Nacizane перевод на английский
392 параллельный перевод
Nacizane yüreğin ağrıyor mu?
Is your large pectoral aching?
Nacizane yemeğimize konuk olursanız onur duyarız.
We shall be honored if you will share our humble meal.
Bağışlayıcı yüce tanrımız vermiş olduğun bütün güzellik ve iyilikler için senin aciz kulların olan bizler en içten ve nacizane şükranlarımızı sunuyoruz. Özellikle de, bağışlayıcılığın sayesinde sana dua etmek üzere burada toplanabilmiş olan bu kullarına vermiş olduğun nimetler için.
Almighty God, father of all mercies... we, thine unworthy servants, do give thee most humble and hearty thanks... for all thy goodness and loving kindness to us and to all men... particularly to those who desire now... to offer up their praises and thanksgivings... for thy late services vouchsafed unto them.
bizde nacizane, yapıyoruz birşeyler
That's nothing I just did
"Naçizane fikrime göre, Efendim, beyefendi, " Dr. Mabuse'nin tedavisinden hemen sonra hayli kötüleşti. "
"In my humble opinion, Sir, the master grew really bad only after Dr. Mabuse treated him."
- Şey, naçizane maaşımla...
- Well, with my modest salary -
Naçizane kaleme hoş geldiniz.
Welcome to my poor fortress.
Naçizane! Naçizane!
Humble, humble!
Naçizane!
Humble!
Naçizane, naçizane!
Humble, humble!
Naçizane!
Humble, humble!
Saygılarını ve bayan Davis'in de bulunmasını istediği naçizane yemek teklifini üçüncü kez yolluyor.
Sends his compliments and humbly requests the honourable presence of Miss Megan Davis for dinner for the third time.
Benim gibi bir naçizane İngiliz'in hiç bir önemi yok seni ne kadar burada tutarsam benim minik kuşumun şansı o kadar artar.
I don't care an English tuppence for myself and I know that the longer I keep you here the greater hope there is for my Ladybird.
Son dinlenme yerleri... çok sevdikleri denizin dibi olan bu adamlara... naçizane saygılarımızı sunarken... bu çelenkleri ve çiçekleri... onları alıp götüren sulara bırakıyoruz.
So to those of these men whose last resting place is beneath the sea they loved we pay our humble tribute as we cast these wreaths and flowers upon the waters of their outgoing tide.
Tebrikler Çavuş. Naçizane dilimizi çok iyi biliyorsunuz.
Congratulations, Sergeant... on your knowledge of our humble language.
Naçizane çadırıma hoş geldiniz.
Welcome to my humble tepee.
Hakkınızı hiçbir şekilde ödeyemem ama annemle sana naçizane ufacık bir hediye.
Nothing I can do could ever repay the debt but here's a little present for you and Mother.
Naçizane özürlerimi sunuyor ve hiçbir şekilde hoş karşılamayacağınız bir şeyi sizlere sunduğum için affınızı rica ediyorum.
I do humbly apologize and ask forgiveness for having presented anything of which you couldn't possibly approve.
Ve asistanlarıyla da bunu hep sürdürdüm naçizane konumumu anladıkları sürece elbet.
And I've always gotten on with his assistants... providing, of course, they understand my humble position.
Çok geç değilse, size naçizane müdür görevini teklif ediyorum.
If it is not too late, I humbly offer you the position of manager.
Naçizane fikrimce, sizin için kıymeti varsa tabi o küçük hanım o telgrafı tek bir sebeple göndermiştir -... beni mümkün olduğunca kötü bir şekilde'hafallatmak'için.
And if my humble opinion is of any value to you... the little lady may have sent that wire for just that reason. - To embrangle me as badly as she could.
Naçizane özürlerimle.
My humble apologies.
Ve naçizane özürlerimi kabul buyurun.
And I humbly apologize.
Naçizane görüşüme göre doğal bir oyuncu.
In my less than humble opinion, he's a natural.
Şükranlarımın naçizane bir göstergesi, efendim.
This is a humble token of my gratitude, sir.
Ancak, siz saygıdeğer lordlarım, bir tarih söylerseniz, ben de Dük adına naçizane görüşümü belirtirim.
But you, my noble lords, may name the time. And in the duke's behalf I'll give my voice... which I presume he'll take in gentle part.
Hey, Bart, önce Kimbrough'un canını parayla kurtarıp sonra da onu kızıyla evlendirmek isteyen bu naçizane babadan hoşlanıyor musun?
Hey, Bart, how do you like this father offering money to save Kimbrough's skin, so his daughter can marry up with him?
Naçizane sana yalvarıyorum, vakti geldiğinde ona merhamet edip kutsal huzuruna kabul et.
I humbly implore thee when his time comes, to be merciful... and receive him into thy holy presence.
Naçizane ben.
Little old me.
Bu yüzden size naçizane yalvarıyorum... bu adamlara acıyın.
Therefore I humbly beg you... show mercy to these men.
O yüzden, naçizane affınıza sığınarak beni mutlu aile tablonuza dahil etmenizi ve yalnız başına içmenin korkunç kaderinden kurtarmanızı rica ediyorum.
So I humbly beg your pardon and ask the favor of your allowing me to join your little family circle, to save me from the horrible fate of drinking in solitary confinement.
Naçizane özür diliyorum.
I humbly apologize.
Naçizane teşekkür ederim, ekselansları ancak... söylemek zorundayım ki yaptığınız iyiliğin karşılığını ülkeme karşı düşmanca bir fiil yaparak ödeyecek değilim.
I humbly thank you, Your Majesty, but I'm bound to tell you that I cannot buy your favor with any act hostile to my country.
Efendim bu adamın vaazlarının insanları kışkırtma ihtimaline ilişkin naçizane görüşüm tam anlaşıImadı.
I humbly suggest Your Majesty has not grasped the inflammatory possibilities of this man's preaching.
Bu naçizane körün neden senden korktuğunu ve dostça davranmadığını açıklıyor.
That is why the blind fear you and will not befriend you.
Bence naçizane yeteneklerim...
My own knowledge of my poor abilities...
O halde neden Majesteleri naçizane onayıma gerek duyuyorlar?
Then, why does Your Grace need my poor support?
Naçizane hizmetlerimi teklif ediyorum size.
I offer you my humble services.
Naçizane görüşüm, dedektif Madigan ve Bonaro saçma sapan davranıp işi rezil ettiler.
In my humble opinion, Detectives Madigan and Bonaro were acting like hicks in a cathouse, and they were taken.
Naçizane fikrimce bundan hepimizin alacağı dersler var.
Yowsah, the derby. And, if I may be permitted to share a thought with you, there's a lesson for all of us in this, ladies and gents
Ona naçizane Somon Beurre Brigette adını verdim.
I humbly christen it Salmon Beurre Brigette.
İblis gaddar elini buradan çektiği için naçizane dualarımızı kabul et, tanrım.
Get together with destiny your sisters and your brothers.
Çatal konusunda naçizane, samimi derinden özürlerimi kabul edin.
I want to apologize humbly, deeply and sincerely... about the fork.
Biz konuklar arasına girip, naçizane ev sahipliği görevimizi yapacağız.
Ourself will mingle with society and play the humble host.
Naçizane bir düello onuru istiyorum.
I humbly request the honor of a duel.
Bay Pither, belki sizin tavsiyenizle Coronworl'da çok naçizane bir tombala kulübüne katılabiliriz.
Now, mr. pither Perhaps you could put in a good word for us So we can join a velly smart bingo club in coronworl.
" Böylece kendi suretinden yarattığın bu naçizane kulun...
"... so he may no longer hold captive this person...
Bugün bu dünyadan göç edecek olan... Kulun Neil Howie'nin ruhu için sana naçizane yalvarıyorum.
I humbly entreat you for the soul of this, thy servant, Neil Howie... who will today depart from this world.
Naçizane bir öneri de benden. Bay Douglas da sürekli gözlem peşinde.
May I humbly suggest that Mr. Edward Douglas also bears watching?
Bu kez bir jetle ya da transatlantikle değil hayal gücünüzü kullanarak ve naçizane çabalarımızla kendimizi, 9,000 mil uzakta Seine nehri kıyısındaki bu şehre götürelim.
Let's not take a jet or an ocean liner. But using your imaginations... and with our humble efforts on stage here... let's transport ourselves... to that city on the Seine 9,000 miles away.
Sevgili konuklar, burada, Tanrı'nın bu naçizane evinde sizi kutsal evlilik bağı ile birleştirmek üzere toplandık.
Dearly beloved, we are gathered here in a small, humble house of God to join you both in holy matrimony.