Ne kadar tatlı перевод на английский
1,355 параллельный перевод
Ne kadar tatlı, değil mi hayatım?
THAT'S SWEET, HONEY. OH, SEE?
- Ne kadar tatlı, değil mi?
[FERN] Ah, she's adorable!
- Ne kadar tatlı bir köpek.
- Such a sweet dog.
Ne kadar tatlı bir isim.
What a very sweet name.
Baksana ne kadar tatlıymışsın Teddy.
Oh, look how cute you are, Teddy.
Ne kadar tatlısın!
Pretty precious!
Babacığına bunun ne kadar tatlı olduğunu söyle.
Tell your daddy it ´ s nice.
Ne kadar tatlı, Teşekkür ederim
How very sweet. Thank you.
Sen ne kadar tatlı şeysin öyle!
JANET : You are just the sweetest thing!
Ne kadar tatlısın.
Aren't you sweet.
- Anlatırdım tabii eğer ne kadar tatlı olduğunu düşündüğünü bilseydim.
- l would have if I'd known how cute you thought he was.
Ne kadar tatlı. Bu benim için öyle anlamlı ki.
That means so much to- -
Tam o anda bir örnek verip onun ne kadar tatlı olduğunu anlatıyorum.
And that's when I hit'em with an example of him being sweet.
Şey, yani, ne kadar tatlısınız.
Ow! I mean, that's so sweet.
- Ne kadar tatlı değil mi?
- Ah, well, ain't that sweet?
Sen ne kadar tatlı ve harika bir adamsın.
Oh, you sweet, wonderful man-child.
Ne kadar tatlı patates lazım bilmeliyim.
I need to know how many yams to buy.
Beladan uzak durmak istesem, sadece ne kadar tatlı olduğunu söylerdim.
If I wanted to get out of trouble, I'd just tell you how pretty you look.
Tanrım, ne kadar tatlısın.
Oh, God, you are so sweet.
Oh, bak. Ne kadar tatlı
Oh, see, that's sweet.
Bana her zaman, "Chocho ne kadar güzelsin, ne kadar tatlısın" derdi.
I always say, " Chouchou, You're so cute!
- Ne kadar tatlısın sen...
- You're just too cute, you...
Çocukken ne kadar tatlıydı.
She was so sweet as a kid...
Ah ne kadar tatlı değil mi?
Aw, isn't that sweet!
Ne kadar tatlı ve hayat dolu olduğundan bahsediyorlar, zamanın gelmiş olduğundan ve Tanrı'nın planını sorgulayamayacağından bahsediyorlar.
They talk about how sweet and full of life you were, how it was your time and you can't question God's plan.
Ne kadar tatlı, özelikle o dar şortların içinde.
How cute, especially with those tight shorts.
- Ne kadar da tatlısın!
- Oh. That's so sweet.
- Ne kadar tatlı, ne oldu?
- Of course.
Çilek ne kadar koyuysa suyu o kadar tatlıdır.
The darker the berry, the sweeter the juice.
Ne kadar güzel bir vazo, tatlım!
Such a nice vase, darling!
Tatlım, ne kadar da tembelsin.
Sweetheart, you are such a clothes-horse.
Hele senin gibi tatlı bir kedicik, diyelim ki, ne kadar körmüşsün.
And a sweet little puss like yours, let's just say what a blindness you got.
Baksana, ne kadar da tatlılar.
That's right, sweetie.
Tatlım, bunun senin için ne kadar zor olduğu hayal bile edemem. Ama, bu yüzden Joey'i kaybetmeni istemem.
I can't even imagine how hard this must be for you but I don't want you to lose Joey over it.
- Ne kadar ilginç, değil mi tatlım?
Isn't that interesting, honey? Yep. Mind
Birbirimize dokunamayacak kadar uzak duruyorduk, ama hakkınızda söylediği şeyleri duyacak kadar yakanındaydım. Sizin ne tatlı, ne sevecen biri olduğunuzu söyledi.
You know, too far to touch, but close enough to hear all the wonderful things he said about his adorable, sweet-tempered, lovable... can we have someone else do our physical?
Tatlım, bir gayle bir lezbiyen birbirine ne kadar benzerse gerçekle kanunlar da birbirine o kadar benzer
HONEY, THE TRUTH HAS AS MUCH TO DO WITH LAW AS GAY MEN HAVE TO DO WITH LESBIANS.
Tatlı olarak ne var görene kadar bekle.
WAIT TILL YOU SEE WHAT'S FOR DESSERT.
Ne kadar da tatlı.
She's so cute.
Ne kadar güzel tatlım.
That's nice, poopie.
- 1905. - Ne kadar eder tatlım?
It's worth a lot more now.
- Ne kadar tatlı bir yer.
What a lovely place.
Alvin, ne kadar da tatlısın, buna gerek yoktu.
Alvin, that's so sweet, but you shouldn't have.
Hayır, tatlım, şimdi babanla konuşacaksın, çünkü ne kadar kızdığını hayal bile edemezsin.
No, honey, you are gonna talk to your father
tatlım ne giydiğimden ziyade üzerimde ne kadar kalacağı önemli.
YOU'RE A VERY GENEROUS MAN. OH, LOOK. YOU GOT LIPSTICK ON ME.
Tatlım, ayrıntılara ne kadar önem verdiğimi bilirsin. Sloane'la olan görüşmelerimde...
Honey, you know how much I depend on the details.
Sense tatlı şey beni kafesten çıkartacaktın ve bir düşünelim..... ben sana ne verecektim, 10'a kadar saymamı mı?
As for you, luscious thing you were gonna let me out of that cage, so let's see... I'll give you, what, a 10-second start? Ten, nine...
Ne kadar da tatlı ve taze gözüküyorsun.
You look all fresh and sweet.
Tatlı sohbetimizi ne kadar sevsem de... Baba, olayla diğer bir suç uzmanı görevlendirilmiş zaten.
Well, as much as I like our pleasant conversation... dad, it's already been assigned to another criminalist.
Hayret verici bir zerafet ve ne kadar tatlı bir sesti, kurtaran benim gibi bir biçareyi.
? amazing grace? ?
Ne kadar oldu tatlım?
How much is that now, honey?
ne kadar tatlısın 25
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar iyisin 19
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar iyisin 19