
Korkarım Benedict Valda'nın yaptıkları bazı olayları harekete geçirdi.
I'm afraid Benedict Valda's actions may have set certain events into motion.
Her şey çoktan ayarlandı bile.
The wheels are already in motion. I'll be right back.
Sayın hakim, ben Minik İnsanları Savunma Grubu'ndanım ve elimde de bir red talebi var.
I smell the violation of civil liberties! Your honor, I'm from a tiny-persons advocacy group and I have here in my hand a motion to dismiss.
Çoktan harekete geçtim.
Already in motion.
Talep çoktan desteklendi.
- it's not ab... - The motion has already been seconded.
10 hayır, talep kabul edilmiştir.
Ten noes, the motion passes.
Davalıların talepleri reddedildi.
You do not. Defendants'motion is denied.
Hâlâ devam aşamasında.
It's in motion.
- Hâlâ devam aşamasında.
- It's in motion.
- Hareket dedektörümün yine ışığı yandı.
- My motion detector light went off again.
Odaların içerisinde, kızılötesi hareket sensörleri ve 2.5 metre yüksekliğinde nesnenin etrafını saran, elektrik yüklü, bir kafes var.
Inside the rooms, there are IR motion sensors and an 8-foot-tall cage, alarmed and electrified, that surrounds the object.
- Senin adam numarasını yapıp hareket sensörlerini etkisiz hale mi getirdi?
Your guy is sure his computer trick killed the motion sensors? Yeah.
Geçmek bilmeyen kabuslar gibiydi.
It was like one of those slow-motion nightmares.
Ben sadece bütün parçalar yerine otursun diye gerekli düzenlemeler yapıyordum.
I was just, uh, setting the wheels in motion, getting all the - - the pieces in - - in place.
Evet herşey yolunda.
Yes, everything's in motion.
- Einstein'ın hareket kanunu?
- Einstein's Laws of Motion?
Plânımız işliyor.
Our plan is in motion.
Gördün mü? Evin her tarafında hareket sensörü var, bilirsin.
She's got those RadioShack motion thingies all over the house.
Gaspar tüm bu ilişkiyi Moriarty'ye şifreli bir mesaj göndererek başlattı.
Gaspar set this entire affair in motion with a coded message to Moriarty.
Sizin için bunları bağlayan ortağınız ve her seferinde kurbanınızın saçından bir tutam aldığınızda planınızın hâlâ işlediğinin ve sizi çıkaracağının vââdıydı bu.
Your partner on the outside fed that to you, and every time you got a lock of your victim's hair it was a promise that your plan was still in motion and that he'd get you off.
- Hareket iyi aralığı.
- Good range of motion.
Ben öylece aralığınız hareket incelemek ediyorum.
I'm just gonna examine your range of motion.
Örneğin biri, bir şirket veya sirket stratejisi konusunda gizli bir belgeye, örneğin Enron şirketinin maillerine ulaşır ve bunları açığa çıkarmak isterse, derhal çarklar dönmeye başlar ve gizliliğin korunmasına çalışılır.
If someone finds something Secret documents about, or corporate strategic documents or Enron-mails, and she wants to bring to light, mechanisms are set in motion, to suppress this knowledge,
Belki aktif olan bir hareket sensörü falan vardır.
Maybe there was a motion sensor that went off or something.
Hareket sensörleri, kameralar falan.
Motion sensors. Cameras.
Gezegende afet boyutlarında bir değişikliği başlatma vakti geldi.
Now is the hour... we set into motion cataclysmic change to the planet.
Hey, hareket algılayıcılı giriş nöbetçisi.
Hey, motion-activated room sentry.
Beyler yavaş çekim kutlaması.
Guys, slow-motion celebration.
Bu, elektrik akımını sürekli bir mekanik devinime dönüştüren ilk motordu.
This was the first motor converting electric current into continuous mechanical motion.
Bu, hareketin elektriğe dönüşmesidir.
This is the conversion of motion into electricity.
Önemli olan işlevi.
It's all about the motion of the ocean.
Mahkemelik olmamışlar ama müracaat dilekçesi elimde.
Never went to court, but I pulled the motion.
Havanın düşerken tüye uyguladığı direnç kayaya uyguladığı dirençten daha fazla.
The air offers a much greater resistance to the falling motion of the feather than it does to the rock.
Çevik bir hareket.
One fluid motion.
Ondan sonra mahkemeden bir gün alacağız ve ben aile mahkemesine başvuracağım ve sonra da sosyal hizmetler görevlisi evinizi inceleyip ebeveyn olmaya uygun olduğunuzdan emin olacak.
After that, we get a court date and then I make a motion before family court and then a social worker conducts a home study to make sure you're fit to be a parent.
O konuda ilerliyoruz.
It's in motion.
Plan çoktan harekete geçti bile.
The plan's already in motion.
Beyin elini sallamak veya ayakkabını bağlamak gibi tek harekette belli başlı hareketleri öğrenmiştir.
The brain has learned certain actions like shaking hands or tying a shoe as one single motion.
ilk ve son resmin bu kadar benzer olusu. Kasten yapilmisti bence. Hayatin devridaimine bir atifta bulunulmus.
Was that the first painting and the last painting were so similar, and I think that that was intentional, a comment on the perpetual motion of life.
Bunlar sabit dalga hareketi tarafından mukusu hareket ettiren mikroskopik teller.
These are microscopic strands which move mucus by constant wave motion.
Karar verildi.
Motion is granted.
Şu an her şey hareket hâlinde. Savaş hatları birbirine karışmış.
Everything is in motion now, the battle lines are drawn.
Plânımız işliyor.
The plan is in motion.
Ama yürürlükte olan daha büyük bir plân olduğunu biliyorum.
But I do know that there is a greater plan in motion.
Hareket algılama özellikli kızılötesi kameralar var.
Infrared cameras with motion detection.
Planımızı devreye sokacağız ve Gece Hiddeti nihayet benim olacak.
We will put my plan into motion, and the Night Fury will finally be mine!
Planı uygulamaya koyuyoruz.
Plans are in motion.
- Olamaz!
♪ [slow-motion whoosh]

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]