Mıydi перевод на английский
236 параллельный перевод
- O da haham mıydi, sana öğretir miydi?
- I understand he was a scholar, too?
Annem çocukken iyi büyü yapar mıydi?
Was Mama good at spells as a girl?
İngiltere'de genç bir Polonyalı pilot vardı, adı sanırım Sobinski'ydi.
There's a young Polish flier in England, I think his name is Sobinski.
Ulaşamadığımız tek kişi Bettini'ydi.
Bettini's was the only warrant we failed to serve.
Karımın boyu 1,50'ydi, biliyor musun?
Did you know my wife was four feet 11 inches?
Dün gece 2 : 00'ydi.
Last night it was 2 : 00 a. m.
- Adı, Carlo Caselini'ydi sanırım. Tamam, hatırladım!
From Aldo Caselini or something.
Size yardım eden kişi Bayan Kuni'ydi.
The one who helped you was Okuni.
Arayan Michal Podgorski'ydi, mimar yardımcım.
It was Michal Podgorski, my assistant on architecture.
Sanırım adı Shokichi'ydi.
I think his name was Shokichi.
Auvergne'de savaştığımız Almanların hepsi Nazi'ydi.
Probably, but we didn't see it.
Sanırım bu Harry'ydi.
I think it was Harry.
Sanırım Theodore Rimspoke'ydi.
Theodore Rimspoke, I think it was.
2.50'ydi ama hayal kırıklığına uğradığımı görünce bir daha artırdı.
It was $ 2.50 right, but he raised the raise when he found out I wasn't so disappointed.
Bak ne diyeceğim sanırım bizi yanılttın Sally, Sally'ydi değil mi?
I'm gonna tell you something. I feel you have misled us, Sally. Sally, right?
O antika bir Moustiers'ydi, aile yadigârım! Hem de çok değerliydi.
This is an old family moustier, Choucas.
Arkadaşım Betty'ydi.
That was my friend Betty.
O zamanlar tanıdığım genç bir çocuk. Adı Michael Furie'ydi.
It was a young boy I used to know, named Michael Furey.
evet o birşey Eli'ydi sanırım senin 50'yle giden bir Mustang'in üzerine atlayamayacağına bahse girmişti
I'm not gonna come out a winner tonight, but at least you can.
Resmi olarak branşım İngilizce'ydi, ama aslında ilgilendiğim şey 60'lardı.
Officially my major was English, but really it was the'60s.
Benim hayatım boyunca sahip olduklarımdan en sevdiğim köpeğim, Tippie'ydi.
Now, my favorite dog that I ever had in my whole lifetime was Tippie.
Ben ve ortağım. Adı Windom Earle'ydi.
My partner and I. Windom Earle was his name.
Sahte adımız, "Enformasyon Politikası Birimi" ydi.
Our cover name was "Information Policy Unit".
Sanırım Edie'ydi, değil mi?
- I think it was Edie, wasn't it?
İlk durağımız İngiltere'ydi. Londra'yı ziyaret ettik ve babamın üniversiteyi okuduğu Oxford'a gittik.
Our first stop was England where we visited London and then went on to Oxford where my father had gone to university.
Aşık olduğum tek kadın sevgili kızım Sophie'ydi.
- That's horrible. The only woman I've ever been in love with is Sophie, basically, my darling daughter.
'Sanırım Nietzsche'ydi.'
"I think it was Nietzsche."
Öyküde Tristan'ın hanımının adı İsolde'ydi.
In the story, Tristan's lady was Isolde.
Hayır çok üzgünüm, doğru yanıt, Marty'ydi.
No, I'm sorry. The answer is Marty.
- New York Restoran Rehberi'ydi. - Aman Allahım.
- It was the Restaurant Guidebook of New York.
Sanırım Garibaldi'ydi.
I think it was Garibaldi.
Tasarımı, Malibu Stacy'ydi
The design? Malibu Stacy.
Aslında sıkıntını azaltmaya çalışıyorum geçtiğin Johnny Roselli ydi.
Actually, I'm trying to spare you an embarrassment. That was Johnny Roselli you just passed.
Benim yemeğin adı da "Buda Seddi" ydi. Ne tesadüf!
Well, I'm making the dish "Buddha Jumping Wall".
Küçük bir çocukken benim de tavşanım vardı. Adı Keesie'ydi.
I used to have a rabbit as a little boy called Keasey.
18'e yaptığım bunker vuruşu nasıldı? O da demir 7'ydi galiba.
What about that bunker shot on 18 which to my recollection was a 7-iron.
- Kesinlikle F-2'ydi. - Yine Fransız kaldım.
I'm lost again.
Zam mı yaptın? Hep 2,50'ydi dostum. Ruhsat sahibi herkes tehlike anında silahını kullanıp kullanmayacağını ikinci bir kez düşünmeli.
[TV REPORTER] What that means is that every armed licensee faced with danger must make a split second judgment call.
- Senin atın 21, benim atım 12'ydi.
- Your horse was 21, mine was 12.
Ama takım elbisem Armani'ydi.
I was wearing an Armani suit and...
Aslında... Saat 7'ydi.
Actually... it was 7 p.m. her time.
O benim arkadaşım, Gabbie'ydi.
That's my friend Gaby.
Benim tek mukayese imkanım, Stalin'in idaresindeki Sovyetler Birliği'ydi.
" For me, my only comparison was always the Soviet Union under Stalin.
Saat sabaha karşı 03 : 32'ydi.
It was 3 : 32 a.m.
Ross'un bedeninden çıkan kurşunlar 9 mm'ydi, operasyon takımının tüfeklerindeki gibi çifte kurşunu değil.
And the bullets in Ross'body were 9 mm's, not double-oughts, which were in the SORT rifles.
O başka bir Berenoc Ailesi'ydi sanırım.
That was another Buranov family.
En iyi arkadaşım Katie'ydi.
But Katie had been my best friend.
Atari'ydi ve ben 8 yaşındaydım.
It was Atari, and I was 8 years old.
İşittiğimi anımsadığım sesler muhtemelen aslında reggae'ydi.
The sounds that I remember hearing... Was probably reggae, really.
Koridorda yürüyordum ve garip sesler duydum. Fısıltılardı, Latince'ydi sanırım.
So I was walking down the aisle, and I heard strange voices, whispers, sounded like Latin.
Ama seni terk eden Daphne'ydi.
That's right. That's why I'm suing her for breach of contract.