Namussuz перевод на английский
862 параллельный перевод
Namussuz yüzünden göl gibi oldu her yer.
Bitch of a mountain. Wolf Creek Pass?
Namussuz.
What a racket.
Onlar gözümde birer aptal hatta namussuz insanlar.
I consider them to be idiots... and almost dishonest people.
Radyomuza ne namussuz oldugunuzu anlatir misiniz?
Mind telling the radio audience what a heel you are?
Beni burada bırakamazsın seni namussuz!
You can't leave me here, you blighter!
Namussuz herifin seni dolaba getirip kendi yerine hapse attırdığını biliyorum.
I've heard from the blighter what left you to swing instead of him.
Namussuz denizin dibinde yatıyor parlayan bir uskumrudan daha ölü balıklara yem oluyor.
The blight is in Davey Jones'locker and feeding the fishes he is, deader than a blinking mackerel.
Şantaj sabıkası olan ünlü bir namussuz. İnsanlara şantaj yaptığı için emniyetten atılmış.
That's why he was thrown off the force, for shaking people down.
O adi, düzenbaz, bencil, namussuz, gaddar...
He's contemptible, dishonest, selfish, deceitful, vicious.
... değersiz, namussuz, kötü, çürümüş... pislik, aşağılık, alçak, rezil, iğrenç, aşağılık...
... worthless, corrupt, mean, rotten... dirty, contemptible, little, petty, gruesome, contemptible...
Herkes bencil ve namussuz.
Everyone is selfish and dishonest.
Bu kafilede seyahat eden oldukça namussuz tipler var.
There's some mighty unsavory characters traveling with this wagon train.
Rezil, namussuz, ahlaksız!
Rotten, corrupted, decadent!
Namussuz.
You bastard.
Birkaç namussuz beni öldürmek istedi.
Some bastards wanted to kill me.
Zorba, namussuz!
Bruto, bastard!
Sen namussuz yalancının tekisin!
You dirty lying rogue!
Şaka mı ediyorsun, böyle namussuz bir sıçana mı?
Are you kidding, a chiselling rat like that?
Namussuz herif, soysuz köpek.
Chicken soup, veal chops.
Olamaz, seni işe yaramaz, namussuz hırsız!
Why, you no-account, thieving'rascal!
Namussuz şey.
Why, the old rogue.
Seni namussuz, küçük hırsız!
Why, you thieving', little wretch!
İyi ki, bir sonraki kent yönetimi tam anlamıyla namussuz bir yönetimdi, ve onun talebini kabul etti.
Fortunately, the next city administration was a thoroughly dishonest one, and it granted him his request.
"Kendimi namussuz hissederim" diyor.
"I'd feel dishonest," he says.
Düşün bir kere, namussuz hissedermiş.
Imagine, dishonest.
Saati 1,80 $ bir namussuz Cadillac'ın vitesini değiştirmediği için.
$ 1.80 an hour, so some fink driving a Cadillac could it drive around without having to shift gears.
Seni namussuz!
You shithead.
Seni namussuz şey.
Go in, you blighter.
Böylece beni, namussuz veya kadirbilmez biri olarak hatırlamayacaktın.
So you wouldn't remember me as... not being honest or grateful.
Bunu namussuz kuyumcu yapmış olmalı...
That crooked jeweller must have...
Savaşı kazandınız ha, namussuz?
So you won the war, you louse.
- Seni namussuz!
- You rascals!
En adi, rezil, aşağılık, namussuz- -
Of all the mean... rotten... contemptible, crooked -
Namussuz ha?
Crooked?
Namussuz olmadığımı anladığında sevineceğini görmeliydim.
I should think you'd be glad to find out I'm not crooked.
Namussuz bir dünyada bu kadar namuslu olmak, rüzgara karşı tavuk yolmaya benzer.
To be too honest in a dishonest world is like plucking a chicken against the wind.
- Gidip bulalım şu namussuz karıyı.
- Let's go and find the wicked girl.
Kalk ve o namussuz arkadaşlarının peşinden git!
Get out and follow them rascally friends of yours!
Namussuz korkak!
Unscrupulous coward!
Seni namussuz kadın!
You bitch!
Buraya gel, seni namussuz kadın!
Get down here, you bitch!
Namussuz herif.
What a bastard.
Kör olası namussuz!
Damned bastard!
Hayır, ben namuslu diilim... ve namussuz olmaya da devam edicem.
No, I'm undeservin'and I mean to go on bein'undeserving'.
Ona, ispiyoncu, dolandırıcı, namussuz hayta diyen dostlar.
There was people calling him a fink, a chiseler, a crooked hood.
Gir içeri, namussuz herif!
Come inside, you rascal.
Ne cehenneme gittiğini sanıyorsun namussuz herif?
What the hell do you think you're doing? Cornuti!
Seni pis işlerini yaptırmak için onun yollamadığını nerden bilelim? Namussuz pis çözümlerini ne zaman önereceksin?
( Posh accent ) How do we know you're not sent by him to nick the ring, when you've lulled us with your filthy ways?
Bu namussuz deli sizi öldürmeye çalıştı.
That crazy rascal tried to kill you.
Namussuz!
Bastard!
Koca namussuz.
Big crook.