Naga перевод на английский
1,946 параллельный перевод
Daha önce Naga Jolokia'yı gördün mü, Thomas?
You ever seen a Naga Jolokia before, Thomas?
Hindistan'dayken bir keresinde Naga Jolokia, bilinen adıyla Kral Kobra kırmızı biberi denemiştim.
I hypothesize a Naga Jolokia from India, otherwise known as the King Cobra chili.
Dul bu gece tapınağa gidecekmiş.
It's tonight. The widows going to the temple.
Tapınağa gidenler Buda'yı görmeye gider tapınak rahiplerini değil.
One visits the temple to meet Buddha not the temple monks.
Beton bir sığınağa güzel diyorsan öyledir.
If you want to live in a concrete bunker, eh?
Geceleyin o ve karısı Evreux'daki sığınağa çekildiler.
He and is wife have moved to their refuge in Evreux.
Gece yarısı sığınağa gireriz.
At midnight we'll go to the shelter.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama ben barınağa girmeye çalışıyordum da...
- And I just wonder...
Eric, tapınağa doğru.
- Eric, through the sanctuary.
Neden Kitty'nin malzemelerini alıp barınağa bırakmıyorum?
Why don't I take kitty's things down to the shelter, save you the trip down? No, no.
Dua etmek için tapınağa da uğra!
Stop by a temple for blessings.
Kısa bir süre önce kaderimizdeki tapınağa gitmişiz ve ben de dirseğimi çarpmışım çünkü sen beni öpecekmişsin ve ben daha iyi hissedecekmişim Senin o güzel elini tutmuşum, ve böylece bütün ağrılarım birden gitmiş.
Why just a short moment ago I took a fated tumble and scraped my elbow. Which then lead to the fated fact, that you would kiss it and make it better. And also fate would have you stroke me with that beautiful hand of yours.
Mansaku, sen tapınağa git.
Mansaku, go make arrangements with the temple.
Sığınağa gitmek için 90 saniyemiz var.
We've got 90 seconds to get to the bunker.
Aslına bakarsanız, uzmanlar mağara girişinin yakınlarında bulunan kalıntıların bir tapınağa ait olduğunu belirlemişlerdir.
In fact experts determined that the ruins found near the cave entrance were the remains of a temple.
Bu yüzden Atina antik Yunan'ın en önde gelen şehri olarak, kendi görkemine yakışacak derecede büyüklükte bir tapınağa sahip olmak istemiş ve böylece Parthenon yaratılmıştır.
So Athens being the most prominent city in ancient Greece, wanted to have also a temple that befitted its magnificence, and so they created the Parthenon.
Üstad Ropal onun Tapınağa bir gün gideceğini söylerken bunun kısa sürede olacağını belirtmemişti.
Master Ropal said the day would come for him to go to the Temple, but not for some time.
Tapınağa girmeniz için gerekli olanları da size sağlarım.
I will also provide you with the means to get inside the temple.
Girecek davetsiz misafirler bu tapınağa.
Intruders there will be in this temple.
- Ve sekize kadar barınağa dönmezsem...
- And if I'm not back at the shelter by 8...
CO19'a sığınağa saldırma emrini şahsen verdiğimi sana bildirmek için nezaketen arıyorum.
I'm calling as a courtesy to inform you I have ordered CO19 to storm it.
- Barınağa gitmeye ne dersin?
- What about a shelter?
- Barınağa falan gitmeyeceğim.
- I ain't going to no shelter.
Tapınağa doğru gidiyor.
Headed directly for the Progate Temple.
Birazdan tapınağa ulaşırız.
We'll reach the temple soon.
Tapınağa girdiğinden emin misiniz?
Are you sure he went into the temple?
Her tapınağa, her eve ve her tarafa...
To every Temple, house, and cave...
Tapınağa para vererek sanki ölen birini mi kurtaracak?
Will giving money to the temple - save a dying person or what? - What did you say?
Sonra da yeni sığınağa geçin.
Then change your hideout
Sizi hemen sığınağa götürmeliyiz.
We need to get you to the bunker as quickly as possible.
Ben de herkesi buraya getirdim tapınağa.
I led us here... to sanctuary.
Kapı dayanacak! Mültecileri tapınağa götürün.
You will lead the refugees into the chapel.
Biraz kilo almış olan Keşiş Yengeci'nin, daha büyük bir barınağa ihtiyacı var.
A hermit crab who has put on a little weight... needs more spacious accommodations.
Beyaz bayrağı sallayıp sığınağa gitme vakti.
Time to wave the white flag and head for the bunker.
Onu öylece barınağa bırakıp atamam. Aa, Bu daha iyi.
We can't just throw him in the pound.
Standish tapınağa girerken, bunu yağmurla mı karıştırdı?
Did Standish mistake it for rain as he entered the temple?
Babam evi savaş varmış gibi sığınağa çevirmişti.
Dad has built our house into a bunker.
Onun için yapabileceğim fazla bir şey olduğunu düşünmedim, bu nedenle onu özürlüler için barınağa bıraktım.
I didn't think there was much I couId do for him so I put him in a home for the retarded.
O halde tapınağa gidip kendim bulayım.
Then I'll go to the Monastery to find him.
Beni tapınağa gitmekten vazgeçirmek için.
To dissuade me from going to the Monastery.
Sana tapınağa gitmemeni emrediyorum.
I order you not to investigate the Monastery!
Şimdi tapınağa girince sanki geyikmişsin gibi konuştun.
When I entered the Monastery just now, You spoke for the deer with ventriloquism.
Domuz Wang'ı bulacağımı ve tapınağa gideceğimi öğrenerek tuzakları önceden hazırlamayı başardın.
Be it to Donkey Wang or to the Monastery, you managed to set up ambushes beforehand.
Bu yıl barınağa yardım giysileri ne zaman gelecek?
When is the shelter clothing drive this year?
John barınağa geldi ve istediğim şeyi bana vereceğini söyledi.
John came by the shelter and he said he'd give me what I asked for.
Şu an sen nükleer yakıt harcıyan bir barınağa giriyorsun...
You are now entering a repository with spent nuclear fuel...
Her köşeye, her sokak köşesine, her otele, her gazinoya bakılmasını istiyorum. Her arka sokağa, her sığınağa bulabileceğiniz her yere, hadi!
I want you to go to every street corner, every hotel, every casino every back street, every nook and cranny until you find him.
Kızı için ellerini kullanırsan,... insanlara yardım etmek için kurulacak barınağa büyük bir bağış yaparak gerçekten en büyük katkıyı sağlayabilecek biri var.
There is a major contributor here who is offering to make a huge donation to this shelter to help people... Really help people... If you lay hands on his daughter.
Veya hiç bir barınağa bağışta bulundun mu?
Have you ever given to a welfare fund?
Bir kelime daha edersen seni bu sığınağa hayatının sonuna kadar kilitlerim. Anladın mı?
One more word and I'll lock you up in this bunker for life, understand?
Bodrumdaki sığınağa girin. Petya!
Take shelter in the basement.