Mı diyorsun перевод на английский
6,086 параллельный перевод
Lincoln'ü yakaladılar mı diyorsun yani?
Are you saying that they caught him?
Yoksa Kutsal Savaş'taki düşmanımız Yedi büyük Günah mı diyorsun?
your strength will bring your own agonizing death upon you! That's the incantation ball?
Şuradaki kıs kıs gülen kaltakları mı diyorsun?
You mean the little snickering bitches over there?
Asistanını mı diyorsun?
You mean, your assistant?
Harika, şimdi de bana yalancı mı diyorsun?
Oh, great, so you're calling me a liar now?
Kendine progmacı mı diyorsun?
You call yourself a programmer?
Şimdi sen Warren'ı bırakalım mı diyorsun?
And now you want to leave Warren?
- Bana yaşlı mı diyorsun?
You saying I'm old?
Nuerburgring'e kadar yarışalım mı diyorsun?
Are you saying we should race to the Nuerburgring?
Jimmy Fallon Show'da göt deliğini ifşa eden kızı mı diyorsun?
That's him. You mean the girl who just showed her asshole on "Jimmy Fallon"?
- Buna doğal mı diyorsun?
Was that supposed to be normal?
Buna "çıkmaz sokak" mı diyorsun?
You call that a blind alley?
Yardım mı diyorsun sen buna?
Wow, is that what you call it?
Kıza bin dereden su getirttin ve şimdi cadıyım mı diyorsun?
You've been making her jump through hoops, and you're a witch? Sort of yeah.
Bana pısırık mı diyorsun?
Are you calling me husky?
Sen kendine adam mı diyorsun?
Do you call yourself human?
Ona en üst beş komutanını geri vermenin yeterince kötü haber olmadığını mı diyorsun?
You mean him getting five of his top commanders back isn't enough bad news?
- "Punk'd" ı mı diyorsun? - Evet, "Punk'd" değil bu.
"Punk'd." It's not "Punk'd", okay?
Kokain yüzünden burnunda delik açılmış mı diyorsun?
You're telling me he had a hole in his nose because of the cocaine?
Resmin arkasında yazılanları mı diyorsun?
You mean written on the back of the painting?
Yani bu hileli seçimi araştırmayı bırakmalıyız mı diyorsun?
So are you saying we just let this rigged election slide?
Yani hala bir ümit var mı diyorsun?
Are you saying there's any hope now?
Yani hala bir ümit var mı diyorsun?
Are you saying there's hope?
- Hala bir ümit var mı diyorsun?
- Are you saying there's hope?
- Hala bir ümit var mı diyorsun?
Are you saying there's hope?
- Bana mı diyorsun ona mı?
You talking to me or her?
Sen buna barış mı diyorsun?
Is that what you call this?
İsimlerini bilmesen de onlara arkadaşlarım mı diyorsun?
Do you call them friends when you don't even know their names?
"Forester-Lambert" şirketlerinin sahibi olanı mı diyorsun?
What do you mean, the CEO of Forester-Lambert?
Kentimizi tehdit etmek için bir ordu getirmeye barışçıl mı diyorsun?
You call bringing an army to threaten our city peaceful?
Hayır, New York'ta arkadaşa ihtiyacım var diye saçmaladığım için böyle diyorsun.
No, this is because I said that stupid thing about having... needing friends in New York.
- Bir anlaşma mı yapmalıyım diyorsun?
Saying I should make a deal now?
Malcolm "planı olan adamım" diyorsun ama benim tek gördüğüm neredeyse kardeşinin ölümüne neden olan bir hırsız.
Malcolm, you say you're "The man with the plan," but all I've seen is a thief that's almost got his sister killed.
- Bana orospu mu diyorsun?
- Are you saying I'm a whore?
Yoksa savaş Noel'e kadar sona mı erecek diyorsun.
Don't tell me... This'll all be over by Christmas.
Yani ben kesinlikle şişmanlamam diyorsun.
No, that's not what I'm talking about.
Falafel mi diyorsun, yoksa farfara mı?
Falafel or fawaffle?
Sen aynı şey değil diyorsun, ben aynı şey diyorum. Şey, Diane, sana bir şey aldım.
You say, "tomato," "to-mah-to," I say, "tomato," "tomato." Oh, hey, Diane, I got you something.
- Buradan mı kaçırıldı diyorsun yani? Bilmiyorum.
You think she was abducted from here?
Yani vampir ayrıcalıkların yükün ve eski hayatımızdan izler yok diyorsun öyle mi?
So no vampire privileges, No baggage, nothing from our old lives whatsoever, huh?
O adama ne gördüğümü söylersem deli olduğumu düşünecek diyorsun değil mi?
If I tell this guy what I saw, he's gonna think I'm crazy, right?
İntihar Takımı'nı diyorsun yani.
You mean, the Suicide Squad.
Yani kısaca, diyorsun ki başardığım onca şeyin aslında bir anlamı yoktu.
So, basically, you're saying that everything I've ever accomplished has been pointless.
Yapma adamım, sen ne diyorsun...
Come on, man, what are you talking...
Yani diyorsun ki henüz bunalıma düşmedim.
So what you're saying, I'm one point shy of depression.
Cidden dört yaşındaki kızımız küfretmeli mi diyorsun?
Okay, you're not seriously arguing that our four-year-old should be swearing?
- Karaborsaya mı başvurdu diyorsun?
- You think he went black market?
Park yüzünden aramayı kesip oraya mı verelim diyorsun? Hayır, öyle demiyorum.
So you want to stop looking and settle because of a playground?
Bir dakika, komşu kasabaya taşınıp adını mı değiştirdi diyorsun?
Tell them they'll be looking for an Alice Kelly. Wait a second. You're telling me that she moved to the next town over and changed her name?
- Yeni ve çarpıcı kokumu diyorsun sanırım.
I believe you're referring to my bold new scent - -
- Ne diyorsun, anlamadım?
- What are you talking about?