Museum перевод на английский
5,536 параллельный перевод
Paris'de bir müzedeyken.
Which is in a museum in Paris.
Müze 9 : 45'de kapanır.
The museum closes at 9 : 45.
Sanat Eserleri Müzesi civarılanda olan birileri ara.
calling all units in the vicinity Of the Museum of Fine arts.
Müzeye geri getir.
Bring it back to the museum
- Bu hâlde bir müze ya da sinemaya gitsen?
Then why not a museum or a movie?
Müzedeki yeni sergiyi gördünüz mü?
Have you guys seen that new exhibit at the museum?
Pascal Montambault'ı bilmelisin, kendisi Uygarlıklar Müzesi'nin müdürüdür.
You must know Pascal Montambault, the director of the Museum of Civilization.
Müzeden aldım.
I got it at the museum.
- Van Gogh Müzesi'ne gitsek mi?
Should we go to the Van Gogh Museum?
Bir iş teklifi aldım... Meksiko City'de bir Antropoloji Müzesinde.
I got offered a job... at the Anthropology Museum in Mexico City.
İlk kez uyuşturucu kullandığımda Doğal Tarih müzesine gittiğimizi hatırlıyor musun?
Remember when I got stoned for the first time and we went to the Natural History museum?
Buraya, Doğal Tarih müzesine yenilenen Hayden Planetaryum'u... ( 3 boyutlu gök cismi simulasyonu )... görmeye gelen siz konuklarımız! Hoşgeldiniz!
Welcome, everyone, to the Grand Reopening... of the newly renovated Hayden Planetarium... here at the Museum of Natural History.
Newyork'un ileri gelenleri müzenin baş döndüren, harikulade özel efektler..... ve teknolojik sihirbazlıklarla dolu... meşhur "Gece Programı" için yerlerini aldılar.
New York's glitterati have all turned out... for what has promised to be a memorable evening... filled with the dazzling special effects... and technical wizardry we've all come to admire from this museum... and its renowned Night Program.
- Yeni bir tane daha ilkel insan getirdiler.
- The museum has added a new one.
Bu müze, 1869'dan beri ki ben o zaman 11 yaşında ufak bir çocuktum -... muhteşem ulusumuzun önünde parıldayan bir deniz feneri oldu.
Since 1869, when I was a mere boy of 11... this museum has been a shining beacon to our great city.
Geri kalanı ABD ile İngiltere arasında bölüşüldü.
The rest was divided up between New York and the British Museum.
Ama British Museum kovulduğunu bilmiyor değil mi?
British Museum doesn't know that.
Her zamanki bakım prosedürleri benim iznime tabi olarak, tabi... Bu müzenin müdürü olarak ki hazlihazırda müdürüyüm.
Classic conservation job... under authority of me, of course... the director of this museum, which I still am.
Merhaba, British Museum'a hoşgeldiniz.
Hello. Welcome to the British Museum.
British Museum'dan arıyorum, efendim.
It's the British Museum, sir.
İzin verirseniz yönetmem gereken bir müze var.
Now, if you'll excuse me, I have a museum to run.
Geri müzeye mi döneceğim?
Back to the museum?
Biz müzede sergilenmek için varız, Laredo.
We're museum exhibits, Laredo.
Tablet olmadan, burasının herhangi bir müzeden farkı yok.
Without the tablet, it's just like any other museum.
Ama müzenin onu bize vereceğinden emin değilim hele de onu yakacağımızı söylersek.
But I'm not sure the museum will lend it to us if we tell them we're gonna burn it.
Cumartesi günü oğlumu alacağım sonra Hava ve Uzay Müzesi'ne gideceğiz oradan da Pazartesi sabahı, okula yetişmek için Pazar gecesi yolda olacağız.
Uh, I pick up my guy's drop on Saturday, then the Air and Space Museum, then drive late Sunday night for school Monday.
Beni götüreceği her filmde, müzede ve konserde onu takip ederdim.
I followed her to every film, museum and concert she would take me to.
Belki önümüzdeki sefer bizi Soykırım Müzesine gönderebilirsin.
Maybe next session you can send us to a fucking holocaust museum.
Britanya müzesinde bulduğunuz Mısır zımbırtılarına benzemiyor değil mi çocuklar?
This doesn't look like the Egypt stuff you find at the British museum, eh, guys?
- Savaş müzesi burası mı?
This is a war museum, huh?
Bir müzede, yeşil eşorfmanlı bir adamın yanında ölmeye niyetim yok.
I will not die in a museum with a guy in a green jogging suit.
Evet, müzeden çaldılar.
Yes, they stole it from the museum.
Ice Bay Müzesi'nde.
Museum at lsnestoften.
- Burası müze Scarlett.
- Scarlett, this is a museum!
Geçen gün bir müzedeydim.
The other day, I was in this museum.
Yerel müzedeydi.
It's at the local museum.
Bu yolda devam edersen merkez avluda bulunan Pierce Hawthorne Cinsiyet Duyarlılığı ve Cinsel Potansiyel Müzesi'ni son kez görme şansını yitirirsin.
Continue on this path, and you might miss your last chance to see the Pierce Hawthorne Museum of Gender Sensitivity and Sexual Potency on the central quad.
Müze ve bu hologram, mahkeme emri uyarınca teslim edildi. Bu konuda konuşmam yasak.
The museum and this hologram were donated in compliance with a court order I'm not allowed to discuss.
Buna göre tüm paramın, ki o sırada hiçbir şey değildi Nick Cave Anıt Müzesi'ne gitmesini istemişim. Nick Cave Anıt Müzesi olarak kullanılacak küçük ama yeterli bir oda veya odalar.
OK, it seems like I wanted all my money, which was nothing, I would say, at that time to go to the Nick Cave Memorial Museum a small but adequate room or rooms
Evet, gösterişçi herifin tekiydim.
that will serve as the Nick Cave Memorial Museum. Yeah, I was always a kind of... ostentatious bastard.
Bu müzeyi seviyorum.
I love this museum.
Belki duymuşsunuzdur, on yıl önce modern sanat resimlerinden biri çalınmış. Üstelik Modern Sanat Müzesi'nden.
You see, a major modern art painting was stolen 10 years ago from the Museum of Modern Art.
Kardeşinle müzeye gidip bütün o tabloları ezberlemiştin.
Taking your brother to the museum the day before and memorizing all those paintings.
Tüm o müze olayı, ofistekilerin ortak fikri birlikte takıldığınız yada birbirinizi öldürdüğünüz yönündeydi.
That whole museum thing, the guys at the office Had a pool going...
Neticede Britanya Müzesi ilim irfan öğrenilecek bir yer değil.
The British museum is no place for actual scholarship, after all.
Cesedi müze görevlisi Wolsey kolejinde yüksek lisans yapıp yazları burada çalışan Terence Black tarafından bulundu.
Body was found by the museum attendant, Terence Black, post-grad at Wolsey College, working here for the summer.
Ayrıca müzenin yarısı liseteleme yüzünden ziyarete kapalı.
And half the museum's under sheets while they recatalogue.
Size birkaç sorum olacaktı. Müze ziyaretinizden aklınızda kalan sıradışı bir şey var mı?
I'd just like to ask you a few questions, if you remember anything about your visit to the museum.
Günü geçirdik işte.
Just a lot of old museum stuff. It broke the day, I suppose.
Müzede tuhaf bir şey görmediğinizden emin misiniz peki?
And you're sure you saw nothing untoward at the museum?
Susie'yi ilk kez Londra'daki Victoria Albert Müzesinde gördüm.
The first time I saw Susie was at the Victoria Albert Museum in London and when she came walking in, all the things I had obsessed over for all the years - pictures of movie stars,