Muşun перевод на английский
341,854 параллельный перевод
Oğullarını tanıyor musun?
You know that household's son?
- Terliyor musun?
Are you sweating?
Peki neler yaptığını biliyor musun?
So, do you know how Joon Jae's been doing?
Nereye gideceğini biliyor musun?
Yeah, storage room.
J'in bunu kaldırabileceğini düşünüyor musun gerçekten?
Yeah, we got it covered.
Geliyor musun?
You comin'?
Defol git buradan yoksa hepimizi hapse tıktıracaksın! Beni duyabiliyor musun?
Get the hell out of here, or you're gonna get us all thrown in prison.
Şimdi hareket edebiliyor musun?
Can you move now?
- Edemiyor musun?
- No, nothin'.
Sen de benimkini hissediyor musun?
Yeah. Yeah?
Anlıyor musun beni?
You understand me?
Biliyor musun? Bana 500 dolar borçlusun.
You owe me $ 500.
- İstemiyor musun?
You don't want it? I don't need it.
Gençken yaptığımız boktan şeyleri hatırlıyor musun?
Remember? The shit we did when we were young.
Hâlâ bana kimyada yardım etmek istiyor musun?
You still wanna help me with chem later?
- Şimdi şu kabı görüyor musun?
Now you see that cup? Yes.
Anladın mı? Anlıyor musun bunu?
You understand that?
Sen de ondan hoşlanıyor musun?
You like her, too?
Beni duyabiliyor musun?
Can you hear me?
Şirin, geliyor musun?
Smurf, are you coming?
Şirin, beni duyabiliyor musun?
Smurf, can you hear me?
Geliyor musun?
Are you coming?
Kendini iyi hissediyor musun, bebeğim?
You feel better, baby?
Ya biliyor musun? Koruyucu aile bu boktan iyidir.
Foster care would've been better than this shit.
Böyle başlıyor işte, biliyor musun?
This is how it starts, you know?
Çocukken Game Boy için kavga ederdik, hatırlıyor musun?
Hey. You remember when we were kids, we used to fight over the game boy?
Şu beyaz noktaları görüyor musun?
See these white dots?
Burayı hatırlıyor musun?
You remember this place?
Dostum, biliyor musun?
Man, you know, every birthday, Christmas,
Hatırlıyor musun? Baban sarhoş olup Şirin'in bahçesinin önünde seni sağlam dövmüştü?
You remember when your dad used to get loaded and kick the shit out of you in front of Smurf's yard?
Tutuyor musun?
Got it?
Bunun olmasına izin veririm sanıyor musun?
Do you think that I would let that happen?
Taşıyor musun?
Carrying?
Sabah ne düşündüm biliyor musun?
You know what I was thinking earlier?
Pope'un 13 yaşındayken tüm telefonların dinlendiğini sanıp onları dışarı attığını hatırlıyor musun?
Do you remember when Pope was 13 and he decided that the cops had tapped all our phones lines, ripped every phone out of the wall?
Onla da konuşur musun?
Just hear him out?
Hatırlamıyor musun?
You don't know?
Geliyor musun?
- You coming?
Tanıyor musun?
You know him?
Ne var biliyor musun, adamım?
You know what, man? You don't like it,
- Oradakini görüyor musun? Evet.
- You see it right there?
Gerçekten bilmek istiyor musun?
You really want to know?
Hey, İspanyolca biliyor musun? Hayır.
- Hey, you speak Spanish?
Bu günlerde hâlâ çalışıyor musun?
Are you, uh, are you still working these days or what?
Onu tanıyor musun?
- You know him?
Senden aldığım için mutlu değilim, biliyor musun?
I didn't like taking it from you, you know.
Gerçekten mi, Personel Ofisi'nde evrak doldurmaktan mutlu musun?
Really, you're happy filing papers at the OPM?
Bir şey görüyor musun?
See anything?
Eğer sizi orada yakalasalardı... bu şeyin ne kadar derinleşeceğini biliyor musun?
You have any idea how deep this shit would be if they caught you there?
- ♪ Beni- - beni istemiyor musun?
- ♪ Don't... Don't you want me?
Sen içmiyor musun Janet?
You not drinking, Janet?