Naveed перевод на английский
72 параллельный перевод
Yakov ve Naveed tutuklandılar.
Yakov and Naveed were arrested.
Çocuğu mahvetmeye mi çalışıyorsun sen?
Me? He keeps asking me about you and Naveed.
Bana sen ve Naveed'le ilgili bir şeyler sorup duruyor. - Tabii, kesin öyledir.
Aw, like hell.
Naveed'i tanımayan yoktur.
Everybody knows Naveed.
Sence bu işin arkasında Naveed olabilir mi?
Do you think Naveed could be behind this?
- Naveed.
- Naveed.
- Naveed...
- Naveed...
Naveed, lütfen...
Naveed, please...
Gareth'in arkdaşı Naveed hakkında ve gerekçesini gözümüze sokmada neden bu kadar hırslı olduğu hakkında araştırma yaparak.
By finding out about Gareth's boyfriend, Naveed, and why he's so anxious to advertise his alibi.
Bana Naveed'den bahsedebilir misin?
Can you tell me about Naveed?
Naveed hiç Keaton hakkında konuştu mu?
Did Naveed ever talk about Keaton?
Naveed kendi hakkında konuşur.
Naveed talks about Naveed.
Naveed'in eski zengin sevgilisi.
Naveed's ex-sugar daddy.
Naveed onla yaşadı mı?
And did Naveed live with him?
O zaman eski sevgiliyle konuş.
So, talk to the sugar daddy. Find out what he knows about Naveed
Peki, bana Naveed hakkında ne anlatabilirsin?
So, what can you tell me about Naveed?
Naveed bir kabustu seks dışında tabii.
Aw, Naveed was a nightmare, except for the sex.
Naveed bir katil.
Naveed is a killer.
- Neden Naveed'in yaptığını düşünmüyorsun?
W-why don't you think it's Naveed?
Naveed olduğunu düşündüğünü sanmıştım.
I thought you thought it was him.
Naveed bir çocuğu kaçırmak için birini mi tutuyor? Sadece kıskandığı için?
Naveed hires someone to kill a kid because he's jealous?
Naveed'di.
It was Naveed.
Naveed.
Naveed.
Çocuğu Naveed kaçırmadı.
It wasn't Naveed.
Artık parasını Naveed için çarçur etmeyecek.
He won't be spending his money on Naveed anymore.
Naveed tutuklandı.
He was arrested.
Naveed, fare yutmuş gibi duruyorsun.
Naveed, you look like you just swallowed a rat.
Naveed.
Naveed?
Savaştayız Naveed.
We are fighting a war, Naveed.
Korkmak çok doğal Naveed.
It is natural to be scared, Naveed.
Naveed, bir saate kalmadan kontrolü alıp İHA'lara pilotluk edebilecek.
Naveed will be able to take control and pilot the drones in less than an hour.
Naveed, seni seviyorum, bu yüzden lütfen lütfen şunu hallet ki böylece gidebilelim ve bir daha asla annemin planlarının bir parçası olmak zorunda kalmayalım.
Naveed, I love you, so, please, please just go through with this and then we can leave, and we never have to be a part of my mother's plans again.
Sorun Naveed, değil mi?
It's Naveed, isn't it?
Naveed kocan olabilir ama anlamak zorundasın, o İHA'lara pilotluk yapması için ne gerekiyorsa yapacağım.
Naveed may be your husband, but you must understand, I will do whatever's necessary to get him to pilot those drones.
Caymaya çalışman şerefine leke sürer Naveed.
Trying to back out is a stain on your honor, Naveed.
- Sadece sen durdurabilirsin Naveed.
Only you can do that, Naveed.
Londra'ya en yakındaki en ağır silahlı 10 İHA'yı belirle. Sonra Naveed devralıp pilotluk yapacak.
Identify the 10 most heavily-armed drones closest to London, and Naveed will take over the piloting.
Berbat bir yalancısın Naveed.
You're a terrible liar, Naveed.
Naveed'e yapmak zorunda kaldığın şeyi anlıyorum.
I understand what you had to do with Naveed.
Naveed, benim, kız kardeşin.
Naveed, it's your sister.
Eğer Naveed kız kardeşini Londra'dan götürmeyi planladıysa o zaman kıza operasyonumuzdan bahsetmiş olmalı.
If Naveed had planned to take his sister out of London, then he must have told her about our operation. No, no.
Naveed de burada mı?
Is Naveed with you?
- Naveed bana korkutucu bir mesaj bırakmış.
Naveed left me a scary message.
Naveed ciddi bir durum varmış gibi konuştuysa kusura bakma.
I'm so sorry if Naveed made it sound serious.
O halde Naveed'le birlikte bir yere gideceğini neden düşünmüş?
Where did she think she was going with Naveed?
Naveed'e güvenebileceğimizi de söylemiştin.
And you also said Naveed could be trusted.
Naveed'le mi ilgili?
Is it about Naveed?
Naveed'e bir şey mi oldu?
Has something happened to Naveed? Please.
Senin için herhangi bir telafi şansı varsa Naveed şimdi başlıyor işte.
If there is any kind of redemption for you, Naveed, it begins now.
Sabrımı sınama Naveed.
Don't test my patience, Naveed.
Naveed'le ilgili bildiklerini öğren. Sonra da beni ara.
And then call me back.