Names перевод на английский
17,378 параллельный перевод
Sizin adınız ne?
I'm Chantal. What's your names?
İsimler fenaymış gerçi.
Those are some dope names, though.
Ondan komplocuların adını, aklını karıştıran herkesin ismini iste.
And ask him the names of all of his conspirators, everyone who intrigued with him?
Bu toprak altında yatan insanlarım yüzünden yağmur yüzlerini ıslattığı için ve rüzgâr isimlerini bize kadar taşıdığı için mübarek.
Blessed is this earth'cause my people lie beneath it. Blessed is the rain because it moistens their faces. Blessed is the wind because it carries their names back to us.
Herkese yetecek kadar isim var.
Plenty of names to go around.
Ama ismi olmayan numaraları taratırım.
But I'll run the numbers that don't have names.
Evet, nişan partisiyle ilgili başımın etini yiyorlar ve davet etmek istediğin kişilerin isimlerini bekliyorlar.
Yeah, they're all over me about this engagement party, and they're expecting names of people that you want to invite.
Onların adlarını öğrenmeye hiç zahmet etmemiştim.
I never did bother to learn their names.
Eski kız arkadaşlarının hepsinin isimlerini hatırlıyorum...
I remember the names of all your ex-girlfriends.
Bir erkek çocuğuna genellikle tek başına isim verir ama benim kendime has yöntemim var.
The man usually names the child alone. But I have my own way.
İsimleri eski yöntemle bulmaya çalışmak işimizi hızlandırmayacak.
Tracking names down the good, old-fashioned way won't speed this up.
Listedeki isimlerden biri Malik'in eski nişanlısıymış.
One of the names on the list is supposedly Malik's ex-fiancée.
İsim vermezsen canını daha çok yakarım.
Names, or you will hurt some more.
Yok, normalde isim hafızam iyidir.
No, I'm good with names normally.
isim listesi Hitler'in mirasını gösteriyor.
that's the list of names, and it shows Hitler's legacy.
Karım onlara isim koydu.
My wife Micheline gives them names.
İsimleri henüz açıklanmadı.
Their names have yet to be released.
Evet, ama bu isimdeki herhangi biri olabilir.
Yeah, but she could be any one with these names.
Bu isimler, babalarımız, annelerimizdiler.
These names... these were fathers, mothers.
Bu isimler sevdiğimiz kişilerin isimleriydi.
These are the names of the people we loved.
İsminiz var mı sizin?
You have names?
Bir daha onlar hakkında konuşma.
Never speak their names again.
O dediğin çok fazla bir şey ifade etmeyecek o çocukların isimleri çıkar çıkmaz.
That's not gonna count for much when the names of these boys start rolling in.
İsimlerini biliyor musun?
Do you know their names?
Ölüm Defterleri'ne yalnızca gerçek isimler yazılabilir.
Only real names can be used in a Death Note.
İsimlerimiz de bayağı sıradanmış.
Our names are so ordinary.
Bende bazı isimler biliyorum.
I know some names too.
Bu insanların isimlerini öğrendin mi?
Did you ever get the names of any of these people?
Kimse öğrenmedi.
No-one ever got any names.
Her hangi bir detay hatırlıyor musun? Adres kişi ya da sizi götüren kişilerin isimleri?
Do you recall any details in terms of names, addresses, or the people who drove you to and from these parties?
O yüzden Nash bize isim veremedi.
Hence Nash wasn't able to give us any names.
Başka isimlerden bahsetti mi?
Did he ever mention any other names?
Belge 27, 19 Eylül 1998'de gerçekleşmiş bir profesyonel mahkemenin deşifre metni. O mahkemede Oliver Stephens Lloyd, Sands View'daki istismarcıların adlarının listesini ibraz ettiğini tescil etmiştir.
Document 27 is a transcript of a professional tribunal which took place on the 19th of September 1998, in which Oliver Stephens-Lloyd recorded he had submitted a list of names of abusers at Sands View.
Tanığımızdan öğrendiğimiz isimleri delillerle doğruluyoruz.
Corroborating the names we've already heard from our witness.
Ve DP Morton, isimlerle ilgili nazlı olmayalım, bana getirdiğinde de minnettar olmuştum.
And I was very grateful when DC Morton - - and let's not be coy about names - - returned it to me.
Bize tüm o insanların hayatlarını mahveden tüm isimleri ver!
Give us the names of all the people that have ruined all these people's lives!
Stephens-Lloyd size Sands View'daki istismarcıların listesini sunacağını iddia etti.
Stephens-Lloyd claimed to have furnished you with a list of names of abusers at Sands View.
Sanırım hepimiz isimler konusunda umutsuz vaka olduğumu biliyoruz.
Well, I think we all know by now that I'm hopeless with names.
İsminizin birleşimi Flaurel, çok romantik resmen.
Your names combine to make Flaurel, which is kind of perfectly romantic.
İsimlerin olduğu bir listesi var.
He's got a list with names on it.
Bize isimleri verir, beladan uzak durursan on senede çıkarsın.
You give names, you keep your nose clean... you will be out in ten.
İsimlerimiz kafiyeli bu büyük bir şey.
Our names rhyme, and that's a big one.
İsimler, telefon numaraları, e-postalar.
Names, phone numbers, emails.
Bizim sahip olduğumuz isimlerin 50 katı.
It's 50 times the names that we have.
Herkes bu isimleri destekleyebilir.
Everybody can get behind those names.
Miller ailesi teker teker isimlerini ve saati söylesin. Bunu yapınca bağlanacaksınız.
Have all three Millers say their names and state the time and that will connect you.
Hayır, konuşmayı Vali yapacak. İsimlerini kullansın mı kullanmasın mı?
No, the governor will do the talking, so should he use their names or not?
- O zaman telefonda isimlerini kullanma.
Then don't use their names in the call.
Vali isimlerini kullandı.
Well, the governor used the first names.
Bütün dosyalar isimlerle kaydedilmiş.
It's all names on individual files.
Bildiğin isimler, tarihler, yerler var.
You know names, dates, places.