Muhafızlar перевод на английский
3,522 параллельный перевод
Kral muhafızlarının bir üyesi olarak bana her konuda güvenirdi.
As a member of his Kingsguard, he trusted me with everything.
Casterly Kayası'nda, hizmetçi kızı muhafızlarıma dövdürdüğümü söylemiştin.
You told him I had my guards beat that servant girl at Casterly Rock.
Benim himayem altında bir şövalye oldun. Şehir Muhafızları'nın kumandanlığını yaptın.
Under my patronage you've become a knight, you've served as Commander of the City Watch.
Tam kadro muhafızlarımız onları durduramadı.
We had a full complement of guards that didn't stop them.
Tanıyorum. Yedi Krallık'ın şimdiye kadar gördüğü en iyi savaşçı ve Robert Baratheon'un kral muhafızları kumandanı.
I know him as one of the greatest fighters the Seven Kingdoms has ever seen and as the Lord Commander of Robert Baratheon's Kingsguard.
Kral Muhafızları'nın Lord Kumandanı geleneksel olarak...
- No? Doesn't the Lord Commander of the Kingsguard traditionally- -
Kral muhafızlarının yeminini bildiğinize eminim.
I'm sure you're familiar with the Kingsguard vows.
Kralın Şehri'nde, kral muhafızlarına emir verme yetkisi olan iki kişi var.
There are two people in King's Landing who can give an order to a Kingsguard.
Neden Gece Muhafızları o adama rahat vermiyor?
Why are the officers of the night bothering that man?
Üstad, Gece Muhafızları seni arıyordu.
Maestro, the Officers of the Night have been searching for you.
Muhafızlar, tutuklayın!
Men, take him!
Muhafızlar, götürün şunu.
Men, take him away.
Bu muhafızlar, gizlice meyhaneye sıvışmayı zorlaştıracak.
Those guards are going to make it difficult to sneak off to the tavern.
- Muhafızlar!
- Guard!
Muhafızlar!
Guards!
Muhafızlar! Çabuk olun!
Guards, quickly!
Muhafızlar, köpekler ; yakında uyanırlar.
The guards, the dogs, they're gonna rouse soon.
Usta, muhafızlar mümkün olan her girişte devriye geziyorlar.
Maestro, sentries patrol every possible entrance.
Muhafızlar, diğerini getirin!
Guards, bring the other one!
Söylesene Fyodor, Kızıl Muhafızlar nasıl hayatta kalır?
Tell me, Fyodor, how is it that the Red Guards stays alive, huh?
Muhafızlar, toplanın.
Keepers, gather around.
En azından muhafızlarınıza geldiğimi haber verebilirdiniz.
You could have at least warned your guards I was coming.
Öbür tarafın muhafızları.
Guardians of the afterlife.
Cumartesi günlerimi lezbiyen hapis muhafızları beni becersin diye otobüsle şehir dışına çıkarak harcadım.
It was stupid. You know, I've spent too many Saturdays stuck on a bus going downstate to get felt up by dyke prison guards.
Bu yüzden on dakika önce Ulusal Muhafızları federal kontrole aldık.
Which is why we federalized the National Guard minutes ago.
Neler olduğunu bilmiyoruz ama Ulusal Muhafızlar bir tür manevra yapıyor.
We don't know what is happening exactly, but the National Guard is in fact.. enacting some sort of manoeuvre. It depends..
İyi de muhafızlar...
But the guards —
Konsey muhafızları seni kapıda öldürürler.
The Council Guard'll kill you at the gate.
Konsey muhafızlarını asla geçemezsiniz.
You'll never get past the Council Guard.
sadece konsey muhafızları var.
I only see Council Guard.
- Muhafızlar!
- Guards!
İslami Devrim Muhafızları'nda bir komutan ve örgütün istihbarat yönetiminde bakan yardımcısı.
He's a commander with the Islamic Revolutionary Guard Corps... and deputy minister of its intelligence directorate.
Olaylar başladığında, Kontes Báthory'nin yanında kendi muhafızları vardı.
Countess Bethory was being escorted across the country by her royal guard when it all began.
Papalık muhafızları!
Papal guard!
Papalık muhafızları!
Papal guard.
Muhafızlar Audrey'nin yarın ahıra girmesini istiyor.
The guard wants Audrey in the barn tomorrow.
Muhafızlar onu vurduğumu öğrendiler.
Guard found out what I did.
Gözden uzak durmak zorundaydım. Muhafızlar beni bulursa öldüm demektir. Sen ahırdan bugün çıktın.
The guard... if they found me, I'm dead.
Muhafızlar konusunda sen ne yapacaksın?
What are you gonna do about the guard?
Muhafızları, Haven'ı kurtarmak için her şeyi yapacağına ölmeyi bile göze aldığına ikna etmek istemiyor musun?
You want me to convince the guard you'll do anything to save Haven, even die?
Muhafızları idare etmek için öyle söyledin, değil mi?
I mean, you were just putting one over on the guard, right?
Muhafızlar Nathan'ın ölmesini asla istemediğini düşünüyorlar. Yaptığından sonra bile.
The guard know you never really wanted Nathan dead, even after what he did.
Kasaba buradan o şekilde gitmenden sonra senin tekrar şerif olmanı asla kabul etmeyecektir. Ama muhafızları sana ihtiyacım olduğuna ikna edebilirim. Seni gözümün önünde tutmanın en iyi yolu da bu.
The town will never accept you back as chief, not the way you left things, but I convinced the guard that I need you on the force and that it's the best way for me to keep my eye on you.
Ofisime 120'den fazla kurşun sıkıldı ve şimdi de oraya giremiyoruz çünkü Cumhuriyet Muhafızlarını bölgeye sevk etmişler.
They fired over 120 shells into my office. And now we can't reach it because the Republican Guard are deployed in the area.
Muhafızlar, hemen!
Guards, now.
Muhafızlar, geride durun.
Guards, stay back.
Kocamı vazgeçirmeye çalıştım ama isyan bastırılana dek sokaklarda şehir muhafızları hariç kimse kalmamasını daha uygun buluyor. - Bu gece kalacak yeriniz var mı?
I made attempt to dissuade my husband, but he thought it best to have streets cleared of all but city guard, until the rebellion has been quelled.
- Muhafızlar sokakları boşaltıyor mu?
The streets cleared by guards?
Muhafızlar biz kapıya gidemeden kargaşa yaratacaktır.
City guard would raise clamor well in advance - -
Muhafızlar seni ait olduğun yere götürecek.
The guards will see you returned to where you belong.
Muhafızlar, ihanete uğradık!
Guards, we've been betrayed!