Müsaadenle перевод на английский
905 параллельный перевод
Ayrıca müsaadenle şunu da söyleyeyim :
And let me tell you this :
Müsaadenle...
Excuse me...
Müsaadenle, Peter.
Out of the way, Peter.
Müsaadenle, Julia.
Excuse me, Julia.
Müsaadenle...
May I...
Müsaadenle, hemen geleceğim.
Pardon me, Howard, I will be back very briefly.
Müsaadenle, anne.
If you'll excuse me, Mother.
Müsaadenle.
Excuse me.
Yabancı, müsaadenle bunu aramızda konuşabilir miyiz?
Mind, stranger, letting us talk this over among ourselves?
Müsaadenle, içecek bir şeyler getireyim.
Excuse me, I'll get you something to drink.
Müsaadenle.
May I...
Müsaadenle dostum.
Excuse me, doc.
Biriyle buluşmam gerek, müsaadenle.
I've got to meet someone. Excuse me.
- Müsaadenle.
- Excuse me.
- Şimdi müsaadenle.
- Well, if you'll excuse me.
Şimdi müsaadenle.
Now if you'll excuse me.
Müsaadenle Charlie.
Do you mind, Charlie?
- Yo, oradan doğacak müsaadenle.
- O pardon, sir, it doth.
- Yalnız müsaadenle önce ben çıkacağım kürsüye, Sezar'ın niçin öldüğünü açıklamak için.
- By your pardon, I will myself into the pulpit first, and show the reason of our Caesar's death.
- Belki de doğrudur. - Müsaadenle bundan şüpheliyim.
Ah, perhaps he did.
Müsaadenle Pinillos.
Excuse me, Pinillos.
Müsaadenle.
Forgive me.
Müsaadenle, herkesi tanıtayım ;
Let me introduce everyone. This is Nene.
Müsaadenle.
- Ah, good.
Şimdi müsaadenle.
Now, if you'll excuse me -
- Şimdi müsaadenle...
If you'll excuse me, I'm expecting -
Müsaadenle.
Will you excuse me?
Müsaadenle, sonra görüşürüz.
Excuse me. Ill see you later.
- Müsaadenle.
- Con permesso.
- Müsaadenle, olur mu?
- Excuse me, eh?
Müsaadenle, Sachkov.
Excuse me, Sachkov.
Müsaadenle.
Please excuse me.
Bir dakika müsaadenle.
Excuse me for a moment.
Şimdi müsaadenle, lütfen.
Now, please. Please.
Müsaadenle oğluma bir kaç şey söylemek istiyorum.
I'd like to say a few words to my son. Do you mind?
- Müsaadenle, genç adam.
- If you don't mind, young man.
- Hayır. - Hayır. Müsaadenle.
BELIEVE ME, THERE IS NO OTHER WAY.
Dediğin gibi yengen dayına arzuyla bakmış ama kâhya ile yatmış! Müsaadenle.
Aunt was eating uncle with her eyes, but she went to bed with the Steward!
Ama senin de müsaadenle, ki zaten biliyorsundur, Lanet!
But with your clearance, you know already.
Müsaadenle.
Excuse me for a moment.
Ana, müsaadenle, tatlım.
Ana, excuse me, sweetheart.
Henry, müsaadenle.
Henry. if you please.
Evet. Müsaadenle.
Excuse me.
Müsaadenle.
Excuse me. Darling!
Müsaadenle!
Excuse me.
Müsaadenle canım, bir şey bekliyordum.
Excuse me, dear, I'm expecting something.
Müsaadenle.
Excuse me a moment.
Müsaadenle alayım.
Let me have that.
Müsaadenle? "Susuzlara su ver" der kutsal sözler.
Give to him who is thirsty BEA says in the Bible.
Şimdi müsaadenle sevgilim elimden geldiğince çabuk döneceğim.
Now, if you'll forgive me, darling, I will return as soon as I can.
- Müsaadenle. Kırmızı Başlıklı Kız'ı kurtlardan koruduğunuz için teşekkürler.
Thank you for keeping Little Red Riding Hood away from the wolves.