Mımm перевод на английский
6,542 параллельный перевод
Kötü şeyler yaptım.
- Mm. - and I've done bad.
Daha mı güçlü?
- Stronger? - Mm.
Yaptım.
Mm. Ahh, got it.
Duygularımı çalışarak, okula giderek Taylor Swift dinleyerek gömebilirim sandım ama sanırım bazıları dışarı sızıyor.
Mm. Ugh, I thought I could bury my feelings in work and school and Taylor swift collages, but I think some feelings are leaking out.
Çok küçük düşünüyorum.
Mm-hmm. Axl : I'm telling ya, I'm thinking too small.
Bu şarkıları bulmak için saatlerce uğraşmıştım.
Mm. I spent hours choosing this music.
Hayatımın geri kalanı için.
For the rest of my life. Mm.
Burada kalmak güzel olmaz mıydı?
- Mm, yeah, wouldn't it be nice to just stay here?
Asıl soru, kupan var mı?
- Mm-hmm. - Question is, do you have a heart?
Evet hayatım.
Mm-hmm.
Yani lokomotiften daha mı hızlısın?
Mm. So you're faster than a locomotive?
Göster bakayım.
- Let me see. - Mm-mm!
Tekrar doldurayım mı?
Mm-hmm. Refill?
Ama önce bana yardım et.
- But first, I need your help. - Mm.
Her zaman bir değişim arardım çünkü dışarıda her zaman daha büyüğü, daha iyisi vardı. Mm.
I'm always looking to the horizon,'cause I figure there's something bigger and better out there.
Yeni yazılım birimini denetleyecektim.
Mm-hmm. That I'd be supervising a new software unit.
Bugün şanslı günündesin çünkü bu beklenmeyen hoş karşılamanın sonucu olarak sana da bir dilim vereceğim.
Mm. And today is your lucky day, because as a result of this unexpected, pleasant little pick-me-up at the airport, I'm gonna cut you in on a slice.
Arama emirlerini, gözetim zincirlerini anlatırım.
I can talk search warrants. Mm-hmm... Chain of custody.
Neden protesto yaptığımız yerde birini öldürteyim acaba?
Mm-hmm. And why would I have someone assassinated at the very place we're protesting?
Ben de bunu ilk kez duyuyorum.
Mm-hmm. Though this is the first I'm hearing of it.
Şu anda nasıl konuştuğunun farkında mısın?
Mm. Do you know what you sound like right now?
Ben sadece anı yakalamıştım.
Mm. And I just... got caught up in the moment.
Tanrım, onu özlüyorum.
- God, I miss him. - Mm.
Bilseydim her şeyin ilacı birkaç kırık kemik yıllar önce, Jake'i beysbol sopasıyla patates eder bırakırdım ya!
Had I known all it'd take was a few broken bones, I would've hit him with a baseball bat years ago! Mm-mm.
Baş başa kaldığımıza göre sana söylemek istediğim bir şey var sana söy-me-dim istediğim.
Mm. Hey, now that it's just us, there's a thing I wanted to... to say a-da-za you.
Hayır, konuşmayacağım.
Mm, no I'm not.
Eğer takılırlarsa tanırım.
Mm-hmm. If they stick around, I do.
- Neyse, bırakayım da sen içeceğini bitir.
Mm. Anyway, I'll let you finish that drink. Oh...
Polis seni dinleyebilir çünkü polisi arayacağım.
Mm. Well, the police can listen to you, cos I'm going to call them.
Gerçekten seninle konuşmalıyım.
~ Mm? ~ I really need to speak to you.
- Dişlerini fırçalar mısın lütfen?
- Mm-hmm. - Can you brush your teeth, please?
Koltuklarım kabardı.
- Mm-hmm. - I'm flattered.
İçeride bakayım, tüm mücevherlerin orada olup olmadığını görmek için.
Mm-hmm. Look, I know you think Molly is awesome, but you need to consider the possibility
- Nasıl tanıştınız bakalım?
- Mm-hmm. So how did you guys meet?
Christie'yi kızımmış gibi bağrıma bastım. Ve babanı da bu evliliği kabul etmesi için ikna ettim.
I embraced Christie as my hanya tavo and convinced your father to accept the marriage.
- Daldım mı gene?
- I went away? - Mm-hmm.
Viktor, bak, üzgünüm.
Mm-hmm. Viktor, look, I'm sorry.
- Sanırım patates püresiyle yetineceğim.
Mm! Think I'll stick with the mashed potatoes.
- Tabii ya.
Mm, I'm sure.
Aslında, Dr.Tyler'ın kontrollerini bitirecek birini bulabileceğimizden eminim.
Mm. You know, actually, I'm sure that we can find someone who can cover Dr. Tyler's rounds for her.
Bir keresinde Peru'dan Hint domuzu ithal eden bir adamla tanışmıştım.
- Mm. I once met a man who spent his time importing guinea pigs from Peru.
Benim hıza ihtiyacım var.
I've got a need for speed. Mm.
Yok, Tıp Fakültesinden eski bir arkadaşımla buluşacağım.
Mm, no, just meeting an old friend from medical school.
Çok pardon.
Mm. I'm sorry.
Ben duşa gireceğim.
I'm gonna get in the shower... Mm.
Her şey yolunda mı?
Mm, everything all right?
Yardım ediyorum zaten.
I'm helping. Mm-hmm.
Üç boyutlu yazıcısı mı var?
He has a 3-D printer? Mm.
Buraya lise münazara takımıyla geldiğini sanmıyorum.
Mm. I doubt she's here with the debate team.
Yok hayır, baş ağrısı yaptılar, ben de attım gitti.
Mm-hmm, no, they gave me a huge headache, so I threw'em out.
Arkadaşım...
Mm.